Hayatından bir değil bir kaç roman yazılabilecek Şerife Bozoğlan Eker ile Hollanda’da yaşadığı kasabada buluştuk. Kahve içerken hayata dair, olaylara insanlara dair, gündeme dair bir çok konuyu masaya yatırdık, fikir teatisinde bulunduk.
Rotterdam İslam Üniversitesi’nde öğrenci iken tanıdım kendisini. Öğrenci deyince 10’lu, 20’li yaşlarda bir öğrenci değil. Evlenecek yaşta çocukları olan bir öğrenciydi.
Hayat hikayesine dair kesik kesik, parça parça bir şeyler biliyordum ama bu kadar geniş çaplı sohbet etme imkanını kitapları için yaptığımız randevuda elde ettim.
Kitaplar benim çocuklarım gibi
Konuşmaya “ Seni hep seveceğim” kitabının adı ile başlayıp hayatını anlatarak devam etti. “ Bu kitabı dedeme itaf ettim. Kitabın adındaki hep seveceğim kişi dedemdir. Çünkü ben Yozgat’ın Çandır ilçesinde okula giden kızlardan biri olamamı, dedeme borçluyum. O benim hayattaki ilk öğretmenim. Ondan o kadar çok şey öğrendim ki bugün bile sözleri kukağımda ve bana yol gösterici oluyor”
Başörtüyle okumanın yasak olduğu yıllarda,okuma imkanı olmayınca evlenip Hollanda’ya gelmiş. İmkanlar ülkesi Hollanda’da okuması için her imkan olduğunu görünce tüm zoruluklara rağmen, ( çevre -dil ) hepsinin üstesinden gelip eczalık okur. Bununla da yetinmeyen Şerife Bozoğlan Eker, bir yandan çok hayal ettiği gazetecilik, diğer yandan Rotterdam İslam Üniversitesi’nde tahsiline devam eder.
Gezdim, gördüm, yaşadım, yazdım
Literatüründen pes etmek olmayan şaire eşinin vefatından sonra kaleme sarılır ve yaşdıklarını, tanık olduğu olayları, gezip gördüğü yerleri hem fotoğraflar hem de şiirsel olarak anlatır.
Ki bazı çok bilmiş, kendini beğenmişlerin “ Bunlar şiir değil, şiirin kurallları” vb akademik cümlelerle adeta “ Bırak sen yazma” dercesine yorumlarına, akıl vermelerine güler geçer…
Son yıllarda senenin bir kısmını Türkiye’de, bir kısmını Hollanda’da geçiren Şerife Bozoğlan Eker, torun sahibi 60’ında bir kadın. ( Benim yaş takıntım yok dediği için )
Malesef aynı yaşlarda bir çok kadın gibi gününü altın günlerinde, kısır partilerinde, kahvaltı sohbetlerinde, akşam gezmelerinde eşi dostu çekiştirenler olmamış.
Gençlere, hemcinslerine bir de çağırıda bulunuyor. “ Hayallerinizin peşinden gidin, hiç bir bahane, engel sizi hayallerinizin peşinden gitmekten caydırmasın” diyor.
Şiire çocukluğumda başladım
Yazdığı kitapları hakkında ise Eker “Şiir benim hayatımdan bir parça. Çocukluğumdan beri şiir yazarım. Her kitabın bir hikayesi var. İlk şiir kitabım ‘Bir Avuç Mutluluk ’ ( İkinci baskıyı yaptı) benim için manevi yönden değerli bir kitap. 2’inci kitabım ‘Seni Hep Seveceğim”, dedeme itaf ettim.
3’üncüsü ise ‘İkindi Yağmurları’ . hayatın kısa olmasına ya da belirli yaşa geldikten sonra güzel günlerin azaldığına vurgu yaptım. Bildiğiniz gibi ikindi vakti çok kısadır ve günün kararması yakındır” dedi.
,
Üç kitabı şiir olmasına rağmen bir tanesi tamamen farklı bir kitap. Eker eczacılık okuduğu yıllarda öğrendiklerinin bir kısmını bir kitapta toplamış. Bu konuda ise Eker, “ Örneğin şampuan, krem, parfüm gibi ürünlerin nasıl yapılacağına dair bilgi var. Bu bilgiler yüzde 95 teyitli. İmal ettiğim ürünleri önce kendi ihyiacım için üretip kullanıyorum. Bu bilgileri Hollanda’da eğitim görürken uzun araştırmalar sonucu elde ettim. Herkes kendi ihtiaycı olan ürünü kendisi hem de doğal yollardan evinde üretsin. Hem bir uğraşı hemde bilmem ne marka ürünlere avuç avuç para vermesinler.
Bahane insanın kendini kandırmasıdır
‘Zamanım yok, çalışıyorum, yorgunum’ gibi bahaneler üretmeden bu ürünleri yaparken , uygularken inanın büyük keyif alacaksınız. Zihnimizi doğru ve pozitif yönlendirirsek yaş alırız, rakamlar değişir ama yaşlanmayız” dedi.
İkindi yağmurları’nı adıma imzalayan Şerife Bozoğlan Eker ile Konya’da başına gelen olayı konuştuk ama yargı süreci devam ettiği için bu söyleşiye yazmanın uygun olmayacağı düşüncesinde hem fikir olarak mevzu bahis etmedik. İki saat süren şiir, sanat dolu, insana ve hayata dair sohbetin sonuna geldik.
Dinlediklerimden ve okuduklarımsan yola çıkarak her zaman söylediğim ““Her insan hak ettiği kadar mutlu, pes etmediği kadar başarılıdır” sözümün içeriğine uygun bir sohbet oldu demenin tam yeri ve zamanıdır.
Not Mevzu bahis etmediğimiz konunun haberini okumak ve izlemek için:
Konya’da Aydınlar Ocağı’nın kara cahilinden gurbetçi kadına ‘protokol’ dayağı! – N’haber (nhaber.nl)
Yavuz Nufel- Maassluis
NHaber.nl
Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık. Çok teşekkür ederim