Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema’dan Narko-devlet olmayalım çağrısı

featured
Amsterdam Belediye Başkanı Halsema "sokak iftarı"na katıldı

 26 Ocak 2024 tarihinde Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’daki Beurs van Berlage gerçekleştirilecek  ‘Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı’na herkesi davet ederken ‘Hollanda’nın narko-devlet olma riskini görebiliyorum’ diyen Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, Hollanda’nın uyuşturucuya yönelik uluslararası yaklaşımının acilen değiştirilmesi çağrısında bulundu.

femke halseme

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, 5 Ocak 2024 tarihli İngiliz The Guardian gazetesinde kaleme aldığı, “Amsterdam Belediye Başkanı olarak, Hollanda’nın bir narko-devlet olma riskini görebiliyorum” başlıklı yazısında uyuşturucuya yönelik uluslararası yaklaşımın acilen değiştirilmesi çağrısında bulundu.

Halsema, mevcut yaklaşımın Hollanda’yı bir narko-devlete dönüştürme riski taşıdığını savundu. Halsema makalesinde şu görüşlere yer verdi:

“Sağlık odaklı uyuşturucu politikamızla gurur duyuyoruz, ancak küresel boyutta gelişen yasa dışı uyuşturucu ticaretini dizginlemek için uluslararası çözümlere ihtiyacımız var. Hollanda’da eskiden “uluslararası uyuşturucuya karşı mücadele”ye belli bir küçümseme ile bakar, ciddiye almazdık.

Ulusal uyuşturucu politikamız geçmişte kullanıcılar için sağlık risklerini azaltmaya odaklandı ve nispeten başarılı oldu. Esrar gibi hafif uyuşturuculara karşı hoşgörülüyüz ve belirli koşullar altında kişisel kullanıma izin veriyoruz. Ağır uyuşturucular yasa dışıdır, ancak küçük miktarlarda (yarım gram ağır uyuşturucu veya bir ekstazi hapı gibi) bulundurmak genellikle kovuşturmaya tabi tutulmaz. Polis, çoğunlukla yerel olarak faaliyet gösteren en büyük uyuşturucu kaçakçılarını çökertti. Uyuşturucu suçları ve hatta cinayetleri vardı, ancak bunlar izlenebilir ve büyük ölçüde yönetilebilir kaldı. Uyuşturucu kaçakçılığı ekonomimizi ya da günlük hayatımızı pek etkilemiyordu.”

“Artık durum böyle değil. Küreselleşme ve uyuşturucunun uluslararası suç kapsamına alınmasıyla birlikte yasa dışı uyuşturucu ticareti daha kazançlı, profesyonel ve acımasızca şiddet içeren bir hal aldı. Bunun etkileri felaket olmuştur. Geçtiğimiz on yıl içinde, Avrupa’nın en büyük limanı olan Rotterdam limanı kokain için küresel bir transit merkezi haline geldi. Hollandalı yetkililer uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çabalarını arttırdılar, ancak gidişatı değiştiremediler. Son rakamlar ele geçirilen kokain miktarında rekor bir artış olduğunu göstermektedir. 2022 yılının ilk yarısında 22.000 kg’ın biraz üzerinde olan miktar 2023 yılının ilk yarısında 29.702 kg’a yükselmiştir. Bu durum ilk bakışta cesaret verici gibi görünse de aslında yaşananların ne kadar büyük boyutlarda olduğunu göstermektedir. Uyuşturucuyla mücadeledeki yaklaşımımız, ‘musluk açıkken paspas yapmaya benziyor’.

Uyuşturucu kaçakçılığındaki son eğilimler bir başka ciddi endişeye yol açmıştır. 14 yaşından küçük çocuklar ‘kokain kuryeleri’ olarak bu yasa dışı ticaretin içine çekilmektedir. Ele geçirilen miktarlar arttıkça şiddet de artmaktadır. Geçtiğimiz beş yıl içinde, uluslararası bir uyuşturucu sendikasına karşı yürütülen büyük bir ceza davasının üç kilit ismi Amsterdam’da güpegündüz katledildi: Kilit bir tanığın kardeşi, avukatı ve danışmanı olarak görev yapan tanınmış bir gazeteci.”

