Bugüne kadar takdir ettiğim çalışmalara imza attılar, gün geldi övdüm gün geldi eleştirdim. Fakat ne zaman ki deprem yardımları ile ilgili yazdığım yazı sonrası aramızda önce soğuk sonra sert rüzgarlar esmeye başladı.
Hem bu tartışmayı noktalamak, hem de gönüllü, ücretsiz danışmanlık yaparak bu gerginliğe kendi cephemden son vermek istiyorum.
Bugüne kadar olan hukukumuzdan ve benim ak saçlılarım tarafından yapılan yorum ve tavsiyelerle birlikte HOTİAD üyesi Mümin beyin, diğer üyelerde görmediğim olgunluk ve erdemli davranışla benimle konuşmak istemesi daha önce düşündüğüm yazının şeklini değiştirmeme neden oldu.
Duydum ki HOTİAD ve bazı gazeteci arkadaşlar 6 Şubat Depremi sonrası yardım amaçlı alınan konteynerlerin teslim törenine gidiyormuş.
Yola gidenlere verilen yolluk yerine iki konteyner değerinde gönüllü danışmanlık hizmeti veriyorum, buyurun tavsiyelerime maddeler halinde şöyle:
- HOTİAD’ın adı değişmeli güncellenmeli. Kurulduğu günden beri Hollanda Türk İş Adamları Derneği olan adı HOTİİD olmalı. Çünkü çeyrek asır önce kurulduğunda tek bir Kadın üye yoktu. İş adamı iş Kadını deyimi o zamanlar normaldi ama artık cinsiyet ayrımcılığı olmaması için İş İnsanı denilmekte. O Halde en kısa zamanda HOTİAD, HOTİİD olsun…
- En kısa zamanda bir uçak alınmalı. İnsanlar elbiseleri ile ağırlanır fikirleri ile uğurlanır. Başkanın deyimi ile küçücük ama yıllık cirosu 3 milyarı aşan bir dernek 8 milyon ile 50 milyon arasında değişen 16 kişilik bir jeti rahatlıkla alabilir. Getirisi olur, götürüsü olmaz, demedi demeyin.
- Birinci adamı birinci adam yapan ikinci adamlardır, O yüzden birinci adam ne kadar güçlü, sempatik, sevecen güler yüzlü, hoşgörülü, cömert olursa, ikinci adam da başkanda olan özelliklerin tam tersi, asık suratlı, katı, cimri vs vs olsun.
- Her zengin akıllı her fakir cahil değildir. Anadolu’da söylenen Elbise insana yürüyüş, para akıl öğretir, sözünün doğru olmadığını bilin. Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok.
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yok, sözünü çerçeveletip ofislerinizin duvarına asın, her gün bir kez bakın okuyun. - Nasıl zengin olunuyorsa bir günde aniden fakir olunabileceğinizi, unutmayın. ( BKZ: Fakir balıkçının öyküsü )
- Hepiniz mutlaka La Fonten’den bir-iki öykü okuyun. Jul Verne’nin 80 günde devri alem, arzın merkezine seyahat’i başta olmak üzere batı yazarlarından bir iki isim bilin eselerini okumamışsaanız bile adını öğrenin.
- Her üye sosyal medyada kullanıcıları ile gazeteciliği aynı şey olmadığını, asparagas, araştırmacı, karıştırmacı, köfteci, çorbacı gazetecilik nedir, sağlam kaynaktan Medya konusunda kurs alın
- Her uçanı kuş, her kaçanı korkak, her gevezeliği muhabbet, her dedikoduyu bilgi alışverişi sanmayın
- Her kuşun etinin yenmeyeceğini, yense bile mideye oturacağını, hatta gıda zehirlenmesine kadar gidebileceğini hesap edin.
- Düşünüp, danışmadan, gaza saza gelip önyargılı yargısız infaz yapıp, iftira atmaktan çamur atmaktan itina ile kaçınılmalı, mukayese yaparken, bir meslek gurubundan birileri, bir şehirden biri bir yanlış yaptığında o meslek gurubu, o şehirliler için , “ Bunların hepsi böyle” düşüncesinden, vebalinden, günahından, şerrinden şiddetle uzak durun.
Bunları tüm samimiyetimle, yediğimiz içtiğimiz bir kahvenin 40 yıllık hatırı için yazıyorum.
Şimdi sizler sizlerden yardım bekleyen, ya da şu anda aldığınız konteynerler içinde size dua eden insanları göreceksiniz.
Her duayı, her bedduayı kabul olur sanmayın. Hani güreş meydanlarında cazgır, “ Alta düştüm diye üzülme, üste çıktım diye sevinme” der ya güreşçilere, “ Aman dua aldık bize bir şey olmaz”, ya da “ Aman beddua aldık başımıza iş gelecek” diye düşünmeyin diye söylüyorum.
Yolunuz açık olsun, uçağınızın kanadına kuş, ayağınıza taş, başınıza yaş değmesin…
Şimdi bana bu tavsiyelerimden dolayı bir teşekkür, bir de önyargılı ithamlarda bulunduğunuz için özür borcunuz olduğunu “ Yazmasam olmaz” ( Veresiyemiz yoktur )
Yavuz Nufel- NHaber.nl
Yavuz bey Merhaba,
Bu yorumumu yayınlamak zorundasınız. Keyfi davranıp yorum köşenizde not düştüğünüz gibi yapar yayınlamazsanız ciddiyetinizi sorgularım. Her fırsatta bunu dile getiririm ve bana yorum yazarsınız yayinlakmakta çekinmem dediniz.
Sizinle ayak üstü bir merhabalaşmış ve yazdığınız yazı hakkında konuşmak istediğimi belirtmiştim. Çünkü yazmış olduğunuz yazı yanlıştı ve bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor olabilirdi keşke yaziyi yazmadan önce sorsaydiniz emegime haksizlik oldu , sadece benim değil . Fırsat olup konuya bile girememiştik.
Ama bir ayak üstü merhabadan bu kadar nasihat veya öneri çıkartma maharetinize şaşırdım. Anlaşılan kendi işinizden başka her işe kendinizi memur görüyorsunuz. Anlama güçlüğü çeken hayran grubunuza bir hayran daha kazandınız.
Dürüst olmanızı, yazacak yazınız için bahane aramamanızı, insanları aptal yerine koymamanızı tavsiye ederim.