Hollanda’da Müslüman Toplum Şaşkın: Çifte Standart Tartışmaları Alevlendi
Hollanda Temsilciler Meclisi, Yahudi Düşmanlığı Yaydığı iddiasıyla Selefi Camiilerin Kapatılması İçin Verilen Önergeyi Kabul Etti
Hollanda Temsilciler Meclisi, Yahudi halkının ve İsrail’in yok edilmesini teşvik eden Selefi camii ve kuruluşların kapatılmasını talep eden tarihi bir önergeyi kabul etti. 13 Kasım 2024 tarihinde Caroline van der Plas (BBB) tarafından Geert Wilders (PVV) ve diğer milletvekilleriyle birlikte sunulan önerge, koalisyon partileri, SGP ve JA21’in desteğiyle meclisten geçti.
Önergenin Gerekçesi
Önergenin temel gerekçesi, Hollanda’da artan antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) vakaları ve bu durumun şiddet olaylarına, hatta bir “Yahudi avına” yol açtığı iddiası oldu. Önerge sahipleri, bu tür nefret söylemlerinin, Yahudi topluluklarına yönelik şiddet eylemlerinin artışına katkıda bulunduğunu vurguladı.
Önergenin İçeriği
Önerge, Yahudi düşmanlığını teşvik eden ve İsrail’e karşı nefret söylemi yaydığı iddiası ile Selefi camii ve diğer kuruluşların derhal kapatılmasını talep ediyor. Önerge, hükümete bu tür nefret içeren faaliyetlerin önüne geçmek için harekete geçme çağrısı yapıyor.
Tartışma, özellikle Amsterdam’daki şiddet olaylarına odaklandı; son dönemde şehirde antisemitik saldırılarda artış yaşandığı belirtildi. Meclisin önergeyi kabul etmesiyle, hükümet bu konuyla ilgili acil ve etkili adımlar atmakla görevlendirildi.
Tepkiler
PVV lideri Geert Wilders, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada kararı “tarihi” olarak nitelendirerek şu sözleri paylaştı: “Yahudi halkının ve İsrail’in yok edilmesini teşvik eden Selefi camii ve kuruluşları kapatma önergemiz kabul edildi!” BBB lideri Caroline van der Plas da antisemitizm ve aşırılıkla mücadelede önemli bir adım atıldığını söyledi.
Ancak bu karar, özellikle Hollanda’daki Müslüman topluluklar arasında şaşkınlık ve endişeyle karşılandı. Müslümanlar, bu kararın din özgürlüğüne aykırı olduğunu ve çifte standart içerdiğini savunuyor. Yapılan eleştirilerde, Hollanda hükümetinin mecliste İslam’a yönelik açık sözlü saldırılar gerçekleştirdiği, ancak bunu “düşünce özgürlüğü” adı altında savunduğu belirtiliyor. Eleştirenler, “Bir Müslüman Yahudiler hakkında en ufak bir ifade kullandığında tehdit olarak algılanıyor ve hakkında kanun çıkarılıyor. Bu nasıl bir demokrasi?” diyerek hükümetin bu tavrını sorguladı. Ayrıca Hollanda’nın, din ve ifade özgürlüğü konusunda diğer ülkelerden ders alması gerektiği ifade edildi.
Sonraki Adımlar
Önergenin kabul edilmesiyle birlikte, şimdi top hükümette. Hükümet, hangi camiilerin ve kuruluşların kapatılacağını belirlemek ve bu süreci nasıl yasal bir çerçeveye oturtacağını planlamak zorunda. Bu sürecin nasıl işleyeceği ise henüz net değil, çünkü Hollanda yasaları, din ve örgütlenme özgürlüğü konusunda güçlü güvenceler sağlıyor.
Bu karar, Hollanda’da aşırılık ve antisemitizm konusundaki siyasi tartışmalarda önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Ancak Müslümanlar arasında yükselen endişeler, bu kararın toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirebileceği yönünde.
Sedat Tapan – nhaber.nl
Muhabir, journalist
0031616080987