Yeni neslin çocuklarına genel anlamda baktığımda şunu çok net görür oldum
Çocuklarımızı biraz şımarık yetiştiriyoruz ve bunun adına da ‘özgüvenli büyütüyoruz’ diyoruz. Benim olmadı onun olsun diyerek ne istese alıyoruz, yapıyoruz ve tatminsiz bir nesil inşaa ediyoruz
Ki gerçekten karşılaştığım bir tablo bu.
Oysa ki, Birbirine paralel o kadar ince çizgiler aslında şımarıklık ve özgüven.
Korkmak ve saygı duymak gibi..
hem uzak hem de yakın
Evet jenerasyon değişti
dünya değişiyor her geçen gün
İnsanlar değişti, zaman zaten başıboş..
Teknolojiye yetişmek mümkün değil
Bütün Bunlar olurken saygısız, tahammülsüz bir toplum olup çığ gibi büyüyoruz.
Çünkü çocuklara fen,matematik gibi akademik konulardan evvel insan olmayı, her durumda insan kalmayı, toplumsal değerlerimizi,
adap ve görgüyü
Farklı kişiliklere saygı duymayı, takındığı üsluba dikkat etmesi gerektiğini,
küfürle hakaretle sadece kendi değerini düşürdüğünü, Tartışırken yüksek sesle ve ağır ithamlarda bulunarak haklı çıkılamayacağını ve hatta haklı ise bile bu tavrıyla haksız duruma düşeceğini izah etmeliyiz, biz ebeveynler olarak
En büyük sorumluluğumuz bu olmalı. Geleceği hamur gibi yoğuruyoruz en değerli en manalı meslek bu. İşlemeliyiz onları..
Her tartışmadan galip gelemeyeceğini ve bunu da sindirmeyi öğretmeliyiz
200 kelimeyle hayatını idare eden gençler var maalesef
Kültür yozlaşması mı bu yaşadığımız
yoksa medeniyet mi?
En ufak bir şeyde köpüren, öfkesini kontrol edemeyen ve hatta öfkesine esir düşen bireyler olarak yarının anne babaları olacaklar!
Peki bundan sonraki dönemlerde içinde varolduğumuz toplumun nasıl bir duruma geleceğini görebilmek tasavvur edebilmek için aklımız, hayalimiz,vicdanımız
yetebiliyor mu?
Serpil Barın Torunoğulları – nhaber.nl