Hollanda’da polis şiddeti 4 yıl üst üste artış gösterdi. İngiltere’deki Durham Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Marijn Nieuwenhuis, 2015’te Hollanda’nın Lahey kentinde polis tarafından gözaltına alındıktan kısa süre sonra hayatını kaybeden Mitch Henriquez olayından bu yana ülkedeki polis şiddetinin atmaya devam ettiğini söyledi.
Nieuwenhuis, AA muhabirine, Hollanda’da son yıllarda artan ırkçı polis şiddeti ve nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Polis şiddetinin en fazla protesto gösterilerinde görünür hale geldiğini belirten Nieuwenhuis, “Son yıllarda Hollanda’da dört ana türde gösteriye tanık olduk. Birincisi Black Lives Matter (Siyahilerin Hayatı Önemlidir) ve Kick Out Zwarte Piet (Hristiyan dünyasında Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikola’nın Hollanda’ya gelişini kutlamak üzere düzenlenen festival karşıtı gösteriler), ikincisi Hollandalı çiftçi protestoları, üçüncüsü iklim kriziyle ilgili Extinction Rebellion (Yok Oluş İsyanı) protestoları ve son olarak aşırı sağ protestolar.” diye konuştu.
Nieuwenhuis, polisin gösterilere müdahalesinin, gösterici gruplara göre değiştiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Bunun üzücü örneklerinden biri, dindar küçük bir köy olan Staphorst’ta 2022’de düzenlenen Kick Out Zwarte Piet protestosuydu. Yerel makamların başta protestoyu onaylamasına ve polisle belediyenin dikkatli planlamasına rağmen göstericiler, iyi organize oldukları anlaşılan ve çoğu beyaz gençlerden oluşan kalabalık tarafından saldırıya uğradı. Polis, protestocuları ve onların anayasal güvence altındaki gösteri yapma hakkını korumakta başarısız oldu. Saldırıyla ilgili kimse tutuklanmadı. Bu durum, ilk protestolarından bu yana yüzlerce kişinin tutuklandığı ülke çapındaki iklim krizinin protesto edildiği Yok Oluş İsyanı gösterileriyle tam bir tezat oluşturuyor.”
– “Hollanda’da polis şiddeti 4 yıl üst üste artış gösterdi”
Nieuwenhuis, Hollanda’da polis şiddeti ve etnik profillemeyle ilgili izleme çalışması yapan “Controle Alt Delete” adlı insan hakları örgütünün 2022 raporuna değinerek, “Raporda, Hollanda polisinin toplumsal olaylara eskiye kıyasla daha fazla güç kullanarak müdahale ettiğine ilişkin kanıtlar var. Controle Alt Delete, ülkede polis şiddetinin 4 yıl üst üste artış gösterdiğini belgeledi.” ifadelerini kullandı.
Rapora göre, 2022’de Hollanda polisinin 33 bin 584 kez şiddet uyguladığına ve bu sayının 2019’dan bu yana sürekli arttığına işaret eden Nieuwenhuis, şunları dile getirdi:
“Controle Alt Delete, Mitch Henriquez’in 2015’teki trajik ölümünden bu yana polis şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden yaklaşık 100 kişi olduğunu belgeledi. Kurbanların yaklaşık üçte biri göçmen kökenliydi. Uluslararası Af Örgütü de Hollanda polisinin güç kullanımına ilişkin düzenlemeleri eleştirerek, polis memurlarının şok tabancası, polis köpeği, cop, boğma teli ve silah gibi unsurları kullanırken çok hızlı ve kaba davranabildiğini bildirdi.”
Nieuwenhuis, kolluk kuvvetlerinin sorumluluğunda öldürülen kişilerle ilgili polis memurları hakkında kovuşturma yapılmadığından bahsederek, “Diğer Batı ülkelerinden çok da farklı olmayan şekilde olaya karışan polis memurları vakaların çoğunda yargılanmıyor.” dedi.
