Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, sosyal medyada mutluluk pozlarına olan ilgi ve “sanal mutluluk” konusunu değerlendirdi.
Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz,, insanların en iyi ve mutlu anlarını paylaşmaları için, sosyal medya platformlarının bir alan sağladığını vurguladı.
İnsanların kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırması sağlıklı değil
Beyaz, insanların, sosyal medyada kendilerini en iyi halde göstermek ve bu vesile ile de dikkati çekmek istedikleri için mutlu anlarını paylaşma eğilimi gösterebildiklerinin altını çizerek, “Bu da olumlu geri bildirimler ve beğeniler alarak kendilerini daha iyi hissetmelerine imkan veriyor. Mutluluk pozlarıyla, insanlar kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortam bulabilirler ve birçok kişi, başkalarının mutlu anlarını gördükçe kendilerini eksik veya mutsuz hissedebilirler ve bu da bu yönde pozlar vermeyi daha da artırabilir.” ifadelerini kullandı.
Sosyal medyayı kullanırken insanların kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırmasının mükemmeliyetçilik duygusunun körüklenmesini artırdığını ifade eden Beyaz, “Ayrıca sosyal medya platformları, insanların kendilerini ifade etmeleri ve kimliklerini oluşturmaları için de bir araç olarak kullanılabiliyor.
Mutluluk pozları paylaşmak, kişinin kendine olan güvenini artırabilir
Mutlu anları paylaşmak, insanların kendilerini iyi hissetmelerine ve olumlu bir imaj oluşturmalarına yardımcı olabilir. Bu paylaşımlar, insanların kendilerini ve hayatlarını olumlu bir şekilde tanımlamalarına ve başkalarına göstermelerine ön ayak olabilir. Bunun psikolojik zeminde birçok nedeni olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Beyaz yorumuna şöyle devam etti: ” Evvela insanlar genellikle olumlu geri bildirim alma ve beğenilme arzusunu taşırlar. Mutluluk pozları, diğerlerinin beğenilerini ve olumlu yorumlarını çekebilir; kişinin kendisini değerli ve takdir edilmiş hissetmesine yardım edebilir. Dolayısıyla, mutluluk pozları paylaşmak, kişinin kendine olan güvenini artırabilir ve sosyal bağlarının da güçlenmesine yardım edebilir.
Bunun dışında, kişinin kendisini iyi hissedip, pozitif duygularını pekiştirmesine yardımcı olabilir. Pozitif anıları hatırlamak ve paylaşmak, kişinin ruh halini yükseltebilir ve olumsuz duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bu nedenle kişinin kendi mutluluğunu artırmasına ve psikolojik iyilik halini desteklemesine katkıda bulunabilir.”
Sosyal medyada paylaşılan mutluluk pozları gerçek hayattaki her anın temsili değildir
Beyaz, insanların genellikle sosyal medyada en iyi ve mutlu anlarını paylaşarak kendilerini daha başarılı, çekici ve mutlu olarak göstermeye çalıştıklarını, çünkü bu durumun kişilerin kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortamda olumlu bir imaj oluşturmaya yardımcı olduğunu belirterek, bunun, daha olumlu bir benlik algısının geliştirilmesine ve kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesine katkıda bulunabileceğine dikkati çekti.
Ayrıca, kişilerin sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarıyla kendilerini ifade edip, kişisel kimliklerini de inşa edebildiklerinin altını çizen Beyaz, “Bu imkanı tanıdığı için de pozitif anıları paylaşmaları, ilgi alanlarını, değerlerini ve yaşam tarzını diğerlerine sunmaları ve bunun da olumlu veyahut mutluluk pozları özelinde verilmesi kendisini daha iyi anlamasına ve başkalarının da onu daha iyi anlayıp tanımalarına yardımcı olabilir.” değerlendirmelerinde bulundu.
Beyaz, gerçek hayattaki mutlulukla sosyal medyada gösterilen mutluluğun uyumlu olmayabileceğini ifade ederek, sosyal medya platformlarının çoğunlukla kullanıcıların en iyi ve en mutlu anlarını paylaşmaları üzerine odaklanırken, gerçek hayat daha karmaşık ve farklı duygusal deneyimlere üzerine kurulu olduğunu belirtti.
Gerçek mutluluk, sosyal medyada gösterildiği gibi daima parlak ve mükemmel değildir
Sosyal medyada paylaşılan mutluluk pozlarının genellikle dikkatlice seçilerek, düzenlen anların bir yansıması olduğunu ve bu pozların gerçek hayattaki her anın tam bir temsili olmadığını vurgulayan Beyaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hayatın bütününün bir kısmını temsil etmektedir. Herkeste farklılıklar gösterse de gerçek hayatta insanlar, günlük yaşamın stresiyle, sorunlarıyla ve zorluklarıyla karşılaşabilirler; bu da duygusal dalgalanmaları deneyimlemelerine neden olabilmektedir. Ayrıca, gerçek mutluluk, sosyal medyada gösterildiği gibi daima parlak ve mükemmel değildir, bunun yerine, genellikle küçük anlarda ve sıradan yaşamın içinde bulunur.
Sosyal medyada gösterilen mutluluk genellikle idealize edilmiş bir versiyon sunarken, gerçek hayattaki mutluluk daha karmaşık, gerçekçi ve zaman zaman zorlu da olabiliyor. Ayrıca bunların yanı sıra sosyal medya üzerinden verilen mutluluk pozları, insanların olumlu duygularını paylaşma ve başkalarıyla bağlantı kurma ihtiyacını da karşılayabilmekte ve sosyal medya kullanıcıları arasında olumlu bir atmosferin oluşmasına da vesile olabiliyor.”
Mükemmel görünen hayatları görmek, kişilerde kıskançlık, özsaygı eksikliği ve değersizlik duygularına neden olabilir
Mutluluk pozları paylaşmanın kişilerin kendine olan güveni ve benlik saygısı üzerinde çeşitli etkileri olabileceğine dikkati çeken Beyaz, şu ifadeleri kullandı:
“İlk olarak, pozitif geri bildirimler ve beğeniler almak, kişilerin kendilerini değerli ve çevreleri tarafından kabul görmüş olduklarını düşünmelerine vesile olabilir ve güven duygusu hissettirebilir ve benlik saygılarını güçlendirebilir. Ancak, sosyal medyada sürekli olarak mutluluk ve başarıyla dolu pozlar paylaşmak, bazı kişilerde kendilerini karşılaştırma ve kendilerini yetersiz hissetme eğilimini de beraberinde getirebilir.
Mükemmel görünen hayatları görmek, kişilerde kıskançlık, özsaygı eksikliği ve değersizlik duygularına da neden olabilir, benlik saygılarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, sürekli mutluluk pozları paylaşmak, kişilerin gerçek duygularını bastırmasına ve sosyal medyada yapay bir imaj oluşturmasına neden olabilir. Bu da bireylerin kendileriyle ve başkalarıyla olan ilişkilerinde samimiyet ve derinlik eksikliğine yol açabilir.”