1. Haberler
  2. Haberler
  3. ABD’nin iddiasına göre Erdoğan, Rutte’ye randevu vermiyor!

ABD’nin iddiasına göre Erdoğan, Rutte’ye randevu vermiyor!

featured
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, İsviçre'nin Davos kasabasında gerçekleştirilen 54. Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılarak konuşma yaptı. ( Halil Sağırkaya - Anadolu Ajansı )
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Almanya hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit’in dile getirdiği iddiaya göre; “Rutte, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme ayarlamaya çalıştı ancak şu ana kadar başarılı olamadı. Avrupalı diplomatlara göre Türkiye, Rutte’nin AB üyesi olmayan Norveç’ten gelen Stoltenberg’in izinden gideceğine ve İttifak içinde AB üyelerini kayırmayacağına dair güvence istiyor.”

mark rutte tayyip erdogan

Almanya hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada “Şansölye Mark Rutte’nin NATO’nun yeni Genel Sekreteri olarak aday gösterilmesini destekliyor. Muazzam deneyimi, güvenlik politikalarındaki büyük uzmanlığı ve güçlü diplomatik becerileriyle Mark Rutte NATO Genel Sekreterliği görevi için olağanüstü bir adaydır.” dedi.

ABD’li bir temsilci Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada Başkan Joe Biden’ın da Rutte’nin adaylığını desteklediğini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı da Rutte’yi desteklediğini açıkladı.

Alman Tagesschau göreve atanmasından önce, “Rutte neden NATO Sekreterliği için favori” başlıklı incelemesinde Rutte’nin göreve uygunluk sebeplerini ele aldı. Tagesschau, “Rutte’nin bir süredir, son olarak Münih’teki Güvenlik Konferansında olmak üzere, NATO konularında dikkat çekici sıklıkta ve temel açıklamalarda bulunduğunu” yazıyor. Gelecek ABD seçimlerinde Joe Biden’la yarışacak olan Donald Trump’ın başkan olması durumunda NATO’nun zayıflayacağına işaret eden açıklamalarını hatırlatan Tagesschau, “Putin’in Beyaz Saray’a geri dönmesi halinde Avrupa’nın NATO’da nispeten yalnız kalacağı endişesinin tartışmalara konu olduğunu yazıyor ve Rutte’nin buna ilişkin görüşüne yer veriyor. Rutte, Münih’teki Güvenlik Konferansı’nda Trump’ın söz konusu doğrultuda adımlar atması durumunda Avrupalıların “ordularına çok daha fazla para yatırmak zorunda kalacaklarını” ve bunu “Trump yüzünden değil, çıkarımıza olduğu için yapmak durumunda” olduğunu söylüyor.

Politico’da, Rutte’nin göreve atanmasından önce kaleme alınan Eva Hartlog ve Stuart Lau imzalı “Mark Rutte NATO’yu kurtarabilir mi?” başlıklı yazıda eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı ve şu anda Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde araştırmacı olan Camille Grand’ın kendilerine söylediği sözleri aktarıyor: “Avrupa’da en uzun süre görev yapan başbakanlardan biri olarak Rutte, Trump 1’in yükselişini ve düşüşünü yaşadı ve olası bir Trump 2 ile başa çıkmak için iyi bir konumda.”

Avrupa basınında Rutte’nin Transatlantik ittifak için iyi bir seçim olduğu konusunda bir uzlaşı oluştuğu söylenebilir. Almanya’daki Taz, Rutte için “Hollanda’dan bir Transatlantikçi” yorumunda bulundu.

 

AA 20220927 29000666 29000665 HOLLANDA UKRAYNAYA DAHA FAZLA SILAH VEREREK DESTEGINI ARTIRACAK

Yine Almanya’dan Telepolis sitesi “NATO’nun stratejik seçimi: Mark Rutte neden tercih ediliyor” başlıklı bir inceleme yayınladı. “Çok uluslu şirketlerdeki eski deneyimi ve Anglo-Amerikan çıkarlarına gösterdiği sadakat” Rutte’ye en iyi olanakları sunuyor.

Rutte kariyerine 1992 yılında çok uluslu İngiliz gıda şirketi Unilever’in bir taşeronunda personel müdürü olarak başladı ve 2002 yılına kadar bu işi sürdürdü.

Unilever’in dikkat çekici özelliği, Lobbycontrol derneğinin tespitine göre Transatlantik İş Konseyi (TBC) gibi “en etkili transatlantik lobi örgütlerine” üye olması. Unilever’in Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) “Stratejik ortak” olarak betimleniyor. Unilever Lobbycontrol’ün “küresel olarak aktif şirketler ve eski üst düzey hükümet yetkilileri ve eski askeri personel tarafından kontrol edilen, son derece etkili bir ABD düşünce kuruluşu ve lobi örgütü olan Atlantic Council”in Uluslararası Danışma Kurulu’nda yer alıyor.

Telepolis, Rutte’nin bu özelliklerinin, eski NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’le süreklilik arz ettiğini yazdı. Nitekim “Stoltenberg’in Başbakanlığı döneminde Norveç, 2000 yılında Davos’taki WEF’te kurulan ve bir kamu-özel sektör ortaklığı olan GAVI adlı aşı ittifakının en büyük bağışçı ülkesi haline geldi. Stoltenberg, Başbakanlık ve Genel Sekreterlik görevleri arasında GAVI’nin yönetim kurulunda da yer aldı.”

Rutte, 2022’de Hollanda parlamentosunda WEF’in ünlü 2020’de yayınlanan “Covid 19: Büyük Sıfırlama” kitabı hakkında bilgi sahibi olmadığını söylüyor, ancak daha sonra WEF’in kurucusu Klaus Schwab ile yazışmalarıyla kendini yalanlıyor.