– “70 ayrımcılık vakasından 2’sinde polisin şiddet kullandığı kabul edildi”
Hollanda’da ırkçı polis şiddetinin nedenlerine değinen Nieuwenhuis, “Polis şiddeti ve polisin etnik profilleme yapmak gibi ayrımcı uygulamaları hakkında sıklıkla vurgulanan iki husus var. Bunlardan biri ırkçılık konusunda cehalet, diğeri ise geçmiş hatalardan kurumsal olarak ders çıkarılmaması.” değerlendirmesinde bulundu.
Nieuwenhuis, polisin olaylara yaklaşımı ve kendini savunma biçiminin “tehdit algısı” tarafından şekillendiğini kaydederek, “Ötekinin aşağı görülüp ‘tehlike’ olarak kodlandığı ırkçı vakalarda, polisle karşı karşıya gelmenin ölümle sonuçlanma olasılığı daha muhtemel.” görüşünü paylaştı.
Hollanda’da polisin “ayrıcalıklı” konumunda olduğunu belirten Nieuwenhuis, şunları kaydetti:
“Polislik kurumu, Hollanda’daki yapısal eşitsizliklerin yansımasıdır. Emniyeti, iş gücü piyasası ve eğitim sektörü de dahil olmak üzere diğer kurumlardan farklı kılan, sahip olduğu özel toplumsal roldür. Demokratik devletin icracı kolu olarak görülüyorlar ancak mevcut haliyle polis, Hollanda demokrasisine yarardan çok zarar veriyor.”
Nieuwenhuis, Hollanda polisi hakkındaki ırkçılık ve ayrımcılıkla ilgili şikayetlerin önemli oranda arttığının altını çizerek, “Bu şikayetlerle ilgili çok nadir sonuç elde ediliyor. RTL Hollanda televizyonunun 2020 raporuna göre, bildirilen 70 ayrımcılık vakasından sadece 2’sinde polisin şiddet kullandığı kabul edildi.” ifadesini kullandı.
– “Hollandalılar ırkçılığı ‘başka yerlerin sorunu’ olarak görme eğiliminde”
Medyanın ülkedeki ırkçı polis şiddetini yeterli şekilde ele almadığını aktaran Nieuwenhuis, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hollanda gazetelerinin polis şiddeti haberlerinde iyi iş çıkardığını düşünüyorum ancak sorun, genellikle yurt dışında meydana gelen ırkçılığa odaklanmaları. George Floyd olayı Hollanda’da çok ilgi çekti ancak pek çoğunun ülkede ölümcül polis şiddetine maruz kalan sayısız kurbandan haberdar olduğunu sanmıyorum. Medya, ırkçı polis şiddetine yeterince yer vermeyerek, ülkenin iyi ve açık fikirli bir yer olduğu, yanlış ya da utanç verici hiçbir şeyin olmadığı fikrine katkıda bulunuyor.”
– Mitch Henriquez 2015’te gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmişti
Hollanda’nın Lahey kentinde 27 Haziran 2015’te düzenlenen bir açık hava festivalinde polisler tarafından gözaltına alınan Henriquez, ertesi gün hastanede hayatını kaybetmişti.
Lahey Başsavcısı Kitty Nooy, yaptığı açıklamada, Karayipler’deki ada ülkesi Aruba vatandaşı olan 42 yaşındaki Henriquez’in ilk otopsi sonuçlarına göre oksijensiz kaldığı için öldüğünü belirtmişti.
Başsavcısı Nooy, doğal yoldan ölmediği ortaya çıkan Henriquez’in, polisin müdahalesi sonucu nefessiz kalmış olabileceğini kaydetmişti.
Savcılık olaydan sonra soruşturma başlatmış, Henriquez’i gözaltına alan şüpheli 5 polis memuru açığa alınmıştı.
Gülçin Kazan Döger – AA