5 Mayıs… Hollanda için büyük anlam taşıyan bir tarih. Bu ülkenin Nazi işgalinden kurtulduğu ve özgürlükle yeniden buluştuğu gün. Ancak bu 5 Mayıs, Hollanda’daki Türk toplumu için bir başka anlam daha taşıyacak. Çünkü bu yıl, ilk kez Avrupa’da Türk Dil Bayramı resmî bir etkinlikle kutlanacak. Mekân ise Vlaardingen’in kalbindeki tarihi Stadsgehoorzaal salonu.
Kuşaktan Kuşağa Vakfı tarafından organize edilen bu özel gün, yalnızca bir dil bayramı değil, aynı zamanda kültürel kimliğin, toplumsal dayanışmanın ve geçmişle bağların da kutlandığı bir gün olacak. Çünkü dil, sadece konuştuğumuz kelimelerden ibaret değil. O; hatıralarımızın, türkülerimizin, masallarımızın, atasözlerimizin taşıyıcısıdır. O giderse biz de eksiliriz.
Salonlar Bayram Yeri, Kalpler Anavatan
Etkinliğe Hollanda’nın dört bir yanından vatandaşlarımızın katılması bekleniyor. Salona giriş saati olan 14:00’ten itibaren, bayramlık giysiler içinde, birbirine gülümseyerek selam veren, kucaklaşan, kokularını sürünmüş, sohbet etmeye hevesli insanlarla dolacak salon. Türkçeyi sevenler, onun için bir araya gelmiş olacak. Kimileri eski dostlarını görecek, kimileri yeni yüzlerle tanışacak. Bu da bize gösteriyor ki dil, sadece iletişim değil; birleştirici bir bağ.
Etkinlikte sadece resmi konuşmalar değil, şiirler, şarkılar, belki çocukların sahne alacağı gösterilerle zengin bir program da olacak. Kuşaktan Kuşağa Vakfı’nın adı gibi; büyüklerden küçüklere, dilden kalbe uzanan bir bayram coşkusu yaşanacak.
Birlikte Yaşamanın En Temiz Harcı: Dil
Bugün Avrupa’da yaşayan bizler için anadilimizi yaşatmak, geçmişi geleceğe taşımakla eşdeğer. Çocuklarımıza yalnızca Türkçeyi öğretmek değil, onu sevdirmek de görevimiz. Çünkü sevgiyle öğrenilen dil, kimliktir. Anadilini bilen çocuk, kendine daha güvenlidir, ailesiyle daha güçlü bir bağ kurar, kültürel kökleriyle barışıktır.
İşte bu yüzden Türk Dil Bayramı’nı Avrupa’da kutlamak, sıradan bir etkinlik değil; adeta tarihî bir adımdır. Bu girişimi başlatan Kuşaktan Kuşağa Vakfı’nı yürekten kutluyorum. Bir gün bu etkinliğin Fransa’da, Almanya’da, Belçika’da da düzenleneceğine inancım tam.
Paylaşmak Bayramın Ruhu
Etkinlik sonrasında sosyal medyada paylaşılacak fotoğraflar, videolar ve yorumlar; bu coşkunun sadece salonda kalmayıp daha geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak. Bu da bayramın ruhuna uygun. Çünkü bayramlar, paylaştıkça güzelleşir.
Son söz olarak şunu söylemek isterim: Türkçemize sahip çıkmak, yalnızca bir günle sınırlı değil. Ama bu tür etkinlikler, farkındalık yaratmak için çok kıymetli. Dilerim her 5 Mayıs, Avrupa’daki Türk toplumu için bir dil şölenine dönüşür. Ve biz, çocuklarımıza bırakacağımız en kıymetli mirasın bir parçasını daha özenle işlemiş oluruz.
.