Hollanda’nın Schiedam kentinde bir önceki dönem belediye meclis üyleği yapmış, geçtiğimiz 4 yıllık süreçte de partisi D66’dan yedekte ama meclis toplantılarına katılan, komisyonlarda görev alan Zülfikar Güler aynı zamanda fizik ve matematik öğretmeni. Hobi olarak başladığı futbol hakemliğinde yönettiği adil karşılaşmalarla adından söz ettiren Zülfikar Güler, 2024 yılında Hollanda’da “ 2024 Yılın Hakemi”ne aday gösterildi.
Halk oyu ile seçilecek yılın hakemi için Zülfikar Güler’e oy vermek için:
https://www.scheidsrechtervanhetjaar.nl/zulfikar-guler
Zülfikar Güler kimdir?
19 Şubat 2022 tarihinde Zülfikar bey ile yaptığım söyleşi:
Zülfikar Güler’in düşünceleri güzel, hedefi büyük;
Düsturu : Az laf çok iş / Herkese eşit şans..
Tanışıp iki kelam etikten sonra babasını sordum, kısaca hayat hikayesini, o anlattı ben dinledim.
Baba Şahin Güler ilk gurbetçilerden. Bir iki yıl çalışıp dönerim diye gelenlerden. Kayseri merkeze bağlı Silahtar köyünden 1969 yılında valizini eline alan babası Şahin bey, iki üç yıllığına geldiği buralara kök salacağını, 50 yıldan fazla hatta bir ömür boyu kalacağını hiç hesap etmemiş..
Çalıştığı demir fabrikasında 1500 derecede eriyen sıcak demirin ateşini, sılada bıraktığı eşine ve çocuklarına kavuşacağı günün özlemi ile söndürmüş.
Şahin bey gündüz işyerinde kor demirin, gece pansiyonda hasret ateşinin günden güne yakıp kavurmasına daha fazla dayanamış.
Takvimler 1973 yılını gösterdiğinde almış getirmiş çocuklarını da Hollanda’ya. Özellikle de yeni doğan oğlu Züfikar….
Zülfikar Güler, “ Ben Hollanda’ya ana kucağına gelmişim, henüz 3 aylıkken” diye başlıyor söze.
Baba Şahin bey artık mutludur. Akşam işinden çıkıp eve gelince, günün yorgunluğundan eser kalmazmış 3 aylık oğluna sarılınca.
Çocuklarının rızkı, istikbali için geldiği Hollanda’da çocuklarının da kendisi gibi işçi değil, okuyup en azından masa başında işleri olsun diye eğitimlerine olması gerektiği kadar önem vermiş baba Şahin bey.
Zülfikar Güler o günleri şöyle anlatıyor, “ Okulda diğer arkadaşlarımdan daha düzgün Hollandaca konuşuyordum. Çünkü çevremizde hep Hollandalı komşular vardı. Ayrıca diğer Türk ailelerin çocukları ilkokul çağında ya da daha büyük yaşlarda Hollanda’ya gelmişlerdi. Benim Hollandacam hemen fark ediliyordu. Bu sadece ilk, orta, lise de değil, üniversitede bile böyleydi.”
Okulu bititip öğretmenliğe mi başladınız, soruma; “Hayır o daha sonra, yüksek okulu bitirince ( Makine İnşaat ) Schiedam’da Türklerin yoğun olarak çalıştığı cam fabrikasında işe başladım. İşimden menmundum, fakat iki yıl çalıştıktan sonra fabrika yenide yapılanmaya gidince bizi çıkardılar.
Matematiğim ve muhasebem iyi olduğundan olacak, ilk müraccatımda Fortis Bank’ta memur olarak hemen işe alındım. Fakat bu da bir yıl sürdü. Masa başı iş bana göre değildi. 8 saat bir masanın başında yapamazdım. Yine masa başında ama topluma, insanlara faydalı bir iş yapmalıyım diye düşündüm ve eğitimime bir süre daha devam ederek Matematik ve Fizik öğretmeni oldum.
23 yıldır işimi severek yapıyorum” der demez sözünü kesip şöyle dedim.
Bi de derlerki Kayserli bir çocuğun ticarete kabiliyeti yoksa onu okuturlar. Sizin hayatınız babanızın, benim gibi işçi olmasınlar düşüncesi ve sizin gayretiniz ve azminizle yön bulmuş”
Espri hoşuna gidiyor, ben hemen siyasete dönmek istiyorum ve sorumu soruyorum.
Soruma cevap vermeden “ Yavuz bey üstadım Makine İnşaat bölümünü bitirmiştim Fizik ve Matemetik öğretmeni olmak için gündüzleri matematik, akşamları da fizik derslerine devam ettim” diyerek eğitimi ile ilgili bir eksikliği tamamlıyor.
VVD’den D66’ya
Zülfikar beye sorumu yineliyorum. Siyasete girmeye ne zaman karar verdiniz ve neden D66?
“ Bu toplumda yaşıyorsak bir katma değerimiz olmalı diye düşündüm eğitimden güvenliğe, konut sorunundan refah seviyesine kadar bir çok sorunlarımız oluyordu ve hala da var. Bu sorunların çözleceği yerler belli. Belediye Meclisleri, Temsilciler Meclisi. Bu yüzden bir siyasi partiye üye olursam sorunları yerinde dile getirebilecek, çözümüne katkıda bulunabilecektim . Kararımı verdim ve VVD partisine pasif üye oldum. Bu süre içinde ( 1996-2000) siyasetin şifrelerini çözmeye, öğrenmeye çalıştım. Fakat VVD benim görüşlerime göre bir parti olmadığına inandım. Ayrıca parti içindeki hiyerarşinin işleyişi benim görüşlerime ve düşüncelerime uygun değildi ayrıldım. Parti proramlarını okudum araştırdım ve D66’ya girmeye karar verdim” der demez hemen araya girdim.
