Avrupalı Türkler, hem yaşadıkları ülkelerde hem de memleketlerinde karşılaştıkları ayrımcılıkla mücadele etmek zorunda kalan bir topluluk olarak öne çıkmaktadır. Bu çifte ayrımcılık, bireyler üzerinde derin psikolojik ve sosyal etkiler bırakmakta ve uzun yıllardır süregelen bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.
Yurt Dışında Karşılaşılan Ayrımcılık
1. İş Hayatında Ayrımcılık
Avrupalı Türkler, çalıştıkları ülkelerde iş bulma sürecinde, terfi imkanlarında ve ücret eşitsizliğinde sık sık ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, onların mesleki gelişimlerini engellemekte ve ekonomik olarak geri kalmalarına yol açmaktadır.
2. Sosyal Hayatta Dışlanma
Yaşadıkları toplumlarda tam anlamıyla kabul görmemek, önyargılar ve stereotiplerle mücadele etmek, Avrupalı Türklerin sosyal uyumunu zorlaştırmaktadır. Bu dışlanma, onların günlük yaşamlarında sürekli bir baskı altında hissetmelerine neden olur.
3. Irkçılık ve Nefret Söylemleri
Fiziksel saldırılardan sözlü tacizlere kadar uzanan ırkçılık ve nefret söylemleri, Avrupalı Türklerin güvenlik duygusunu zedelemekte ve toplumla olan bağlarını koparmaktadır. Bu tür olaylar, bireylerin psikolojik sağlığını olumsuz etkiler.
Memlekete Dönüşte Yaşanan Zorluklar
1. Maddi Zorluklar
Yıllık izinlerinde memleketlerine dönmek isteyen Avrupalı Türkler, ulaşım, konaklama ve diğer harcamalar nedeniyle ciddi maddi yüklerle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle orta ve düşük gelirli kişiler için bu masraflar, tatilin tadını çıkarmayı zorlaştırmaktadır.
2. Fiziksel Zorluklar
Uzun süren yolculuklar, sıcak hava altında beklemek ve güvensizlik hissi, gurbetçilerin memlekete dönüşlerini fiziksel olarak zorlu hale getirmektedir. Bu zorluklar, tatilin başlangıcında büyük bir yorgunluk yaratır.
3. Bürokratik Engeller
Gümrük işlemleri, pasaport kontrolleri gibi bürokratik engeller, dönüş yolculuğunu daha da zorlaştırmaktadır. Bu süreçler, gurbetçilerin memlekete varma süresini uzatmakta ve stres seviyelerini artırmaktadır.
4. Memlekette Ayrımcılık
Kendi memleketlerinde bile “Almancı” olarak damgalanmak, Avrupalı Türkler için derin bir hayal kırıklığı yaratır. Alışverişlerde karşılaştıkları farklı fiyat uygulamaları ve toplumdan gördükleri dışlanma, onların memleketlerinde de yabancılaşmalarına yol açmaktadır.
Çifte Ayrımcılığın Sonuçları
1. Kimlik Bunalımı
Avrupalı Türkler, ne yaşadıkları ülkeye ne de memleketlerine tam olarak ait hissedememekte, bu da kimlik bunalımına yol açmaktadır. Bu aidiyetsizlik duygusu, onların psikolojik sağlığını olumsuz etkiler.
2. Sosyal Uyum Sorunları
Hem yaşadıkları ülkede hem de memleketlerinde sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan Avrupalı Türkler, bu durumun getirdiği sosyal izolasyonla mücadele etmek zorunda kalmaktadır.
3. Psikolojik Sorunlar
Çifte ayrımcılığın yarattığı stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlar, Avrupalı Türkler arasında yaygındır. Bu durum, onların genel yaşam kalitesini düşürmektedir.
4. Toplumsal Ayrışma
Çifte ayrımcılık, Avrupalı Türkler ile yerel halk arasında derin yaralar açmakta ve toplumsal birliği zedelemektedir. Bu ayrışma, toplumlar arası güveni sarsmakta ve sosyal dokuyu zayıflatmaktadır.
Çözüm Önerileri
1. Eğitim
Avrupalı Türkler ve yerel halk arasında farkındalık yaratmak amacıyla eğitim programları düzenlenmelidir. Bu programlar, önyargıların kırılmasına ve karşılıklı anlayışın geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
2. Yasal Düzenlemeler
Ayrımcılıkla mücadele eden yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Hem yaşadıkları ülkelerde hem de memleketlerinde bu yasaların korunması ve uygulanması önemlidir.
3. Sivil Toplum Örgütleri
Sivil toplum örgütlerinin bu alandaki çalışmalarının desteklenmesi ve güçlendirilmesi, ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Bu örgütler, farkındalık yaratmak ve destek sağlamak açısından kilit aktörlerdir.
4. Medya
Medya, Avrupalı Türklerin sorunlarına duyarlı olmalı ve bu konuda objektif haberler yapmalıdır. Medyanın olumlu rolü, kamuoyunda farkındalık yaratmak için büyük bir etkiye sahiptir.
5. Politikalar
Hükümetler, Avrupalı Türklerin sorunlarına yönelik özel politikalar geliştirmeli ve bu politikaları uygulamaya koymalıdır. Bu adımlar, ayrımcılığın azaltılması ve toplumsal uyumun sağlanması için gereklidir.
Sonuç
Avrupalı Türklerin yaşadığı çifte ayrımcılık, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alınması gereken ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü için toplumun her kesiminin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekmektedir.
Sedat TAPAN – Nhaber.nl
Muhabir, journalist ,
0031616080987
Sedat.tapan@outlook.com