Erzurum’un ünlü Cag kebabının dünya lezzetleri arasına girmesi için, Rotterdam şehrindeki “Başkent Restoran”da hummalı bir çalışma içinde olan Serdar ve Gökhan Gür kardeşler, şu anda kendileri hariç 20 ailenin de ekmek teknesi. Serdar Gür, Cag kebanın özelliklerini, kurdukları İkram Vakfı’nı ve geliştirdikleri Yardım Takip Sistemi’ni anlattı.
Serdar Gür, Hollanda’da doğma, büyüme 41 yaşında bir iş adamımız. Çalışmalarını ve projelerini duyunca 41 kere Maşallah diye başladık söyleşimize…
Evli ve iki kız babası Serdar Gür, Hollanda’da ikinci değil üçüncü nesil. Hollanda’ya önce dede Cag kebabır gelmiş, malum ilk nesil, o zamanın tabiri ile gurbetçi, ya da Avrupa’nın hangi ülkesinde olursa olsun “ Alamancı”…
Ardından babası Ekrem bey gelmiş, Ekrem beyin asıl adının İkram olduğunu belirtmeyi ihmal etmiyor Serdar bey.
İklimi sert insanı mert Anadolu’nun Erzurum ilinden gelmişler. Hollanda’da doğmasına rağmen Erzurum deyince gözlerinin içi parlıyor Serdar beyin.
Daha söyleşiye başlamadan,” Bugün bir başarı söz konusu ise annemin sayesindedir” diyor.
Anne Şenay hanım da katılıyor sohbetimize. Bir an Serdar beye soru sormayı bırakıp Şenay hanıma sorular soruyorum. Öyküsünü, mücadelesini burada birkaç cümle ile anlatmak gerçekten imkansız, olur ya bir gün de Şenay kardeşimizin öyküsünü de yazarız.
32 yıl önce Hollanda’nın Rotterdam şehrinde açılan “Başkent Restoran” der demez bir çoğunun aklına Cag kebabı geliyor.
Bu günlerde Cag kebabının dünya lezzetleri arasına girmesi için hummalı bir çalışma içinde olan Serdar ve Gökhan Gür kardeşler, şu anda kendileri hariç 20 ailenin de ekmek teknesi.
İKRAM VAKFI 4 ALANDA HİZMET GÖSTERİYOR
O kadar heyecanlı o kadar kendini yapacakları işe odaklamış ki Serdar bey, daha biz sormadan Erzurum merkezli İKRAM Vakfı’ndan söz ediyor. Sözünü kesmeden dinliyoruz.
“Babamın resmi adı İKRAM’dır. Babamız adına kurduğumuz vakıf dört alanda faaliyet gösteriyor. Öğrenciler, öksüz ve yetimler, çocuklar, hafızlar ve yardıma muhtaç aileler. Bunun yanı sıra Umreye gitmek isteyip de maddi gücü olmayanları umreye götürmeyi ilke edindik. Biliyorsunuz Hac, hali vakti yerinde olanların kendi imkanları ile gitmesi gereken bir farz” diyor.
SERDAR GÜR KİMDİR?
Araya girip, “önce seni tanısak“, diyorum. Serdar Gür anlatıyor:
“41 yaşındayım, Hollanda’ya ilk gelen dedem Mustafa. Daha sonra babam Ekrem bey geliyor. Ben Hollanda doğumluyum. Başkent Restoran’ın açıldığında 9 yaşımdaydım. İlk, Orta, Lise tahsilimi haliyle Hollanda’da tamamladım, ticaret daha cazip geldiği için üniversite tahsilimi yarım bıraktım. 32 yıldır Güney Rotterdam’da (Rotterdam Zuid ) Başkent Restoran olarak Erzurum’umuzun cag kebabı ile rızkımızı kazanıyoruz. Daha önce Başkent adı ile fırınımız, marketimiz, kahvehanemiz de vardı, ama restoran işi oldukça yoğunlaşınca sadece bu alanda ticaret yapmaya karar verdik”
CAG NEDİR?
Bilmeyenler için uzmanından duymak için soruyorum: Cag aslında nedir?
> Etin piştikten sonra dizildiği şişin adıdır cağ
Geçtiğimiz günlerde Başkent Restoran olarak size bir ödül verildi ve adınızı, namınızı başta Hollanda olmak üzere duymayan ülke kalmadı. Şimdi ise gerçekten güzel ve büyük hedefleriniz var, neler bu hedefler ve neden bu kadar beklediniz?
> Avrupa’da döner ve shoarma gerçeği var. Cag kebabı döner, shoarma gibi değil. Şartların oluşmasını bekledik. Öncelikle cağ kebabını yapacak elaman sorunu vardı. Şimdi bunların hepsini çözünce Hollanda başta olmak üzere Avrupa’nın her ülkesine hem bayilik hem de cag kebabı ustası vereceğiz.
Peki talep var mıydı, yoksa bayilikler verilecektir diye duyuru ile yatırımcı mı arayacaksınız?
> Yıllardır talep vardı ama şartlar oluşmamıştı. Şöyle ki, bayilik vereceğimiz yerlerin iç dekoru, hizmeti, kalitesi, personeli bizim belirlediğimiz kriterlere uymak zorunda. Bu çok önemli. Yani insanlar 32 yıldır cag kebabı yediği Rotterdam’daki merkez şubemizdeki lezzeti, tadı, hizmeti her şubede birebir bulmalı.
> Ya biraz önce bahsettiğiniz ustalar?
Onları da biz yetiştireceğiz ve bizden sertifika almış usta her yerde aynı lezzeti tutturacaktır.
