İyi bir kalp, kötü bir kalpten gelen her taarruzu sessizlikle karşılar ve cevabı sükunetinde saklıdır…
Olabildiğince sabır ve büyüklük kokan satırlar değil mi ? Düşünüyorum da; kaç insanda kaldı bu incelikler?
Ki, kendime en sık sorduğum sorulardan biri ve yine kalemimde esir haliyle!
Kayboluyoruz…
Öylesine azaldı ki; iyiler , iyi kalpler! Dünya’nın yarısı kan kokarken, diğer yarısı hiç bir şey yokmuş gibi yarınlarına adım atabiliyor.
Düzensizlik, vurdum duymazlık, bananecilik ya da düpedüz korkaklık diz boyu, battın insanlık!
Battın insanoğlu! Sessizliğinde Karanlıksın sen!
Sevgiye tutunsak diyorum.
Bizi biz yapan ve bizim için yaratılan sevgiye, masumca yeniden dokunsak. Çocuk kalpleri yeniden yakalasak göğüs çatımızda. Yoksa aydınlık, güneş tadında insanları düşlemek hayal mi?
Zıtlıklarla dolu sınavlar arenamıza ilahi kudretten en büyük ceza, emin olun sevgisizlik! Ve beraberinde , kaybettiğimiz masumiyetlerimiz. Hep dünyada kalacakmış gibi bitmek tükenmek bilmeyen hırslarımız…
İyileri hapsetmeye çalışan bu kaos, hız yapmadı mı sizce de? Şimdilerde Dünya’nın gündemi, kıyamet!
Kurulan korku imparatorluğu epey işe yaradı. Ardı arkasına batan koca koca şirketlere üzülen panik olan insanlar, bataklığa dönen insanlığa tepkisiz. Tüm değerler kırıldı. Her şey neredeyse paramparça. Yaşamın anlamı olan çocukların ölümüne sessiz kalan bir dünyada, nefes alıyor olmaksa kabus…
” Kör ,sağır ve dilsiz ol” adlı bir tablonun parçasıyız her birimiz.
Uyan insanoğlu!
Senin için tanzim edilmiş yeryüzü ve sana ayrılmış yaşam hakların karanlık ellerde. Gör donuklaşan duyuların teknolojiye kölelik yapıyor.
Hisset, sahi özlemedin mi yemyeşil ve masmavi renklerle kaplı doğanı?
Vicdanı yüksek, merhamet yüklü insanlarını?
Tarihi ve kim olduğu neredeyse unutturulan bizler, Müslüman kimlikli kimliksizler olmadık mı ?
Aslına dön…
c -nhaber.nl