110’uncu yıl dönümünü andığımız/ kutladığımız “Çanakkale Savaşı/ Çanakkale Zaferi ” hakkındaki kardeşim Şenol KATKAT’ın benim de düşüncelerime tercüman olan bu yazısına köşemde yer vermesem olmaz..
İlk kıvılcım kitabının yazarı sevgili kardeşim Şenol KATKAT’ın yazısı:
ÇANAKKALE SAVAŞI “ZAFER” OLARAK ANILMASINI KURTULUŞ SAVAŞIMIZA BORÇLUDUR
Mustafa Kemal Paşa’nın Çanakkale Savaşındaki rolünü O’nu neredeyse yok sayacak kadar küçülten ve küçümseyenler gibi abartanlar da ATATÜRK’ün anısına saygısızlık yapıyorlar.
..
Birincilerin ATATÜRK ve Cumhuriyet Düşmanlığından kaynaklanan tutumuna hiç değinmiyorum bile.
Çünkü onların karınlarının ağrısı belli zaten.
İkincilere yani O’nun Çanakkale Savaşındaki rolünü abartanlara gelince, herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim ki; ATATÜRK “büyük” gösterilmeye gereksinimi olan bir insan, bir asker yâda lider değildir;
O zaten büyüktür.
Ne askeri nede siyasi başarıları tartışılamaz bile..
..
Şimdi gelelim “Çanakkale Savaşı”na..
Bana göre dünya tarihinin en kanlı en çetin çarpışmalarına konu olmasına rağmen en “haybe savaş”larının başında Çanakkale Savaşı gelmektedir.
Dönün bakın tarihe, binlerce yılı kapsayan süreçte yapılan savaşlar arasında, savaşın amacı ile sonucu tamamen ters orantılı böylesine aptalca bir savaş toplasan bir elin parmakları kadar bile yoktur.
..
“Çanakkale Geçilmez” dedirtmek için dökülen onca kanı, ortaya koyulan çabayı, harcanan emeği, gösterilen özveriyi ve kahramanlığı; bu savaşın hemen ardından tek bir mermi bile yakmadan İstanbul’u işgal kuvvetlerine teslim ederek Dünya Savaş Tarihinin en anlamsız savaşlarından birine dönüştüren Osmanlı Devletinin bu basiretsizliği yüzünden Çanakkale Savaşı ancak Kurtuluş Savaşımızdan sonra zafer olarak anılmaya başlamıştır.
Eğer Kurtuluş Savaşımız zaferle taçlandırılarak, Osmanlı dönemine göre Misak-ı Milli sınırları içinde de olsa yeni bağımsız bir devlet kurmayı başaramasaydık Çanakkale Savaşı neden yapıldığı bile anlaşılamayan korkunç bir öldürüşme olarak tarihe geçecekti.
İşte bana göre, Mustafa Kemal Paşa’yı Çanakkale’nin muzaffer komutanı yapan da kendisine borçlu olduğumuz bu başarısı ve zaferidir.
Dolayısı ile Çanakkale Savaşını, Kurtuluş Savaşından, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü de Çanakkale Cephesindeki varlığı ve kahramanlığının yanı sıra ve asıl Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyet Devrimimizin önderliğinden ayırarak ele almak ATATÜRK’ün Çanakkale Savaşındaki rolünü ortadan kaldırmaz ama Çanakkale Savaşını önemsizleştirerek gülünç bir Osmanlıcılık ve ümmetçilik edebiyatına dönüştürür.
Türkiye de ATATÜRK ve Cumhuriyet Devrimi düşmanlarının “Çanakkale Savaşı” ile ilgili yıllardır yapmaya çalıştıkları ve yaptıkları budur.
Şenol KATKAT
İlk yazımı/yayını
18 Mart 2016