Hollanda Türk İşadamları Derneği Başkan Vekili İş İnsanı Jilpaq kurucusu Faruk Halıcı iş dünyasındaki tecrübe ve birikimlerini gençlerle paylaştı.
Tilburg ÖTÜKEN Gençlik Derneği’nin davetlisi olarak gençlerle buluşan Halıcı, gençlerin girişimcilik potansiyellerini tam anlamıyla kullanıp geçmişten ders çıkararak geleceğin temellerini atmalarınını söyleyerek başladığı konuşmasında insanın kendini tanımasının başarıya giden yolda ilk önemli nokta olduğunu vurguladı.
Başarılı olmak için illa da girişimci olmanın şart olmadığının altını çizen Halıcı, gençlerden kendi yeteneklerini en iyi şekilde ortaya koymaları halinde her meslek gurubunda başarılı olabileceklerini söyledi.
Hollanda’ya geldiğimde şok yaşadım.
Faruk Halıcı verdiği özel röportajda Türkiye’de başlayan hikayesini Hollanda’ya taşındığını söyledi. Anavatanındaki deneyimleri ile 2000 yılında Hollanda’da yeni bir hayata başlamanın zorluklarıyla 2003 yılında Jilpaq’ı kurduğunu ifade eden Halıcı sorulan sorulara verdiği cevaplarda , “Türkiye’de zaten işletmecilikle uğraşıyordum. Kendi spor salonumu işletiyordum ve bir mağazada müdürdüm. 2000 yılında 21 yaşında Hollanda’ya geldiğimde, bir şok yaşadım.
Akademik geçmişim ve Türkiye’deki deneyimlerime rağmen, burada yeniden başlamak zorunda kaldım. Hollanda’da yaşam, özellikle gece 18.00’den sonra, Türkiye’nin büyük şehirlerindeki canlı atmosfere kıyasla çok farklıydı. Burada ne yapabileceğimi düşündürdü. Girişimcilik isteğim güçlüydü. Birçok düşünce ve görüşmelerden sonra, evrensel olan ve dünyanın her yerinde daima talep gören gıda endüstrisini seçtim. Bu seçim, 2003 yılında Hollanda’da Jilpaq şirketini kurmama yol açtı.
Krizi fırsata dönüştürdük
Son 20 yılda birçok zorluğu deneyimledim. Beni sürdürmeye motive eden şey, kültürümden aldığım bir inançtır: ‘Bazı sonlar yeni fırsatlar oluşturur’ Jilpaq’ın başlangıç döneminde önemli bir dönemdeydik. Finansal kısıtlamalar ve rekabet baskısı yüksekti.
Daha ucuz ancak kalitesiz ürünleri satın almak için seçeneklerimiz vardı. Yine de kendi kalite standartlarımıza ve ilkelerimize bağlı kalmak bizi sonunda güçlendirdi ve müşterilerimizden daha fazla takdir kazandı. Korona virüs döneminde ilk başta panik ve korku vardı. Ancak ülke genelindeki düzenlemelere rağmen, şirketimizi olumlu bir şekilde değiştirdi. Bu durumu bir fırsat olarak gördük ve Türkiye’de yeni bir şirket kurduk. Bu şirketle Avrupa’ya ihracata başladık. İki farklı sektörde kendi markalarımızı ihracat yapıyoruz. Bir yandan restoran endüstrisine kendi markalarımızı Avrupa’ya ihraç ederken, diğer yandan pizza kutuları ve döner kağıtları gibi ambalaj malzemeleri sağlıyoruz. Bu ambalaj malzemelerini Türkiye’deki işletmemizden Avrupa’ya ihraç ediyoruz.
Motivasyonumun kaynağı insan
Girişimci olarak günlük rutinimde motivasyonun rolü benim için paha biçilemezdir. Bu sadece iş gelişimi değil, aynı zamanda topluma bir şeyler verme ve etrafımdaki insanlara istihdam sağlama konusunda kişisel bir tatmindir. Önemli bir anım, bir genç çalışanı işe aldığımda yaşadığım andı; ona sunduğum fırsatlarla nasıl büyüdüğünü görmek beni her gün motive ediyor. Birinin hayatında bir katkıda bulunma hissi, beni sürekli olarak motive ediyor. Belirli ritüeller veya alışkanlıklar, sadece günlük işimle ilgili değil, aynı zamanda sosyal projelerde ve yerel girişimlerdeki katılımımla ilgilidir.
Değişen bir pazarda yenilik ve büyümeyi teşvik etmek için motivasyonu korumak çok önemlidir. İlham verici anlardan biri, organik ürünlere artan talebi gördüğümüz andı. Başlangıçta tereddütlerimiz olmasına rağmen ürün yelpazemizi genişlettik. Olumlu müşteri tepkileri, piyasa trendlerini takip etmemiz ve yenilikçi ürünler sunma motivasyonumuzu artırdı. Bizi motive eden diğer bir etken, webshop başlatarak dijitalleşme yolunda attığımız son adımdı. Müşterilerimizle yakın temas halinde olmak, her gün öğrenmemizi sağlıyor.
Başarı bir ekip işidir
Başarımızın ortak bir çaba olduğuna inanıyorum. Hep birlikte ilerlemenin ve çabalarımızın meyvelerini birlikte toplamanın ekibimiz için paha biçilmez olduğuna inanıyorum. Herzaman “beraber ekmek kazanmak” benzetmesi yaparım. Her bir çalışanın, işin başarısında önemli bir rol oynadığını ve katkılarının takdir edildiğini hissetmesi, değişken iş ortamında daha etkili ve işbirlikçi olmalarına yardımcı olur.
Diğer girişimcilere tavsiyem, her zaman müşteriyi merkeze koymalarıdır. Müşteri görüşlerini dinlemek, sadece ürün satmakla kalmaz, aynı zamanda deneyimler sunar. Yaptığınız işe tutkuyla bağlı olmak önemlidir. Kazancınızın bir kısmını kendi işinize geri yatırın; stratejik yeniden yatırımlar, sürekli başarının önemli bir parçasıdır.
Haber: Fadime Örgü
Edit: Yavuz Nufel
NHaber.nl