Günlerdir yazıyorum siliyorum, ne yazsam hafif kalıyor. Yazdıklarım halis niyetli insanları, yardım kuruluşlarını, dernekleri, STK’ları zan altında bırakır diye siliyorum!
Şair Cahit Zarifoğlu şu mısralarındaki gibi “Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?”
Deprem uzmanları, son yüz yılın en büyük felaketi olarak tanımladılar. Art arda iki büyük deprem ve sonrasındaki artçı sallantılar tarihte görülmemiş.
Korku filmlerdeki izledigimiz felaketleri bugün güzel ülkemiz ve milyonlarca vatandaşımız canlı canlı yaşayor.
Ölüm kaçınılmaz buna inancımız sonsuz. Hep deriz ya: Ecel, ne bir saniye erken ne bir saniye geç! Nerde, nasıl onu ancak Allah bilir. Kaybettiğimiz 41.000 vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, mekanları Cennet olsun.
Benim derdim kalanlarla!
Canlı canlı gözümüzün önünde yaşanan, içler acısı feryatlar, enkaz altında kalan evlatlar, evladının elini bırakamayan babalar, enkazın altında dünyaya gelen ve aynı anda hem yetim hem öksüz kalan bebekler, canlar, mal mülk onca varlıklar!
Her biri yaşayan bizler için ibretlik olaylar, kendimize getirecek, yanlışlarımızı, hatalarımızı düzeltmek icin birer fırsat.
Ders alabildik mi?
Nerde…
Maalesef.
Bir kaç gün izledik büyük ekran televizyonlarımızdan daha sonra psikolojimiz bozuluyor deyip Netflex filmlerini izleyerek normalleştik!..
Yetmedi, ye, ye doymadık.
Allah aşkına, yedire yedire, yardım kampanyaları yapıyoruz. Al gülüm ver gülüm mantığı.
Asıl yüz yılın felaketi bu!
Ve enkazın altında kalan MEDENIYET!
Eminim iyi niyetle saatlerce emek verip, zaman harcayarak, camilerde, derneklerde kahvaltı sofraları, lahmacun, gözleme, mantı, yufka, Adana, Urfa köfteler ile çoluk çocuğunu tıka basa doyurarak, depremde enkaz altında evladının elini bırakamayan babanın acısını, yavrusunu beton altında kaybeden annenin feryadını, kardeşinin cesedi ile günlerdir yan yana geçiren çocuğun yaşadıklarını, susuzluktan idrarını içerek sağ kalan insanın ölümle yaşam mücadelesini anlatacaksınız, empati duymasını, muhtaçlara yardım etmeyi öğreteceksiniz?
Kendimize gelelim ne olur! Asrın felaketi olan bu günlerde zamanı daha faydalı işlerde kullansak olmaz mı?
Almadan verebilsek, midemizi değil, sukunetle durup olan bitini bir okuyabilsek, tevekkül etsek, ruhumuzu doyursak olmaz mı?
Acının üstünden siyaset yapanlar!
Acılar içinde milyonların yürekleri yangın yeri, hala enkaz altında çocuklarını, eşini, anne babasını ailesinin kurtulması için günlerdir enkaz başında bekleyenler varken! Siyasetin önde gidenleri, kendi maganda A takımını yanına alarak, acının üstünden, fırsat bu fırsat, devleti, hükümeti, devlete bağlı yardım kuruluşlarına saldırarak nasıl düşürebiliriz, güvenlerini sarsarız derdine düştüler.
Saldırıya, saldırıyla karşılık vermek, maalesef GENLERİMİZE işlendi. Başka yol yordam bilmez olduk!
Siz gördünüz mü? Ben görmedim. Yüz yılın en büyük felaketini yaşayan ülkemizde, farklı görüşlerden, siyaset önderlerinin, STK önderlerinin bir araya gelip birlikte kanayan yaraları sarıp, biz farklı görüşlerden olsak da, Devletimiz ve Milletimiz için BİR oluruz, BİRLİKTE KALKARIZ BU ENKAZIN ALTINDAN, dediler mi?
DEMEDİLER!.
Asıl yüz yılın felaketi bu!
Ve enkazın altında kalan SİYASET!
Korku ve umut arasında kalan insanlar depremin ilk günunden itibaren yardım ulaştırmak için adata seferber oldular.
Yurt içinde olduğu gibi Hollanda’nın her bir şehrinde olağan üstü yardımlar toplandı ve kampanyalar organize edildi.
Yardım kolilerinin, tırların önünde boy boy fotograf çekinip sosyal medyada paylaşanları, show, reklam yapanları şöyle bir yana bırakıyorum.
Acıların üstünden çalıp çırparak enkaz altında kalan canların malına göz koyanlar, sizler fe şeytanın askerleri olarak tarihe geçtiniz!
İhanet
Bir olay var ki, insan olanın kanını dondurdu!…
Depremin üçüncü günü, sabah bir baktık Hollanda haberlerinde “Hollanda’dan Türkiye’ye depremzedelere giden yardım tırında yüklü miktarda uyuşturucu ele geçirildi” YUHH!
Alın size yüz yılın felaketi!
Ve enkaz altında kalan İNSANLIK!
Bu şeytanlaşmış, zalimlere ne yazsak azdır…Bunları Allah’a haval ediyoruz.
Umut
İçimizi ısıtan, insanlık adına umut verici saf ve masumca yüzlerce örnek var bize umut olan.
Enkaz altında bir canı kurtarabilmek, bir eli tutabilmek, bir yavruyu ailesine kavuşturmak için gecesini gündüzüne katan tüm gönüllü ve yardım görevlilerine minnet borçluyuz.
Allah sizden razı olsun, ayağınıza taş değmesin…
Allahım, Devletimize Milletimize zeval vermesin, yaralarımızı birlikte sararak bu yaşananlardan ders alabilmeyi nasip etsin. Amin.
Necla Koçak -nhaber.nl