Haber-Yorum: Şerife Eker Bozoğlan
Konya’nın bozkırlarında, güneşin toprağa usulca dokunduğu bir yerde, zamanın durduğu, yüreklerin ise konuşmaya başladığı bir köy var: Sonsuz Şükran Köyü. Bu köy, yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda bir vefa, bir teşekkür, bir sanat ve insanlık anıtı. Adı gibi şükran dolu… Hem geçmişe, hem doğaya, hem de insana…
Her şey 2010 yılında başladı. Bir adam vardı, yüreği Anadolu toprağı gibi bereketli: Mehmet Taşdiken. Kültürü, sanatı, doğayı ve insanı aynı potada buluşturma hayaliyle yola çıktı. Bu hayali, dönemin Hüyük Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem’in de desteğiyle çamurun, kerpicin, emeğin ve hayalin karışımından bir köye dönüştü. Şükran Köyü böyle doğdu: geçmişe selam, geleceğe miras olarak.
Bu köyde betonun yerini kerpiç almış, aceleci şehir adımlarının yerine dinginliğin ve içsel yolculuğun sessizliği konmuş. Sanatçılar, yazarlar, düşünürler burada toplanmış, her biri kendi evini kerpiçten inşa etmiş. Modernliğin yuttuğu kadim değerlere sahip çıkmak için… Doğaya zarar vermeden, onu onurlandırarak…
Sonsuz Şükran Köyü, aslında bir çağrıdır. Kalbinin sesini unutanlara, toprağı özleyenlere, samimiyeti arayanlara yapılan bir çağrı. Burada her ev, bir yüreğin izini taşır. Her pencere, geçmişin hikâyesine açılır. Her duvar, ustalığın, emeğin ve vefanın sessiz bir tanığıdır.
Bu köy, Anadolu insanının bin yıllık kültürüne duyulan şükranın ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Bir teşekkürdür; toprak ana’ya, köklerimize, dayanışmaya, üretmeye, paylaşmaya… Aynı zamanda bir direniştir de; yozlaşmaya, unutuşa, köksüzlüğe…
Her yıl düzenlenen sanat buluşmalarıyla Şükran Köyü bir ilham merkezine dönüşür. Resimler yapılır, şiirler okunur, türküler söylenir. Ve her şey, sadece göze değil, ruha dokunur. İnsan, burada yeniden insan olduğunu hatırlar. Gökyüzüne bakarken, yıldızlarla konuşmanın aslında içimizdeki ışıkla konuşmak olduğunu anlar.
Belki de hepimizin içinde bir Şükran Köyü saklıdır. Beton duvarların arasında sıkışan yüreğimiz, özgürlüğü, sadeliği, samimiyeti özler. Sonsuz Şükran Köyü, o içsel özlemi görünür kılan, somutlaştıran bir hayal gibi karşımızda durur. Ve bizlere şunu fısıldar:
“Hayat, minnettarlıktan doğar. Şükranla yaşayan bir yürek, asla yıkılmaz.Hayat, şükranla güzelleşir. Şükrünü bilenin kökü derindedir.”
NHaber.nl