Önlerine bakan anaokulu çocukları… Diğer çocuklarla oynamak istemeyen veya oynayamayan çocuklar. Hayal güçleri yokmuş gibi görünen, oyuncakları, el işlerini ve resim yapmayı sevmeyen çocuklar. Hatta açık havada oyun oynarken bile bir köşede tek başlarına oturup diğerlerini izleyenler. Bir ilkokulda çalışan bir arkadaşım bu çocuklara “ekran çocukları” diyor.
Pazartesi sabahı çember zamanı sırasında öğretmen, herkese hafta sonu neler yaptıklarını sormuş. Ekran çocukları ise “iPad’imdeydim, akıllı telefonumdaydım” gibi cevaplar vermişler. Bu çocuklar tamamen kendi hallerine bırakılmış ve boş zaman aktiviteleri sadece bir ekrandan ibaret.
Duygular üzerine bir ders sırasında öğretmen, çocuklara ne zaman mutlu veya üzgün olduklarını sormuş. Üzgün olduklarında, “tabletimle/ iPad’imle/ PlayStation’ımla oynayamadığım zaman” diye yanıtlamışlar.
Öğretmen, birçok çocuğun güzel oyun oynamakta zorlandığını fark ettiğini söyledi. Oynadıkları zaman bile Fortnite, zombi oyunu, lav oyunu gibi ekranlardan gördükleri oyunları oynuyorlar.
Bir makalede, “Video oyunlarına haftada bazen seksen saate kadar zaman ayıran gençlerin sayısı giderek artıyor; uzmanlaşmış rehabilitasyon kliniklerinin bekleme odaları dolup taşıyor” deniyor.
Oyunların bu kadar bağımlılık yapabilmesinin ana nedenlerinden biri, bu şekilde tasarlanmış olmalarıdır. Oyun tasarımcıları, kar elde etmek isteyen herkes gibi, her zaman daha fazla insanın oyunlarını oynamasını sağlamanın yollarını ararlar. Bunu, oyunu geri dönüp tekrar oynamanızı sağlayacak kadar zor, ama oyuncunun sonunda pes edeceği kadar zorlaştırmayarak yaparlar.
Başka bir deyişle, bir oyuncu için başarı çoğu zaman ulaşılamaz gibi gelir. Bir öğrenci bana şöyle yazdı: “Oyun oynamak dopamin üzerinde etkili. Mobil oyunlar daha da kötü. Bunlar gerçekten de hızlı ve kısa süreli dopamin etkisi yaratıyor. Çok sayıda ses ve ekranda sürekli geri bildirim ile “yeni” bir şeylere sahip oluyorsunuz.”
Bazı ülkelerde okullarda cep telefonları yasaklanıyor.
Fransa ve İngiltere’de okullarda cep telefonlarına getirilen bir yıllık yasağın etkileri:
- Öğrencilerin sınav puanlarında artış
- Dikkat ve konsantrasyonun artması
- Öğrenciler arasındaki öğrenme eşitsizliğinin azalması
- Siber zorbalığın azalması
Harika sonuçlar!
Ben cep telefonu yasağına karşıyım ama Medya Okuryazarlığının ortaokullarda zorunlu bir ders haline getirilmesini ve Hollandaca, İngilizce ve Matematik kadar önemli hale getirilmesini destekliyorum.
Erdinç Saçan – Nhaber.nl