Kalça sıkışma sendromu, kalça ve kasık ağrısının en yaygın nedenleri arasında yer alıyor. İnsanın yaşam kalitesini büyük ölçüde olumsuz etkileyen kalça sıkışma sendromu bazı kişilerde hiç belirti vermeden ilerleyebiliyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Safa Gürsoy, kalça sıkışma sendromu hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kalça sıkışma sendromuna bağlı olarak sıklıkla görülen şikayetler; şiddetli kasık ağrısı, arabaya binerken veya inerken, sandalyeye oturup kalkarken, çömelirken ya da dönerken keskin ve batıcı bir ağrı, uzun süre oturma ya da yürüme sonrası oluşan donuk bir ağrı, kalça hareket ettirildiğinde duyulan tıklama veya kilitleme sesi, eklem hareketlerinde kısıtlılık, sertlik ve topallama…
Kalça sıkışma sendromunun tanısı 3 temel unsura dayanıyor
Anatomik olarak karmaşık bir yapıya sahip olan kalça ekleminde ağrının kaynağının doğru bir şekilde tespit edilmesi bazen zor olabiliyor. Kalça sıkışma sendromunun doğru tanısı için hastanın şikayetlerinin çok iyi dinlenmesi, fiziksel hareketlerle test edilmesi ve son olarak da sıkışmaya neden olan kemik fazlalıklarının röntgen, manyetik rezonans inceleme ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ile radyolojik olarak gösterilmesi gerekiyor. Kalça sıkışma sendromunun tanısında ileri görüntüleme yöntemleri ile sıkışmaya neden olan kemik deformitelerinin 3 boyutlu değerlendirilmesi mümkün.
Tedavisi adım adım planlanıyor
Bu tip hastalarda tedavide ilk aşamayı ağrıya neden olan hareketlerden kaçınmak, fizik tedavi veya anti-enflamatuar ilaçlar oluşturuyor. Kemik fazlalıklarına bağlı bir kalça sıkışma sendromunda, fizik tedavi sırasında zorlayıcı hareketlerden kaçınmak büyük önem taşıyor. Çok çaresiz kalınan durumlarda ise ameliyat mecburi oluyor.
Tedavi edilmezse kireçlenmeye yol açabiliyor!
Kalça sıkışma sendromu genç ve aktif hastalarda kalça ve kasık ağrısının başlıca nedenini oluştururken, tedavi edilmediğinde erken eklem hasarına yol açabiliyor. Kalça ekleminde sıkışmaya neden olan kemik fazlalıklarının nedenlerine yönelik sınırlı sayıda çalışma var. Bu sorun genetik ya da gelişimsel olarak görülebildiğini belirterek şöyle konuşuyor: “Genetik yatkınlığın yanı sıra gelişme çağında yarışmalı sporlara aktif katılım gibi faktörlerin bu deformitelerin görülme sıklığında artışa neden olabildiği düşünülüyor. Hastalık tedavi edilmediği taktirde ilerleyerek kireçlenmeye ve yürümede ciddi güçlüklere de yol açabiliyor.”