Prof. Dr. İlber Ortaylı, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 103. yıl dönümü dolayısıyla Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nda gazeteci Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide, “Ankara’nın bir kasaba olarak bilinmemesi gerektir. Ankara kitaplarda öğretildiği gibi toz, toprak içinde bir şehir değildi, Roma dönemindeki Galatya Eyaleti’nin başkenti Anküra idi” dedi.
Ortaylı, Etimesgut Belediyesince yapılan Türk Tarih Müzesi’nin Ankara’ya layık bir müze olduğunu belirterek heykelsiz ve resimsiz medeniyetin olmayacağını söyledi. Türk Tarih Müzesi ile iftihar ettiğini kaydeden dile getiren “Bu zamana kadar Orta Anadolu kıraç yer olarak gösteriliyordu ama artık Anadolu’nun ne olduğunu gösteriyor. Bunlar çok önemli.” diye konuştu.
27 Aralık’ın Ankara’ya has bir bayram olduğunu aktaran Ortaylı, Türkiye’nin kültür tarihinin Ankara’da başladığını söyledi. Ortaylı, 27 Aralık’ın önemine değinerek “1919’da Gazi Paşa hazretlerinin o zamanki rütbesiyle Kolordu Komutanlığında bulunmuş Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya ulaştığı gündür. İstiklal Harbi’nin nihai ve merkez noktası olarak hizmet arz eden bir şehirdir. İnkılaplar da burada başlamıştır.” dedi.
Prof. Dr. Ortaylı, Ankara’nın bir kasaba olarak bilinmemesi gerektiğini bildirerek Ankara’nın kitaplarda öğretildiği gibi toz, toprak içinde bir şehir olmadığını, Roma dönemindeki Galatya Eyaleti’nin başkenti Anküra olduğunu hatırlattı.
Ankara’nın tarihi hakkında bilgi veren Ortaylı, “Ankaralılar, 19. yüzyılda demiryolunu kendileri getirdiler fakat buradan öteye gitmedi. Buranın tüccarları, Ankara Sultanisi vardır. Buradaki azınlıklar zengindir. Burada yabancı okullar ve konsolosluklar vardır. Onun için harbin buraya gelişi, teessüs makali olması tesadüf değildir.” şeklinde konuştu.
Ankara’nın kültür merkezi olduğunu ifade eden Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aklı başında olan bir genç, tahsilini Ankara’da yapar. Burada kalıp, burada yetişmeniz lazım bu çok önemli bir yer. Burada devlet var, bürokrasinin kendine has insanları var. Bu çok önemli. O yüzden burası merkez. Burada demir yolu ve etrafa hakimiyet var. Bu Ankara için kaçınılmaz bir şey, bu memleketin geleceği de buna bağlı. Burayı tanımamız lazım, tanımıyoruz. Sevmemiz lazım maalesef sevmiyoruz.”
Ankara’nın yeteri kadar gezilmediğini vurgulayan Ortaylı, gençlere AVM’erde vakit geçirmek yerine mahalleleri gezmesini önerdi.
Ankara’nın milli arkeolojinin ve milli mimarinin merkezi olduğunu aktaran Ortaylı, “Burada insanlar musiki öğreniyor, buradaki tiyatrolar her zaman dolu. Ben bunu çok büyük bir olay olarak görüyorum. Şahsen burası konservatuvar memleketi. Türkiye’de konservatuvar gerçek anlamıyla burada kuruldu.” dedi.
Ortaylı, Ankara’nın isminin “Angara” olduğunu söyledi.
Türkiye’nin denizlerle çevrili bir ülke olduğuna işaret eden Ortaylı, Yunanistan ile yaşanan kıta sahanlığı sorunu hakkında şunları kaydetti: “Adam, kıta sahanlığı diye gelip neredeyse utanmasa İzmir’e kadar sokulacak. Mantık yok, o mantığın olmaması da işine geliyor herkesin. Bizim deniz diye gördüğümüz iç denizdir, Hazar Denizi. Böyle denizde hakimiyet kurmamızı kimse istemiyor bu çok açık, en başta dostlar istemiyor. Size bunu söylüyorum savaş gayesiyle ilgisi yok. Üç tarafı denizle çevrili bir kıtada eğer denizci olmazsak ve deniz kuvvetimiz olmazsa denizden yaşamayı öğrenemezsek yaşayamayız bu kadar açık. Çünkü buranın bereketi maalesef o kadar genç değil. Burada denize hakim olmazsan aç kalırsın, artan nüfusla bu görülecektir.”