Necla Koçak
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Amaç iş aramak, çalışmak olmayınca…

Amaç iş aramak, çalışmak olmayınca…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Plaj terlikleriyle görüşmeye gitmenin amacı ne olabilir?

Toplumumuzun Gerçekleri ve İstihdam Sorunu burada mı saklı?!.

Geçen hafta yaşadığım bir olay, toplumumuzun iş hayatına ve istihdama yaklaşımındaki eksiklikleri gözler önüne serdi. Üzerimde bıraktığı etkiden dolayı, bu deneyimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Maalesef bu durum, hayal kırıklığı ile karışık bir gerçekliği de beraberinde getirdi.

Düşünün: Bir danışan için bir kurumda iş görüşmesi ayarlamışsınız. Bu, danışan için hem kendini geliştirmek hem de ileride iş bulmak için önemli bir fırsat. Ancak görüşme günü, danışanınız sanki yataktan yeni kalkmış gibi, plaj terlikleri, dar bir eşofman altı ve bir tişörtle karşınıza çıkıyor. Dil becerisi zaten sınırlı, ve görüşmenin ciddiyetinden bihaber bir tavır sergiliyor.

O an içimden ilk geçen düşünce: “Eyvah!” oldu. Bir kurumun, bu şekilde gelen birini işe alması mümkün mü? Tabii ki cevap hayır ve öyle de oldu. ( Zaten danışanın da hal ve haretetleri,  giyim- kuşamı; ‘mecbur kalmasam gelmezdim, ödenek aldığım kurum zoarladı diye geldim’, dercesine )  Görüşme, beklenildiği gibi başarısız geçti. İş ortamına ve görüşmenin ciddiyetine bu denli saygısız bir yaklaşım, maalesef iş hayatında yer bulamaz. Kişi, işe ve işverenine saygı göstermiyorsa, kendine de saygısı kalmamış demektir.

Sorumlu kim?

Ne yazık ki, bu tür durumlarla sıkça karşılaşıyoruz. Hollanda’da, çeşitli sebeplerle yan gelip yatmayı tercih eden, devletten sosyal yardım alarak geçinen büyük bir kitle mevcut. Bu durum, bir dizi soruyu ve sorunu da gündeme getiriyor: Bu kişilerin bu halde olmasından kim sorumlu? Kişinin kendisi mi, toplum mu, aile eğitimi mi, yoksa devlet kurumları ve işverenler mi? Bu soruların cevabı belirsiz, ancak bu toplumsal gidişatın bir gün ciddi sonuçlar doğuracağı aşikar.

Türk ve Faslılar neden yok?

Geçtiğimiz hafta katıldığım bir girişimciler toplantısında, belediye başkanının açıkladığı veriler oldukça dikkat çekiciydi. Brabant bölgesi, Hollanda’nın gelecekteki üretim ve teknoloji üssü olarak gösteriliyor. Yapılan araştırmalar, bu bölgeye gelen beyin göçünün çoğunlukla Hindistan’dan, en fazla yabancı kökenli iş gücünün ise Ukrayna’dan geldiğini gösteriyor. Yüksek öğrenim için gelen öğrencilerin çoğu Bulgaristan’dan. Ancak ne yazık ki, Türkler ve Faslılar bu araştırmalarda artık neredeyse hiç yer almıyor.

Böyle bir tablo karşısında, plaj terlikleriyle görüşmeye giden bireylerin nereye varacaklarını hep birlikte göreceğiz. İşverenler, yalnızca doğru yeteneklere sahip çalışanlar değil, aynı zamanda saygılı ve profesyonel bir tutum sergileyen bireyler arıyor. Bu tür tutum eksiklikleri, kişilerin işe alınmamasına neden oluyor ve bu, potansiyel eksikliğinden ziyade, doğru tutum ve iş hayatının gereklerini anlamama kaynaklı.

Son trenin son vagonuna yetişmek lazım

Bu kişilere şans verilmeli mi? Evet, ancak bu şans verilirken, onların da kendilerine yatırım yapmaları, topluma ve iş dünyasına uyum sağlama çabası göstermeleri beklenir. Aksi takdirde, bu bireyler toplumda kendilerine bir yer bulamayacak ve mevcut fırsatları değerlendiremeyecekler. Şu an imkanlar varken, hem kendimize hem de çocuklarımız ve torunlarımız için kendimizi geliştirmek zorundayız.

Toplumda hak ettiğimiz, talep ettiğimiz konum ancak bu şekilde sağlanabilir.

Necla Koçak- Nhaber.nl

 

Amaç iş aramak, çalışmak olmayınca…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir