Ne yazık ki her yerde çetelerden geçilmiyor. Gün geçmiyor ki hiç duymadığımız bir çeteyle
karşılaşmayalım.
Çeteler ve organize suçlarla mücadelede caydırıcı cezalar önemli bir rol oynar, ama
aynı zamanda toplumun bilgilendirilmesi ve farkındalığın artırılması da suç oranlarını azaltabilir.
Burada iki konuyu birlikte ele alarak güçlü bir mesaj vermek istedim.
Bu oldukça hassas ve derin bir konu. Yeni doğan bebeklere karşı işlenen bu tür
vahşetler toplumun hem vicdanını sarsar hem de sosyal yapının nereye gittiğine dair sorular sordurur. Bu konuya yaklaşırken, toplumsal yapıda şiddetin kökenlerine
inmek, çeteleşmenin nedenlerini sorgulamak ve özellikle bu olayın yarattığı ahlaki çöküş üzerine dikkat çekmek gerekiyor.
Bir yandan da bu tür olayları engellemek için neler yapılabileceği, ailelerin ve
çocukların nasıl daha güvenli ve bilinçli yetiştirilebileceği, şiddetin ve çeteciliğin
kökeninde yatan toplumsal, ekonomik ve psikolojik faktörleri irdelemek gerekir.
Öncelikle, cezalandırma kısmında caydırıcı yasalar ve uygulamalar çok önemlidir.
Çetelerle mücadelede uygulanabilecek caydırıcı cezaların başlıcaları;
Ağırlaştırılmış cezalar:
Özellikle yeni doğan bebeklere zarar verme gibi toplumsal vicdanı derinden sarsan
suçlarda, caydırıcı en ağır cezaların verilmesi gerekiyor. Ömür boyu hapis gibi cezaların toplumda korku salması !
Hızlı ve etkin yargı süreçleri:
Suçluların adil ve hızlı bir şekilde yargılanarak ceza almaları, toplumda adalete olan güveni artırabilir. Geciken adalet, toplumda huzursuzluğa neden olabilir.
Geciken Adalet Adalet değildir
Maddi ve manevi tazminatlar:
Bu suçları işleyenlerin sadece ceza almalarının yanı sıra, mağdurlara maddi ve manevi tazminatlar ödemek zorunda bırakılmaları, suçlular üzerinde caydırıcı bir etki yaratabilir.
Toplumun bilgilendirilmesi noktasında bilinç artırılabilir:
Eğitim ve medya: Medyada bu tür olayların doğru ve hassas bir dille aktarılması, insanları daha dikkatli ve bilinçli hale getirebilir. Ayrıca, eğitim yoluyla çocuklar ve gençler küçük yaşlardan itibaren şiddete karşı bilinçlendirilir.
Sivil toplum katılımı: Sivil toplum kuruluşları, suçlarla ve çetelerle mücadelede etkin roller oynayabilir. Bu kuruluşlarla insanlara çetelere karşı alınabilecek önlemler, ihbar mekanizmaları ve hukuki süreçler hakkında bilgi verilebilir.
Toplumda dayanışma: Toplumu bu tür olaylara karşı birlik olmaya teşvik etmek, çetelerin karşısında daha güçlü bir duruş sergilenmesini sağlayabilir. Bu dayanışma, suçların bildirilmesini artırabilir ve çetelerin faaliyetleri zorlaştırabilir.
Kanun kurallarının yanısıra, toplumun yardımı olmadan bu çetelerle baş edilemez.
Çetesiz günler dileğimle…
Şerife Bozoğlan Eker-NHaber.nl
