Teknolojinin hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz. Her yeni buluş, hayatımızı kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda yaşam tarzımızı da dönüştürüyor. Bu dönüşümün son halkası ise yapay zeka destekli araçlar, özellikle de ChatGPT. Günümüzde öğrencilerin akademik çalışmaları için bu tür yapay zeka araçlarına yönelmesi, eğitim dünyasında hem heyecan hem de endişe yaratıyor. Peki, bu devrimsel araç gerçekten eğitime fayda mı sağlıyor, yoksa bir tembellik kültürü mü yaratıyor?
ChatGPT ile Eğitimde Değişen Dinamikler
Yapılan son araştırmalar, öğrencilerin giderek artan bir şekilde ödevlerini ChatGPT’ye yaptırdığını gösteriyor. Pew Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, 13-17 yaş arası gençlerin %26’sı okul çalışmaları için bu aracı kullandıklarını belirtiyor. Üstelik bu oran, bir önceki yıla göre iki katına çıkmış durumda. Araştırma yapmak, matematik problemlerini çözmek ya da bir kompozisyon yazmak gibi görevlerde ChatGPT’nin sağladığı kolaylık, öğrenciler için cazip bir seçenek haline gelmiş durumda.
Ancak bu durumun eğitim üzerindeki etkileri düşündürücü. Öğrenciler, hazır cevaplara hızlıca ulaşabildikleri için öğrenmenin özünden uzaklaşıyorlar. Yani bilgiye ulaşma süreci kolaylaşırken, bu bilgiyi anlamlandırma ve özümsme süreçleri sekteye uğruyor. Eğitim sisteminin temel amacı, bilgi ezberlemekten ziyade, analitik düşünme becerisini geliştirmek değil midir?
Öğretmenlerin Endişeeri: Yapay Zeka Öğrenmeyi Engelliyor mu?
ChatGPT gibi araçlar, akademik çalışmaları hızlandırabilir, hatta daha yaratıcı içerikler üretmeye de yardımcı olabilir. Ancak öğretmenler, bu tür araçların öğrencilerde tembelliği teşvik ettiğini ve derin öğrenmeyi baltaladığını düşünüyor. Özellikle Türk lise öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma, ChatGPT kullananların matematik testlerinde en kötü performansı gösterdiğini ortaya koyuyor. Öğrenciler, yapay zekanın sunduğu hazır çözümleri kullanırken, konuyu gerçekten anlamak için çaba göstermiyorlar.
Bu durumun sadece bireysel öğrenme üzerindeki etkisi değil, aynı zamanda toplum genelindeki eğitim kalitesini düşürmesi de muhtemel. Gazeteci Ömer Dursun’un da belirttiği gibi, öğrenciler öğrenmeden bir şeyler elde etmeye alışırsa, gelecekte bilgiye dayalı mesleklerde yetersizlik yaşanabilir.
Kolaylık ve Öğrenme Arasında İnce Çizgi
ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçları tamamen zararlı mı? Elbette hayır. Doğru kullanıldığında, öğrencilerin araştırma yapmasını kolaylaştırabilir, karmaşık kavramları açıklayabilir ve onlara yeni fikirler sunabilir. Ancak bu araçların nasıl kullanılacağını öğretmek, kritik bir öneme sahip. Örneğin, bir öğrenci ChatGPT’yi yalnızca bir rehber olarak kullanır ve aldığı bilgiyi kendi süzgecinden geçirirse, bu durum faydalı olabilir. Ancak bu araçlar, tamamen ödev yapma yükünü ortadan kaldıran bir “kestirme yol” olarak kullanıldığında, eğitim amacından sapar.
Eğitim Sistemine Yeni Bir Yaklaşım Şart
Bugün, eğitimciler yapay zeka araçlarına karşı net bir duruş sergilemek yerine, bu araçları nasıl verimli bir şekilde entegre edebileceklerini düşünmelidir. Öğrencilere, yapay zekayı bir çözüm aracı değil, bir öğrenme yardımcısı olarak kullanmanın yolları öğretilmelidir. Bunun yanı sıra, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirecek uygulamalar ve yöntemler geliştirilmeli, yapay zeka araçlarıyla tamamlayıcı bir ilişki kurulmalıdır.
Sonuç olarak, ChatGPT gibi araçlar bir devrim niteliği taşıyor. Ancak bu devrim, bilinçli bir şekilde yönetilmezse, eğitim dünyasında beklenmedik sorunlara yol açabilir. Teknolojiyi suçlamak yerine, onunla nasıl uyum içinde çalışabileceğimizi düşünmeliyiz. Zira geleceğin dünyasını inşa edecek olan bugünün öğrencileri, teknolojiyi sadece bir araç olarak kullanmayı öğrenmelidir. Unutmayalım ki, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bilginin ve öğrenmenin gerçek gücü insan zihnindedir.