“Uluslararası bir finans merkezi olan Amsterdam, artık uyuşturucu talebinin belirlendiği ve dünyanın her yerinden pazarlıkların ve ödemelerin yapıldığı bir pazar yeri olarak hizmet veriyor. Uyuşturucu baronlarının paralarını akladıkları ya da vergi cennetlerine aktardıkları bir yer haline gelmiştir. Kara paraları giderek yasal ekonomiyi, özellikle de gayrimenkul, ticari hizmetler ve konaklama sektörlerini kirletiyor. Bu şekilde devam ederse ekonomimiz suç parasıyla dolacak ve şiddet tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşacaktır. Bu da toplumsal bozulmaya, mahallelerde huzurun kaçmasına, savunmasız genç nesiller suça sürüklenecek ve hukukun üstünlüğünün zayıflamasına yol açacaktır. Köklü bir değişiklik yapılmadığı takdirde Hollanda bir narko-devlet olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.”

“Hollanda’da şu anda karşı karşıya olduğumuz zorluklar liberal uyuşturucu politikamızın bir suçlaması değildir. Aksine tam tersidir. Hollanda hükümetinin, 1980’lerin sonu ve 90’ların başından bu yana giderek daha baskıcı hale gelen uyuşturucuya karşı küresel mücadelen etkilenen ekstaziye yaklaşımını ele alalım. Uluslararası baskı altında kalan Hollanda, eğlence uyuşturucusu olarak bilinen ve nispeten zararsız olarak algılanan ekstaziyi 1988 yılında Afyon Yasası kapsamına alarak sert uyuşturucu olarak sınıflandırdı. Bu değişim istemeden de olsa yasa dışı ekstazi üretiminin karlılığına katkıda bulunmuş ve Hollanda’da yıllık ekstazi üretiminin tahmini 18.9 milyar avroluk sokak değerinin de gösterdiği gibi suç örgütleri için kazançlı bir iş modeli yaratmıştır. Bu deneyim, küresel uyuşturucu yasağı eğilimlerine uyum sağlama çabalarının nasıl ters sonuçlar doğurabileceğini ortaya koymaktadır.

Hollanda’nın sorunları, mevcut yaklaşımda küresel bir değişim ihtiyacını ortaya koymaktadır. Mesele kullanıcı merkezli politikamızı geri çekmek değil, daha ziyade uyuşturucuya karşı mücadelenin verimsiz olduğunun uluslararası alanda kabul görmesini savunmaktır.”

“Kısacası, uyuşturucuya karşı mücadelenin yerel yönetimlerde, ulusal parlamentolarda ve özellikle de uluslararası meclislerde acilen tartışılması gerektiği anlamına gelmektedir. Uyuşturucunun yasaklanması, ulusal uyuşturucu politikalarının alanını sınırlayan uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış olmasına rağmen, yeni uluslararası ittifaklar kurarak söz konusu anlaşmaların yeniden gözden geçirilerek, potansiyel olarak revize edilmesi için işbirliğine dayalı bir çabayı içerecek, yenilikçi, sağlık merkezli uyuşturucu politikalarının yasal engeller olmaksızın uygulanabileceği küresel bir ortamı sağlamaktır.

Uyuşturucuya karşı mücadelede çözümler bulmamıza yardımcı olabilecek pek çok tarihi örnek vardır. 1980’lerin başından bu yana, Hollanda’da eroin bağımlıları için metadon temini ve uyuşturucu kullanım alanları gibi zarar azaltma tesislerinin devreye sokulması, bu kişilerin yaşam koşullarını, sağlıklarını ve yaşam kalitelerini iyileştirirken, uyuşturucu rahatsızlığı ve suç oranı da azalmıştır. Bu yaz İsviçre’nin başkenti Bern, kontrol ve önleyici tedbirleri arttırmak amacıyla yasal kokain satışı denemelerini duyurdu.Bu gelişme, şehirde yasal esrar satışının denenmeye başlamasının ardından geldi. Bir başka harika örnek de hükümetin esrarı eğlence amaçlı, tıbbi ve endüstriyel kullanım için yasallaştırdığı ve üretim, dağıtım ve satışa ilişkin katı kurallarla esrar için düzenlenmiş bir pazar kurduğu Uruguay’dır.”