Rutte’nin yara almadan atlattığı en büyük skandallardan biri, 2018’de ABD Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası (FOIA) kapsamında yapılan bir talep üzerine ortaya çıkan bir ifşa attı.

Telepolis, Rutte’nin küresel kapitalist devlere bağlılığına ilişkin bir örnek veriyor. “Rutte, Unilever ve petrol devi Shell’i Hollanda’da tutmak için çoğunluğun iradesine karşı Hollanda temettü vergisini kaldırdığı iddiasını üzerine olan soruşturmayı önce engellemeye çalıştı, ardından da söz konusu düzenlemeyi hatırlayamadığını iddia etti.”

Rutte’nin yeni göreviyle ilişkili olarak Avrupa basınında sözü edilen bir diğer konu Türkiye ve Macaristan’ın NATO içindeki aykırı tutumları. Politico’daki “Mark Rutte NATO’yu kurtarabilir mi?” başlıklı yazıda atamanın tüm NATO üyeleri tarafından imzalanması gerekeceği not edildikten sonra bu ülkeler içinde “daha önce ittifakın işlerine çomak sokmuş ya da en azından önemli kararları etkilemeye çalışmış olan Türkiye ve Macaristan” olduğu hatırlatılıyor.

AA 20230929 32272719 32272708 CUMHURBASKANI ERDOGAN TEKNOFEST IZMIRDE

Yazıda “üst düzey bir Avrupalı yetkiliden” alınan bilgi şöyle aktarılıyor: “Avrupalı bir yetkili Rutte’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme ayarlamaya çalıştığını ancak şu ana kadar başarılı olamadığını söyledi. Avrupalı diplomatlara göre Türkiye, Rutte’nin AB üyesi olmayan Norveç’ten gelen Stoltenberg’in izinden gideceğine ve İttifak içinde AB üyelerini kayırmayacağına dair güvence istiyor.”

Yazıda Macaristan konusunda ise şunlar yazılıyor: “… Viktor Orban’ı memnun etmek daha zor olabilir. İki lider geçmişte Macaristan’daki hukuk devleti ihlalleri ve LGBTQ hakları konusunda çatışmış. Orban ‘Hollandalı adamı’ kendisinden ve ülkesinden ‘nefret etmekle’ suçlamış ve Rutte Macar diktatörü AB’den ayrılmaya davet etmişti.”

Yine Politico’dan Alexander Ward, Paul McLeary ve Stuart Lau imzalı yazıda yeni üyelerin İttifaka kabul edilmesinin önündeki en büyük engelin Türkiye ve Macaristan olduğu bunun aşılması gerektiği yazıldı.

Bloomberg’de 13 Şubat’ta yayınlanan Selcan Hacaoğlu ve Çağan Koç imzalı yazının başlığı “Türkiye NATO Teklifini Desteklemek İçin Rutte’den Tarafsızlık Sözü İstiyor” şeklindeydi.

Fransız Les Echos Türk basınında Erdoğan’ın Rutte’den elde etmek istediği “garantiler” listelerinin kaleme alındığını yazıyor: “Bunların başında Avrupalı Mark Rutte’nin AB üyesi iki ülke olan Yunanistan ve Kıbrıs’a ilişkin tam tarafsızlığı geliyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde Türkiye, Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri harekatının ardından Rutte’nin Ankara’ya yönelik savunma ihracatına koyduğu ambargonun ve kendisine yönelik silah satışları üzerindeki tüm kısıtlamaların kaldırılacağına dair garanti istiyor.”

Mark Rutte NATO Genel Sekreteri olmak istiyor, Türkiye’nin destek için şartları var

Hollanda’daki Demokrasi için Forum Partisi (FVD) lideri Thierry Baudet 13 Şubat’ta Parlamentoda yaptığı konuşmada Rutte’yi eleştirirken şu ifadeleri kullanmıştı: “Hollanda, aşırılık yanlısı ABD ve İsrail politikalarıyla aynı çizgide yer almaya devam etmekten, hatta daha doğru bir ifadeyle, bu politikaların ön saflarında yer almaktan ne kazanıyor? Hollanda, Doğu’nun yeni yükselen ekonomilerini giderek daha fazla yabancılaştırmaktan ne kazanıyor?

Eğer tüm bunlar Mark Rutte’nin NATO’da yeni bir iş bulmasına yardımcı olmak içinse, bu daha ucuza çözülebilir. Sadece ne kazanmak istediğinizi söyleyin. O zaman F-16’larımızı kazanılamayacak bir savaşta düşürülmeleri için vererek ulusal güvenliğimizi tehlikeye atmak yerine bunu öderiz.”

Estonya Başbakanı Kaja Kallas da çekinceli

estonya basbakan jaha kallas

Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Mark Rutte’nin NATO Genel Sekreterliği adaylığına ilişkin çekincelerini dile getirdi. Kallas, bir sonraki genel sekreterin NATO’nun gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 2’sini savunmaya harcama standardını karşılayan bir ülkeden gelmesinin önemli olduğunu söyledi.

Kallas, Rutte’nin halihazırda Hollanda’nın dördüncü genel sekreteri olacağını, ancak kendi bölgesinden üye ülkelerin henüz tek bir üst düzey yönetici çıkarmadığını belirtiyor: “Bu da NATO’da birinci ve ikinci sınıf ülkeler olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Eşit miyiz, değil miyiz?”

Aydınlık

ABD’nin iddiasına göre Erdoğan, Rutte’ye randevu vermiyor!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

N'haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!