Hayat, yüklü bir tren gibidir. Sürekli hareket halindedir ve her durağında yeni gelişimler, deneyimler, öğrenmeler, düşmeler, kalkmalar, kültürel yozlaşmalar ve mücadelelerle doludur. Bu hayat yolculuğunda karşılaştığımız engeller, bazen sert rüzgarlar, bazen dik yokuşlar olsa da, pes etmeden ve yılmadan devam etmeliyiz.
Teknoloji çağında yaşadığımız bu zamanda, insanoğlu uzaya yerleşme planları yaparken, maalesef hala dünyamızda kadınlar üzerinden yürütülen, olumsuz siyaset, adaletsiz kararlar, eşitsizlik, ötekileştirilerek mağdur edilen kadınlar. Böyle bir dünya!.
Konuyu gizemleştirmeye, süslü sözlerle anlatmaya gerek yok bence.
Hollanda, hepimizin bildiği gibi özgürlüklerin, insan haklarının, özgürce tercihlerin zirvede yaşadığı bir ülke! Öyle bilirdik! Yanılmışız! Adalet terazisinin en tepesinde, ismi aşina olduğumuz, kulağa tanıdık, hemcinsten. Kadınların uğradığı ayrımcılığı, eğitimde ve iş alanında maruz kaldıkları haksızlıkları en çok kim anlar? Bir kadın tabii ki! Dedik! Ama öyle olmadı. Bakan hanım, altına imzasını çaktığı “baş örtülü” kadınların, kızların güvenlik görevlisi, polis olma tercih haklarına “pranga” vurarak, orta çağ zihniyetiyle yasak getirdi! Nerde hoşgörü, nerde tercihlere saygı ve özgürlük?
“Kadınsan hep birileri sizin için karar verir ve tercih eder veya yasak getirir pranga vurur”!.
“Bir bitmediniz!” gittiniz!.
Hoş hangi masum insanın ahı tuttu bilinmez “mülteci” sorununda anlaşamayan Hollanda hükümet ortakları hükümeti düşürdü. Yakında seçimler var. Bu ismi, aşina olduğumuz, kulağa tanıdık, hem de hemcinsten Adalet bakanlığından, Başbakanlığa oynuyor! Düşünsenize bir de başbakan olsa ne yasaklar getirir baş örtülü kadınlara.
“Bi bitmediniz “ gittiniz.
Bazılarının başörtüsü hazımsızlığı, Türkiye’nin ilk başörtülü başsavcısının, Kızılay’ın, ilk baş örtülü kadın başkanının göreve başlamasıyla tavan yaptı. Eğitimini üstün başarıyla bitirmiş, hakim, savcı, doktor, mühendis mimar öğretmen olmuş kızlarımıza Komplo teorileriyle garip senaryolar yazmak yerine dürüstçe aynaya bakıp kendilerine “neden bu kızlar, kadınlar bazı görevlere ilk kez geliyor” sorusunu sorabilselerdi, bugün çok daha güzel bir Türkiye’de , Dünyada yaşıyor olacaktık.
Tahammül ve saygı kültürü olmayan orta çağ zihinlerin tahakküm özlemi böyle dışa vuruyor ne yazık ki. Toplumsal barışın, özgürlüğün önündeki en büyük engel de bu zihniyet.
Yaşamda karşılaştığımız zorluklar, bizi sarsa da hayata olan inancımızı yitirmemeliyiz. Her düşüşümüz, ayağa kalkışımızı hazırlar ve bizi daha güçlü kılar. Başarı, kolay ve düz bir yolda yürümekle değil, zorluklarla yüzleşip, kararlılıkla ilerlemekle gelir. Pes etmeden, dirençli bir şekilde ilerlediğimizde, hedeflerimize ulaşmak için kendi gücümüzü keşfederiz.
Bir bitmediniz! Biz de! Yılmadan, umutsuzluğa kapılmadan, hayatın getirdiği zorluklara göğüs germeliyiz. Dünyanın en başarılı insanları, karşılaştıkları zorlukları birer fırsat olarak görenlerdir. Zorluklarla boğuşurken, içimizdeki gücü ve potansiyeli keşfedebilir, hedeflerimize, hayallerimize adım adım yaklaşabiliriz.
Bir bitmediniz! Ama! Her gün yeni bir fırsat, yeni bir başlangıçtır. Dün yaşadıklarımız, bugünümüzü ve yarınımızı belirleyen derslerdir. Geçmişteki hatalarımızı unutmayıp, onlardan ders alarak yol almalıyız. Geleceği şekillendiren ise bugündeki kararlarımız ve eylemlerimizdir.
Bir bitmediniz! Olsun! Bizde kendimize olan güvenimizi yitirmeden, kendi değerimizi hatırlayarak ilerlemeliyiz. Unutmamalıyız ki, hayatta herkesin kendi hikayesi ve mücadelesi vardır. Her yeni güne umutla uyanmak, yaşama sarılmak ve hayallerimize, hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerlemek için daha fazla güç kazandırır bize. Yaşamın inişleri ve çıkışları kaçınılmazdır, ancak her düşüş, yine de yukarı çıkmak için bir fırsattır.
Unutmayın ki, hayatta önemli olan sadece sonuca ulaşmak değil, aynı zamanda sürecin tadını çıkarmaktır. Yolda yaşadığımız deneyimler, kazandığımız dostluklar ve öğrendiğimiz dersler, hedefe varmak kadar değerlidir. Belki bazen yorulacaksınız, belki bazen düşeceksiniz, ama her zaman tekrar ayağa kalkacak ve ilerleyeceksiniz. Unutmayın, hayatta her zaman bir şansınız vardır. Hiçbir zorluk, kararlılığınızı ve isteğinizi kıramaz.
Çünkü her birimiz, yaşamın sunduğu sınırsız potansiyele sahibiz. Pes etmeyin, umutsuzluğa kapılmayın. Yeniden başlamak için her anınız bir fırsattır. Bırakın hayat size yeni şanslar sunsun ve siz de yürekli adımlarla ilerleyin.
Unutmayın, hayatımızda “bir bitmediniz!” mücadelemiz var!…
Necla Koçak – nhaber.nl