Piyasa düzenlemesi, devlet tekelleri veya tıbbi amaçlı tedarik, münhasır olması gerekmeyen olası çözümlerden sadece birkaçıdır. Ancak sayılanların hiçbiri acil çözüm değildir.

Uyuşturucu madde kaçakçıları kârlarını korumak için şiddet kullanacaklarını göstermişlerdir ve bazı uyuşturucuların sağlık riskleri hala çok büyüktür. Bu da rotamızı kasıtlı ve düşünceli bir şekilde değiştirmemiz ve geçici bir tepkiyi de hesaba katmamız gerektiği anlamına geliyor. Ancak bunların hiçbiri harekete geçmemek için bir bahane olamaz.”

‘Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı’na davet

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, ‘Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı’ düzenleneceğini duyurdu. ‘Şehirler ve düzenleme arayışı’ alt başlığını taşıyan konferansın davetiye metni şöyle:

Dünyadaki pek çok şehirle birlikte güzel Amsterdam şehri de uyuşturucuyla bağlantılı suçların etkileriyle mücadele etmektedir. Bu nedenle Amsterdam Belediye Başkanı olarak ‘Uyuşturucuyla Başa Çıkmak-Şehirler ve Düzenleme Arayışı’ başlıklı uluslararası konferansı düzenliyorum. Bu konferansın amacı, uyuşturucu piyasasının daha fazla düzenlenmesinin bir çözüm sağlayıp sağlayamayacağını değil, nasıl bir çözüm sağlayabileceğini ve uyuşturucu politikasında daha gerçekçi bir yaklaşım için hangi adımların atılabileceğini araştırmaktır.

Bu konferans 26 Ocak 2024 tarihinde (saat 08:00-20:30) Beurs van Berlage, Amsterdam, Hollanda’da gerçekleştirilecektir.”

“Yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı tüm dünyadaki şehirler için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Amsterdam’da ise hukukun üstünlüğünü tehdit etmektedir. Şehir, gündüz vakti suikastlar, patlamalar, yanlış kimlikle işlenen cinayetler ve avukatlar ile gazetecilere yönelik ölümcül saldırılarla boğuşmaktadır. Bu suçların işlenmesindeki acımasızlık şok edici.

Dünya çapındaki şehirler de benzer zorluklarla karşı karşıya. On yıllardır uyuşturucuya karşı küresel bir savaş yürütülmektedir. Ne yazık ki izlediğimiz yolun yetersiz olduğu kanıtlanmıştır: uyuşturucu üretimi ve tüketimi artmaya devam etmekte, yasa dışı finansal akışlar sürmekte, şiddet kontrolsüz kalmakta, insan hakları ihlal edilmekte ve güvenlik ağı zayıflarken genç nesiller suça sürüklenmektedir.

Ortaklarımızın gayretli soruşturma çalışmaları sayesinde uyuşturucuyla mücadelede zaferler elde edilse de mücadele asla tam olarak kazanılamaz. Bu kabul, akademik çevrelerin ötesine geçerek eski politikacıları, politika yapıcıları ve kanun uygulayıcıları da kapsamaktadır.

Ben gerçekçi bir uyuşturucu politikasını savunuyorum. Bu konferans bu yönde attığımız ilk adımı temsil ediyor. Uluslararası uzmanlar, deneyimli bireyler, STK’lar ve akademisyenlerle samimi sohbetler gerçekleştirerek, düzenlemenin bir çözüm olup olamayacağı sorusunun ötesine geçmeyi ve bunun nasıl başarılabileceğine odaklanmayı amaçlıyoruz. Sizleri farklı yaklaşımları keşfetmek, uluslararası deneyimlerden öğrenmek, zorlukların üstesinden gelmek ve şehirlerin oynayabileceği rolü değerlendirmek üzere bize katılmaya davet ediyorum.”

Ahmet Korkmaz – Aydınlık

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema’dan Narko-devlet olmayalım çağrısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.