Hafta Sonu Okullarına Sıkı Denetim Getirmeyi Planlayan Hollanda Hükümeti, Nefret ve Ayrımcılık İçeren Eğitimlerin Kapatılması Gerektiğini Savunuyor.
Hollanda’nın büyük gazetelerinden Algemene Dagblad (AD), hükümetin, nefret, ayrımcılık veya şiddet çağrısı yapan hafta sonu okullarını kapatmayı planladığını bildirdi. Hollanda Eğitim Bakanlığı, özellikle antidemokratik düşünceler öğreten okullara müdahale edebilmek için yeni bir yasa tasarısı sunmaya hazırlanıyor.
Hollanda Eğitimden Sorumlu Devlet Sekreteri Mariëlle Paul, geçtiğimiz yıllarda radikal Selefi düşünceleri yaydığı iddia edilen cami okulları veya Çin devleti tarafından desteklendiği öne sürülen Çinli hafta sonu okulları gibi çeşitli hafta sonu okullarına yönelik eğitim müfettişliğinin müdahale edemediğini belirtti. Devlet, buralarda nefret, ayrımcılık ve şiddet teşvik edildiğine dair güçlü sinyaller olmasına rağmen neredeyse çaresiz kaldı.
Mariëlle Paul: Şiddet çağrısı yapan kurumlara karşı harekete geçilmeli
Yeni yasa tasarısıyla, eğitim müfettişliği, gerektiğinde bu tür eğitim veren kurumlara müdahale etme yetkisine sahip olacak. Bu kapsamda, çocukların boş zamanlarında bilgi ve beceriler kazandığı her türlü okul -örneğin Kur’an kursları, hafta sonu okulları, özel ders kurumları veya gençlik organizasyonları- yasa çerçevesinde değerlendirilecek. Devlet Sekreteri Paul, “Çocukların gelişimi için faydalı olabilir,” diyerek bu kurumların önemini vurgularken, nefret, ayrımcılık veya şiddet çağrısı yapan kurumlara karşı harekete geçmek gerektiğini belirtti.
Paul, bu yeni yasa girişiminin, Amsterdam’daki son olayların ardından daha da önemli hale geldiğini ifade etti. Amsterdam’da yaşanan şiddet olaylarına atıfta bulunan Paul, “Toplumun değerlerine sırtını dönen bireylerin oluşturduğu tehlikeleri görüyoruz,” dedi. Yasa ihlali şüphesi durumunda, AIVD (İstihbarat ve Güvenlik Servisi), polis veya okulların kiralandığı yerlerin sahiplerinden gelen ihbarlar üzerine müfettişlik harekete geçebilecek. Müfettişler, yapılan ihbarın kimden geldiğini de göz önünde bulundurarak inceleme başlatabilecek.
Yasa tasarısı, dini kuruluşlardan gelen eleştirilerle karşı karşıya. Bazı dini gruplar, bu girişimin dini özgürlük haklarına aykırı olduğunu öne sürüyor. Ancak Paul, iyi niyetli okullarla, toplumun değerlerine aykırı faaliyetlerde bulunan kurumları ayırmanın, tüm eğitim kurumlarına karşı adil bir yaklaşım olacağını savunuyor.
Bu yasa tasarısının yalnızca İslami okulları değil, aynı zamanda devlet otoritesini kabul etmeyen “egemen” gruplara ait okulları da kapsayacağını vurgulayan Paul, bu tür yerlerde hukuk devletine aykırı düşüncelerin yayılmasının engellenmesi gerektiğini ifade etti.
.
Sedat Tapan – nhaber.nl
Muhabir, journalist