Devlet yardımı alan biri hacca gidebilir mi? Devlet yardımı ile gidilen Hac Caiz olur mu? Hacca gidecek kadar zengin birinin devlet yardımı alması ne kadar doğru? Almanya’da bir çiftin, devletten yardım parası (Bürgegeld) alırken hacca gitmesi bu soruları sordurdu. Hac sezonu öncesi bu tartışmaları ateşleyen olayın kahramanları Almanya Devlet kurumlarını da şaşırttı. Olayın manevi yanı ile pek ilgilenmeyen Aman makamları çifti devleti kandırmakla suçladı ve mahkeme çiftin aldığı 22 bin 600 Euro yardım parasını işçi bulma kurumuna ödemeye mahkum etti. Ailenin ilginç savunmasını adli makamlar kayda değer bulmadı. İşte ilginç vakanın ayrıntıları:
Akıllara ziyan Hacı aile olayı Berlin’de yaşandı
Akıllara ziyan Hac vakası Berlin’de yaşandı. Almanya’da işsizlere ödenen vatandaşlık parası ( Bürgegeld) alan Berlinli çift aldıkları yardım parasıyla hacca gittikleri için mahkeme çiftin aldığı 22 bin 600 Euro yardım parasını işçi bulma kurumuna ödemeye mahkum etti.
Aile Hacca hediye para ile gittiğini iddia etti ama mahkeme “o kadar büyük hediye mi olur?” dedi
Berlin-Brandenburg Bölge Sosyal Mahkemesi’nde görülen davada Berlinli aile Mekke’ye hac ziyareti için verilen pahalı bir hediyenin vatandaşlık ödeneğine gelir olarak sayılmayacağına karar vererek 22 bin 600 Euro’nun iadesine hükmetti.
İşçi bulma Kurumu da vatandaşlık parası alan aile hakkında yapılan soruşturma kapsamında çiftin hacca gittikleri bu Seyahat için 16 bin 500 Euro harcadıklarını bundan dolayı da ailenin işsizlere yapılan yardıma ihtiyacı olmadığını ve yapılan yardımların iadesini istemişti. Yapılan yardımların geri istenmesini mağduriyet olarak nitelendiren aile yaşanılan durumu mahkemeye taşıyarak haç için harcadıkları paranın bakıma muhtaç komşularına baktıkları için kazandıklarını belirterek İşçi Bulma Kurumu’nun talebini durdurmaya çalıştı. Yargıç hac yolculuğunun yüksek maliyetleri için kanıt görmedi.
Temyiz Mahkemesi de hacca gidebilen ailenin sosyal yardım almaması gerektiğine karar verdi
Temyize giden ailenin talebi ne Berlin Sosyal Mahkemesi ne de temyiz mahkemesi ailenin argümanlarını kabul etmedi.,
Sosyal medyada sorular birbirini kovalıyor?
Olayın duyulmasının ardından başta medya olmak olmak üzere bir çok mecrada, yardım parası ile hacca gidilir mi, faiz parası ile hacca gidilir mi gibi tartışmalar başladı. Devlet yardımı alan biri hacca gidebilir mi? Devlet yardımı ile gidilen Hac Caiz olur mu? Hacca gidecek kadar zengin birinin devlet yardımı alması ne kadar doğru?
Bu olay yabancı düşmanlığı yapanlara da koz verdi
Öte yandan bu durumun ortaya çıkmasından sonra yabancı düşmanlarının, Müslümanlara karşı nefret söylemlerini artırdı. Ailenin vicdanını rahatlatacak kendilerince makul mazeretleri olsa da kanunen suçlu duruma düşürerek Müslümanları sorgulatması hiç de yakışık almadı.
İslam Hukukuna göre bir Müslümanın Hac İbadeti yapabilmesi için “Zorunlu ihtiyaçları haricinde hacca gidip dönünceye dek kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin geçinebileceği maddi güce sahip olması” gerekiyor. Berlin’deki Müslüman çift Hacca gittiğine göre bu şartlara sahip olmalıydı. Ancak bu kadar zengin birinin devlet yardımı alması “sahtekarlık” sayılmıyor mu? Hacca gidecek kadar dini hassasiyet sahibi ailenin devlete “sosyal yardıma muhtaç” olduğunu beyan etmesi “yalan beyan” olmuyor mu? Yalancı birinin Hacca niyetlenmesi ne kadar doğru?
Şimdi herkes bu soruların cevabını merak ediyor?
Hac kimlere farzdır?
Hac, İslâm’ın beş temel esasından biri olup bedenî ve malî yönü olan bir ibadettir. Sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden haccetme imkânına sahip (Kâsânî, Bedâi‘, 2/120), hür, (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 3/354 [14868]) akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır (Merğinânî, el-Hidâye, 1/132; Kâsânî, Bedâi‘, 2/120; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/453-454). Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Hayatında bir defa hac yapmış olan Müslümanın bir daha haccetmesi gerekmez (Müslim, Hac, 412 [1337]); ancak nâfile olarak hac yapabilir (Ebû Dâvûd, Menâsik, 1 [1721]; İbn Mâce, Menâsik, 2 [2886]). Günümüzdeki kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği hâlde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz.
Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için sağlıklı olması, tutukluluk veya yurt dışına çıkma yasağı gibi bir engelinin bulunmaması ve yolun güvenli olması şarttır (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/141). Hac yolculuğuna katlanamayacak, ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, hac kendilerine farz olsa bile, eda ile yükümlü değildirler. Bu durumda olanlar şartları oluştuğu takdirde bizzat haccederler. Eğer şartlar oluşmazsa kendi yerlerine bedel göndererek hac yaptırırlar (Merğinânî, el-Hidâye, 2/482). Hacca yazılıp da kurada ismi çıkmayan veya yurt dışına çıkışla ilgili başka engellerden dolayı gidemeyen kişiler için bu da bir mazerettir.