VVD Başbakan Rutte’nin Partisi, kalsaydınız belki şimdi milletvekili olurdunuz dedim, “ Ben partimden memnumum” dedi ama espri iyi idi ki ikimiz de güldük..
-Buyurun devam edin, ya sonra?
“Evet, 2014 yılında D66’nın Schiedam’da bir toplantısına katıldım ve sadece toplantıya katılmakla kalmayıp üyeliğimi de yaptırdım. 2018 yılına geldiğimizde D66’dan Schiedam Belediyesine girdim. Schiedam Belediyesin’de D66’dan ilk türk kökenli meclis üyesiyim. 2018 deki seçimlerde ise çok az farkla dışarda kaldım çünkü listedeki yerim 7 idi. O gün bugündür yedekteyim ama meclis toplantılarını takip ediyorum. Komisyonlarda görev alıyorum”
-Önümüzdeki seçimmlerde D66’nın Scheidam listesinde 5. Sıradan adaysınız. Şu anda mecliste parti sıralaması nasıl sizin kaç sandalyeniz var?
“VVD birinci parti durumunda DENK 2. sırada biz D66 olarak 3. sıradayız. Bizim 5 sandalyemiz var”
– Bu durumda eğer oy oranlarınızı korursanız seçilmeniz garanti yani değil mi?
“ Evet, hatta partimiz Schiedam’da yükselişte. Kamuoyu araştırmaları o yönde.”
– Tercihli oylar neden önemli, diyelimki seçilmeniz tercihli oylara kaldı, ne kadar oy lazım?
“ Tercihli oylar önemli şöyleki, her hangi bir konuda elinizi kaldırdığınız zaman, ya da masaya vurduğunuz zaman arkanızda tercihli oy sayısı kadar bir gücün etkisi kendisini hemen gösterir.
– Şu an için Schiedam’ın öncelikli ilk üç sorunu nedir?
“İşsizlik, Güvenlik, Eğitim ve refah”
-Ama, 3 dedim 4 saydınız!..
“Öyle oldu ama şu bir gerçek ki bugün bu küçücük kasabada 2 bin 500 aile zor şartlarda, asgari yaşam standartlarını altında yaşıyor. Her aileyi 4 kişi kabul etsek bu rakam 10 bin kişi eder. O yüzden bu soruna acil çözüm bulmak lazım. Eğitim zaten uzamanlık alanım, bu konuda da her çocuğun eşit şartlarde eğitim alması gerekir. Şu anda malesef düşük gelirli ailelerin çocukları için imkanlar kısıtlı. Bir de yaşlılarımızın sorunları var tabi. Konut, sağlık, gelir.
-Seçmenlerden ne istiyorsunuz?
“Öncelikle 14-15-16 Mart’ta sandıklara gitmelerini istiyorum, duyarlı ve katılımcı olmalarını istiyorum. Kendileri gidemeseler bile oylarını vekalet vererek bir başkasına kullandırabilirler.”
-Sloganın var mı?
“-Herkese eşit şans…
Az laf çok iş. ( geen woorden maar daden)
– Seçmenlere ne vaat ediyorsun?
“Mesleğim, yaptıklarım yapacaklarımın garantisidir.
Telefonum 24 saat açık, bana oy versin vermesin herkesin yardımına koşmaya hazırım.”
-En az kaç tercihli oy lazım?
“300…”
İşte geldik en önemli soruya çünkü söyleşimizin sonuna yaklaşıyoruz.
-Özeleştiri yapıyor musunuz ya da toplum olarak biz yapıyor muyuz.
“Türkçede güzel bir söz var, iğneyi önce kendimize batıralım sonra çuvaldızı başkasına. Empati çok önemli. Her şeyden önce kendimizi karşıdaki insanın yerine koyalım, o zaman söyleyeceğimiz sözlere daha dikkat ederiz, böylece kırıcı olmayız.
Biz toplum olarak çok duygulsal insanlarız. Duygularımızla hareket edelim ama aklımızı da kullanmayı ihmal etmeyelim.”
-Yaşınız henüz 48 siyasetteki hedefiniz?
“Elbette Lahey, yani Temsilciler Meclisi’nde partimi ve insanları temsil etmek, milletvekli olmak.
Sevgili Zülfikar bey kardeşim, an geldi sohbet an geldi direk sorularıma içtenlikle verdiğin cevaplar için teşekkür ediyorum. Ben söylediklerine, samimiyetine, önce Schiedam meclisine seçileceğine sonra da Lahey’e gideceğine tüm kalbimle inanıyor, başarılar diliyorum. Ayrıca seni tanıdığım için inan çok mutlu oldum.
“ Ben teşekkür ederim üstad, ben de sizi geç de olsa tanımaktan mutluyum”
Not: Bu arada Baba Şahin bey’in de 1969 yılında geldiği Hollanda’dan 52 yıl sonra (geçen sene) eşi ile birlikte kesin dönüş yaptığını öğrendim.
Fotoğraf:Siyah- Beyaz fotoğrafta Zülfikar Güler annesinin kucağında babası ve kardeşleri ile
19 Şubat 2022
Yavuz Nufel
NHaber.nl