DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı sonrası yaşanan olaylarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu ve Hollanda’daki siyasetçilerin Maccabi taraftarlarının ırkçı ve kışkırtıcı tavırlarına sessiz kalmasını sert bir dille eleştirdi. Van Baarle’ye göre, Hollanda’da hak ve özgürlükler, Filistin yanlısı görüşlere gelince sistematik olarak bastırılıyor.
Van Baarle açıklamasında, Maccabi Tel Aviv taraftarlarının “spor maskesi altında” Hollanda’ya nefret ve kışkırtma taşımak için gönderildiğini ifade etti. “Bu insanlar buraya futbol izlemeye gelmedi; nefret, kışkırtma ve provokasyon getirdiler. Hollanda’nın sokaklarında ‘Araplara ölüm’ ve ‘Kahrolsun Filistin’ diye bağıran bir güruhun burada ne işi var?” diye soran Van Baarle, Filistin bayraklarının parçalanması ve bir Amsterdamlı taksi şoförüne demir zincirlerle saldırılması gibi olayların görmezden gelindiğini vurguladı.
Van Baarle, çoğu İsrail ordusu mensubu olan bu tehlikeli grubun ülkeye alınmaması gerektiğini vurgulayarak, “Açık ve net söylüyorum: Bu insanlar baştan ülkeye sokulmamalıydı! Ama maalesef olmadı ve yaptıkları yanlarına kâr kaldı,” dedi. Polis, bu çeteye karşı zamanında müdahale etseydi, yaşanan gerginlikler engellenebilirdi. Cezasızlıkla ödüllendirilen bu holiganlar, Amsterdam sokaklarında terör estirme fırsatı buldu.
“Filistin yanlısı gösterilere dahi ifade özgürlüğü tanınmazken, bu holiganlar Amsterdam’da Siyonist terör estirdi. İsrail’in kirli savaşını ve Gazze’deki soykırımı övmek amacıyla düzenlenen bu provokasyonları görmezden gelemeyiz,” diyen Van Baarle, İsrail’in güdümündeki bu grupların kendilerini masum ve mağdur gösterip, aslında gerçek mağdur olan Filistin yanlılarını suçlu göstermeye çalıştığını belirtti.
Van Baarle, İsrail’in Gazze ve Lübnan’da 40.000’den fazla insanı katlettiğini hatırlatarak, Hollanda’da böylesine kör bir çifte standardın kabul edilemez olduğunu ifade etti: “Bu insanlar holigan değil; bunlar, Netanyahu’nun futbol forması giymiş vurucu timi. Maccabi Tel Aviv taraftarları, Mossad destekli bir operasyonun parçası olarak burada. Bu kişiler, yıllardır Filistin yanlısı her sesi baskı altına almak için dünyaya gözdağı veriyor. Ne yazık ki Hollanda siyaseti de bu oyuna alet oluyor!”
“Gazze’de masum insanların cezasızca katledilmesi ve insanlık dışı muameleye maruz kalması karşısında duyarsız kalınması beni çileden çıkarıyor. Aynı şekilde, Maccabi holiganlarının Amsterdam’da rahatça terör estirmesi de kabul edilemez. Bu olaylar, Gazze’deki katliamı öven Hollandalı siyasetçiler tarafından Müslüman nefreti yaymak ve İsrail’in savaş suçlusu hükümetine destek sağlamak için kullanılmamalı!”
Van Baarle, Maccabi Tel Aviv’in burada misafir edilmesine de tepki gösterdi. “Rusya’yı spor müsabakalarından men eden bir ülke olarak neden bu soykırımcı İsrail rejiminin futbol takımı kucaklanıyor?” diyen Van Baarle, Maccabi Tel Aviv’in yalnızca Arap düşmanı ve ırkçı bir spor takımı değil, aynı zamanda “apartheid ve işgalin simgesi” olduğunu vurguladı.
Van Baarle, bu olayların Hollanda’daki gerçek demokrasinin test edilmesi anlamına geldiğini söyledi. “Hollanda, ifade özgürlüğü konusunda çifte standart uygulayan bir ülke mi olacak, yoksa adaletin yanında mı duracak? Filistin yanlısı sesleri baskı altına alarak, İsrail’in suçlarını aklamaya çalışarak kime hizmet ediliyor?” ifadelerini kullanan Van Baarle, bu çifte standardın halkı çileden çıkardığını belirtti.
“Filistin halkı için sesimizi yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz! Bu tür provokasyonlara izin vermeyeceğiz!” diyen Van Baarle, Hollanda’nın bu provokasyonlara ve Siyonist oyunlara daha fazla alet olmaması gerektiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.
.
Sedat Tapan – nhaber.nl