Bozoğlan Eker Şerife
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Haz ve Hız Sınırsızlığı…

Haz ve Hız Sınırsızlığı…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Modern hayatın temposu giderek artıyor. Daha hızlı yaşıyor, daha çabuk tüketiyor ve anlık tatminlere yöneliyoruz. Teknoloji, iş hayatı ve sosyal medya ile hızın peşine takılmış bir dünyada, hazza ulaşmak için daha kısa yollar arıyoruz. Ancak, hız ile haz arasındaki bu ilişki gerçekten bize mutluluğu getiriyor mu?

Çağımız “HIZ” ve “ Haz” çağı. Haz psikolojik ve fizyolojik bir tatmin durumudur. Bir yemeğin tadını çıkarmak, bir dostla derin bir sohbet, sevilen bir kitabın sayfalarında kaybolmak… Hepsi haz duygusunu besler. Ancak bu tür hazlar zaman ve sabır gerektirir. Hız ise tam aksine, sabırsızlığa teşvik eder. Beklemek, derinleşmek ve anda kalmak giderek zorlaşır.

Nörobilim bu konuda ilginç bulgular sunar. Dopamin, haz ile ilişkilendirilen bir nörotransmitterdir. Ancak dopamin sistemi hızlı ödüllere karşı oldukça hassastır. Sosyal medyada aldığımız bir beğeni ya da çevrimiçi bir alışverişin anlık tatmini dopamin salgısını tetikler. Fakat bu tatmin, kısa sürede sönümlenir ve yerini daha fazlasını isteme arzusuna bırakır. Bu döngü, bizi sürekli hız peşinde koşmaya iterken derin ve uzun vadeli hazlardan uzaklaştırır.

Hızın bizi hazdan nasıl uzaklaştırdığına dair basit bir örnek düşünelim: Bir ormanda yürüyüş yaptığınızı hayal edin. Yavaşladığınızda, kuş seslerini, ağaçların hışırtısını ve toprağın kokusunu fark edersiniz. Ancak bu yürüyüşü koşuya çevirirseniz, sadece mesafeyi tamamlamaya odaklanırsınız ve doğanın güzelliklerinden mahrum kalırsınız. Hayatın diğer alanlarında da aynı şey geçerlidir; hız arttıkça haz azalır.

Peki, bu döngüyü nasıl kırabiliriz? Öncelikle, “yavaş yaşam” anlayışını benimsemek bir çözüm olabilir. İtalya’da ortaya çıkan “slow food” hareketi, hızlı yemek yerine yemek yapımını ve tüketimini bir ritüele dönüştürmeyi amaçlar. Benzer şekilde, hayatın diğer alanlarında da hız yerine kaliteyi seçebiliriz. Bir kitabı sadece bitirmek için değil, her sayfasının keyfini çıkararak okumak; bir sohbeti sırf zaman geçirmek için değil, gerçekten karşımızdakini anlamak için yapmak gibi.

Hız ve haz arasındaki ilişki, modern insanın en büyük ikilemlerinden biridir. Hızın bizi mutlu edeceği yanılsamasına kapılırken, aslında bizi yüzeyselliğe itip derin hazlardan uzaklaştırır. Hazza ulaşmanın yolu, hızdan değil, durup anda kalmaktan geçer. Çünkü gerçek mutluluk, yavaşlayarak, derinleşerek ve yaşamı gerçekten hissederek bulunur. Unutmayalım ki haz, aceleye gelmez. İnsanoğlunun tattığı her lezzet onu yeni bir lezzete, gördüğü her güzellik başka güzelliğe çağırmakta, o da bu çağrının peşinde koşarak ömrünü tüketmektedir. Gönlünü, zihnini ve gözünü doyuramadan göçüp gitmekte, bir varmış bir yokmuş olmakta, ne gezdiği yerler, ne tattığı lezzetler ne de telef ettiği malları, ne de selamlaştığı insanlar kendisini hatırlamamaktadır. 

 

Şerife Bozoğlan Eker-NHaber.nl

Haz ve Hız Sınırsızlığı…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

N'haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bu site Tarafından yapılmış NHaber.nl gücüyle birlikte çalışmaktadır. ❤️