Önce bir müjde vereyim. Saffet Düzgüner bundan sonra gittiği, gezdiği, gördüğü ülkeleri güzellikleri N’Haber okurları ile paylaşacak. Sonra tanımayanlara Saffet Düzgüner’i tanıtayım ki ne kadar büyük bir müjde verdiğim daha iyi anlaşılsın….
Saffet Düzgüner: Herkesin bir hikayesi olmalı
Kendisini sevgili kardeşim Faruk Halıcı vesilesi ile tandım. İyi ki de tanımışım.
Yüz yüze tanışmadan telefonda anlattı. Motoru ile tek başına Asya’da, Avrupa’da gitmediği ülke kalmamış, çektiği videoları izledim. Ata yurdumuzda, Orta Asya’nın uçsuz bucaksız steplerinde, Gobi Çölü’nde, adını bildiğimiz bilmediğimiz irili ufaklı göllerde nehirlerde. Tek başına, altında motoru ile…
Ünlü olmak değil amacı, sadece kendi hikayesini kendi yazmak için.
“Tanışalım” dedim. Kalktı Hollanda’nın Eindhoven şehrinden Rotterdam’a geldi.
Uzamış şaçı saklana düşmüş aklar, yaşından değil her biri bir yaşanmılık, bir tecrübeden, gittiği-gezdiği- gördüğü ülkelerden coğrafyalardan insanlardan bir hatıra gibi bilgeliğin simgesi gibi duruyor başında yüzünde.
50’sine merdiven dayamış Saffet Düzgüner (48). Fazla değil 22 yıldır Hollanda’da… Aynı zamanda bir iş adamı… Sıradan bir esnafın bile “ Ben İş adamıyım” havalarında dolandığı Hollanda’da ne iş yaptığını sordum.
Eindhoven Belediyesi başta olmak üzere bir çok kamu binasının yangın önleme/ söndürme cihazlarını yapıyor, satıyor, pazarlıyor. Bunun yanı sıra Rottedamda hangi işletmeyi sorsam onların yangın söndürme cihazları da bizden diyor.
Ortak tanıdığımız çok…
Kendini doğaya gezmeye adamış, Orta Asya’dan ayağının tozu ile gelmiş… O uçsuz bucaksız steplerde tak başına günlerce nasıl yolculuk ettiğini anlatırken sessizliğin ürküten, merak ettiren, korkutan sesini duyuyorsunuz adeta. Anlatırken yaşıyor ve yaşatıyor.
Şehirler, köyler, kasabalar değil ben doğanın içinde, dağlarda tek başına doğal yaşamı seviyorum, diyor…
Yollarda rast geldiği güzellikleri de kaydetmeyi ihmal etmemiş Saffet Düzgüner…
“Herkesin bir hikayesi olamlı ağabey, gittiğim yerlerde dünyanın her yerinden insanlar görüyorum. Maalesef bizim insanlarımızı çok az görüyorum. Deniz kum güneş tatili için harcanın paranın çok daha azı ile Asya ülkeleri gezip görülebilir. Avrupa’da bir çoğumuzun hasretini çektiği, özlem duyduğu insani değerler, misafirperverlik, doğa, insanlık oralarda var. Mesela Moğalistan’da hiçbir kapının anahtarı yok biliyor musun” diyor. Sen buralarda bırak tek kilidi alarm sistemi, ekstra kepenk vs taktırma da gör bakalım nasıl soyup soğana çeviriyorlar” dercesine.
O kendi hikayesini çoktan yazmış, bundan sonrası olsa olsa destanı olur.
İstedim ki ben de bu kardeşimizin destanında bir cümle olalım, N.Haber okurları onun gözü ile “ Al gözüm seyreyle” desinler, gençlerimizin ufku açılsın. Onun tabiri ile insanlar günlük, rutin işleri, yaşadıkları şehir, gittikleri memleketleri bir daireden ibaret. Yaşadıkları dairenin dışında da bir hayat var ve hikayesi olan insanların hikayesi o dairenin dışında başlıyor; yaşam felsefeleri oluşuyor, hayata bakışları ve beklentileri farklılaşıp güzelleşiyor.
İki gün sonra Fas’a gidecek… Katar’da Dünya Kupası’nda tarih yazan Fas…
Dedim onun şehirlerle, köylerle alakası yok…Eline bir mikrofon, yanına bir kameraman alıp Anadolu’da iki kasaba, dört köy dolaşan ve TV’lerde kendini büyük seyyah, gezgin belgeselci olarak tanıtan bir çok ünlü izliyoruz. İddia ediyorum onlar değil Saffet Düzgüner’in gittiği yerlere gitmeyi, hayal dünyalarına bile büyük gelir bu hikaye. (Elbette Rahmetli Barış Manço, Tayfun Takilipoğlu, Ertuğrul Akbay gibi ustaları tenzih ederim )
Şimdi sizleri tadımlık birkaç kare fotoğraf, birkaç video ile baş başa bırakırken, Saffet Düzgüner bundan sonra gittiği, gezdiği, gördüğü ülkeleri güzellikleri N’ Haber okurları ile paylaşacağı müjdesini de vermiş olayım.
Yavuz Nufel – N’Haber. nl