Hollanda’da kaç şube hedefiniz, sadece birkaç büyük şehir mi?
> Önümüzdeki birkaç yıl içinde 20 değişik şehirde 30 şube. Bu 30 şubenin 5’i / 6’sı için çalışmalarımız sürüyor ve en kısa zamanda hepsi birden açılacak ardından diğerleri. Az önce de belirttiğim gibi şubelerimizi A’dan Z’ye ustası dahil anahtar teslimi diyebileceğimiz bir şekilde yatırımcılara vereceğiz.
Ustaları bir kez daha merak ettim, ustaları burada usta çırak ilişkisi ile mi yetiştireceksiniz.
> Hayır burada akademi kurup yetiştirmek için alt yapı oluşumu tamamlanmak üzere. Ayrıca biz vatandaşa 120 ürün sunuyoruz. Cag kebabı yalnız değil. Şunu da mutlaka duymayanlara bilmeyenlere duyurmakta fayda var. Cag kebabımız uluslararası mutfak dünyasında tescillenmiş Dünya Lezzetleri sırlamasında 9. olmuştur.
İnanın biz de bilmiyorduk. Peki kişisel, kurumsal felsefeniz, hedefleriniz nelerdir. Çok zengin olmak mı, dünyada ünlü mutfaklar, kişiler gibi tanınmak mı?
> İyi soru, bu soruya hem Başkent adına hem de İkram Vakfı adına cevap vermek istiyorum: Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.
YARDIM TAKİP SİSTEMİ’NİN KURULUŞ NEDENİ
Başkent Restoran kadar vakıf da sizin için çok önem arz ediyor özellikle bir nedeni var mı?
> Olmaz mı var tabi. Son yıllarda vakıf, yardım işleri oldukça çoğaldı. Gözlemlerimizden, tecrübelerimizden yola çıkarak” Yardım Takip Sistemi” diye bir sistem kurduk.
İlginç, neden gerek duydunuz, nasıl bir sistem bu?
> Gerek iş hayatında gerekse yardım vakıflarında başında durmadığın iş başarıya ulaşmaz, aksar, tökezler. Biz buraya gece ustalarımızla hazırlığımızı yapmak için gelir işe başlarız. Sabah 7:00’de kapılarımızı açar, işimizin başında, müşterilerimizin karşısında oluruz, gece 02:00’ye kadar. Biz zamanında işimizin başına gelmesek, çalışan elaman, işçi, usta gelir mi? Bizi örnek alırlar, bugün olmazsa yarın onlar da geç gelmeye başlar, işi ciddiye almazlar.
Cağ Kebabının hazırlanması 2 gün sürer. Devamlılık için 7 /24 işimizin başında olmak zorundayız. Bir günlük kayıp bir haftalık kayıp demektir.
Vakıf işi daha hassas. Bir vakıf kurup işinin başında durmamak olmaz. İşler yürümez, aksar, farklı şeyler ortaya çıkar. Vakıflar genelde hayırseverlerin bağışları ile yardımlarını / faaliyetlerini yaparlar. Ben Rotterdam’daki işin başındayım kardeşim şu anda Erzurum’da vakfın başında, o buraya gelir ben oraya giderim. Bir aksama olmasın. Hoş olmayan durumlar olmasın / yaşanmasın diye. “Yardım Talep Sistemi”ni de bu yüzden geliştirdik.
Her zaman duyuyor, şahit oluyoruz, yardımseverlerin, hayırseverlerin kafasında her zaman şu soru dolaşmıştır, dolaşmasa da bir tanıdığı çevresi: “ Yahu sen yardım ediyorsun ama yerine ulaşıyor mu, bu vakıf güvenilir mi, kurucuları kimler ne taraftan, kimlerden falan filan. İşte tüm bur sorular bizim Yardım Talep Sistemi ile ortadan kalktı.
Bu anlattığınız “Yardım Talep Sitemi” nasıl işliyor?
> Bize resmi kurumlar aracılığı ile ya da şahsen yardım için baş vuran kişiye, aileye yardım edilecekse sisteme işleniyor. Diyelim siz bin avro yardım ettiniz. Bu parayı sistemden takip edebiliyorsunuz. Kime, kimlere gitti gün ve gün miktar olarak harcanan kalan miktarı görebiliyorsunuz. Paranız gıda için ya da giyecek bir aileye verildi diyelim. Sistem takip kartı ile o aile o parayı hangi markette ya da mağazada harcadı, kartında ne kadar kaldı görebiliyorsunuz. Elbette muhtaç ailelerin de aldıkları yardımı nerelere harcadıklarını görebiliyoruz. Böylece hem hayırseverlerin aklında soru işareti kalmıyor hem de yardıma muhtaç olmadığı halde yardım almak isteyen art niyetli insanlar engellenmiş oluyor.
Sevgili Serdar, çalışmalarınızda başarılar dileriz, biz de sizi kendimizce takip edecek başarılarınız duyurmaya çalışacağız. Çünkü bizim de felsefemiz, Acılar paylaşıldıkça ( Allah göstermesin ) azalır, başarılar, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. İnanıyoruz ki bir çok gence örnek olmuşsunuz ve olacaksınız. Yolunuz açık olsun. Tebrik ederiz.
> Ben de NHaber ailesine Yavuz Nufel ağabeyim aracılığı ile teşekkür ediyorum, kendisi zaten uzun yıllar müşterimizdir. Fakat bu güzel değerli ağabeyimizi bu vesile ile mekanımızda ağırlamaktan biz de çok memnun olduk. Biz de size teşekkür ederiz.
nhaber.nl
