Çelişkilerle dolu bir ülkedeyiz vesselam!
Bir yanımız aşırıya kaçan ve dini geleneksel dokuyla boğan özünden uzaklaştıran ki; halk diliyle, yobazlarımızla, diğer yanımız, tamamen dinden uzak (ve sanki Allah’a inanmak, onun emrettiği kurallarla yaşamak en büyük cehaletmiş gibi) meziyeti, büyüklüğü, ataizm’e ve türevlerine kadar taşıyan Allah’sızlar la, benim tabirimle dünya’lıklar la dolu.
Arada kalansa gerçek anlamda, dini özümsemiş ama, azınlıkta kalmış insanlarımız…
Yani üçe bölünmüş bir bütünlük…
Haliyle hoca adını verdiğimiz ve dini rehberlerimiz gözüyle de kabul ettiğimiz hocalar da bin bir çeşit ülkemde…
Oysa, Allah ve onun kitabı Kur’anın emirleri değişmez!
Öz kimliği İslam olan bir ülkede yıllarca başörtüsü tartışmalarıyla kafalar bulandırıldı…
Ojeyle abdest alınabilir diye fetvalar verildi…
Kur’anda farz olan değerler tartışılabilinir hâle getirildi…
Neden?
Hiç düşündünüz mü peki?
Çünkü; bu Yüce Milletin en sarsılmaz kalesi inancıydı…
Nasıl parçalanır Türk milleti sorusunun cevapları ve hesapları ince ince yapıldı..
Bugün geldiğimiz karmaşa ve ayrışmış insanlarımız; ‘yok etme parçalama’ adı verilen projenin eseri !
Her kanalda farklı farklı yorumlarıyla insanları biraz daha uçuruma doğru itekleyen çok sevgili hocalarımız da topluma akıtılan zehirin şırıngacıları; özenle yetiştirilmiş ve seçilmiş!
Müslüman akıllı olmalı.
Tehlikenin nereden ve niçin geldiğini bilecek kadar uyanık olmalı.
Din tartışılmaz!
Allah’ın kanunları değişmez, değiştirilemez!
Eleğin üzerinde kalması gereken kaçınılmaz destur buyken insanlarda ki inanç değişimi ve karmaşası çok acınası bir durum…
İnancı ve değerleri çürütülmüş bir toplum, sağlıklı nesillere gebe kalabilir mi ?
Aile dokumuz, inancımız, tarihimiz ve öz değerlerimizle ilmek, ilmek oynandığını artık görelim ve kabul edelim…
Ve düzeltmek adına da nolur acele edelim…
Dünya üzerinde topla, tüfekle zaferin kazanılmadığı ve kazanılmayacağı tek ülke Türkiye ve tek milletiz.
Bu gerçekle içimizde ki, manevi değerleri parçalayarak yol almayı seçtiler!
Kendimize gelelim! Gezegenin en yüce kimlikli ulusu biziz!
Zehirli sarmaşık misali, tüm milli değerlerimiz erozyona uğratılarak kuşatılıp, hasar alsa da biliyorum ki; öze dönüş yolculuğuna ivedilikle yol alacağız.. En büyük kusur ve ayıbımız kutsal kitabımızı derinliğine okuyup araştıran bir toplum olmamamız.
Zaman uyanış zamanı …
Ailemizi, sevdiklerimizi, yaşadığımız toplumu ve ülkemizi huzura davet etmenin tek yolu kendi özümüze dönmek! Avrupa’nın hayran kaldığı ve hatta onun kurallarını rehber edindiği Kutsal kitabımızı ve bize önerilerini, yaptırımlarını dikkate almak zorundayız hızlıca… Eşsiz vatanımızı, kanlarıyla sulayarak kurtaran şehitlerimizin inancıyla bugün varız.
Ne çabuk unuttuk bu gerçeği?
Bu nasıl bir uyku hali?
Eğitimin ne kadar gerekli olduğunu yüce yaratıcımız, ilk cümlesiyle vurgulanıyor mu bizlere?
Bizim için indirilmiş bilgi ve rehber kitabına o kadar kör bakar haldeyiz ki…
Güzel ülkemiz yeryüzünün tek nadide incisi..
Ve biliyoruz ki; bizim inancımız, mutlak tek din ! Bizim değerlerimizin, birliğimizin benzeri yok!
Şimdi her dağılmış, parçalanmış hâli toplama zamanı…
İnancımızı gölgeleyen her kirlilikten arınıp, yeniden Türk’e yakışır kimliğimizle Türkiye’ye, aziz ecdadımızın ağırlığıyla sahip çıkma zamanı…
Geçmişine dön bak ve kendine gel ey Türk!
Bu gününe, yarınına, geleceğine sıkı sıkı sarıl…
Çünkü sen, tek kişi iken bile kocaman bir ORDUSUN!
Aygül Şamhili- NHaber.nl