Avrupalı Türklerin 29 Nisanda başlayıp 7 Mayıs’ta biten oy verme süreci kazasız belasız tamamlandı.
Amsterdam seçim bölgesinde bir iki küçük çaplı gerginlik yaşanması bu demokrasi bayramına gölge düşüremez…
Ara not olarak hatırlatmakta fayda var. Türkiye 28. dönem milletvekilliği ve başkanlık seçimi için sandıklara gitti Avrupalı Türkler..
Türkiye’de ise seçim tarihi 14 Mayıs 2023…
Avrupalı Türkler bulundukları ülkelerden Türkiye için 6. kez oy kullanıyorlar.
Avrupalı Türkler olarak 40 yıl feryad-ı figan ettik: Seçme ve seçilme hakkı istiyoruz!
Sesimiz duyuldu, ama seçme hakkı verildi de seçilme verilmedi.
Baştan beri ben yaşayan nüfusa göre Avrupa ülkelerinin de seçim bölgesi olması gerektiğini savundum, dile getirdim…
Olmadı, belki ileride o da olur, ama olması lazım.
Çünkü nasıl ki Türkiye’de her ilden nüfusuna göre milletvekili seçiliyorsa Almanya’da, Hollanda’da vs yaşayan Türklerin de vekili olmalı. Her ülkenin kendine göre sorunları farklı…
Bu kadar ara nottan sonra Hollanda’da 9 gün süren oy verme işlemi tamamlandı..
Hollanda’da oy verme oranı yüzde 51…
286 bin küsür kişi oy verme hakkına sahip.
Hangi parti ne kadar oy alır bilemem, 14 Mayıs akşamı görürüz, fakat Avrupa’da her iki kişiden birinin oy vermemesi gerçekten düşündürücü.
Yanlış kampanya yanlış algı
Dokuz gün süresince sandıkların nabzını tutmaya çalıştım. YTB aracılığı ile verilen ilanları görüp gelen bir kişiye rastlamadım.
Hani Avrupa’da yayın yapan yerel / bölgesel yayın yapan Türkçe medyaya bu ilanlar hani kriterlere göre verildi bilmiyorum. Kısa bir araştırma yaptım, kimisi direk YTB’den aldığını, kimisi Almanya’da yayın yapan Kanal Avrupa aracılığı ile kimisi de İstanbul’da bir reklam şirketi aracılığı ile…
Den Haag ( Lahey ) ve Amsterdam’da oy verme işlemlerini izlerken iki şey dikkatimi çekti.
1-İki ittifakın da taraftarlarındaki inanç seçimlerin ikinci tura kalmayacağı yönünde… Bilindiği üzere ilk turda salt çoğunluk sağlanamadığı halde en çok oyu alan iki lider ikinci turda seçimlere girecek ve yüzde 50 artı oy alan başkan olacak…
2-Daha önce Türkiye’deki seçmenlerin dillendirdiğini şimdi Avrupalı Türklerin de hem de seçim mahallinde dile getirdikleri konu, şöyle ki: “ Avrupalı Türklerin Türkiye’deki insanların kaderini belirlemesi saçma” diyorlar…
En çok seçmenin oy kullandığı Den Haag’da oy vermeye gelen veya görevli insanların siyasi fikirleri ne olursa olsun birbirlerine saygısı kayda değer. Sandık görevlilerinin, siyasi parti temsilcilerinin ortak kullanım alanında karşılıklı saygı içerinde olduklarını gördüm.
Bu huzur ve saygı ortamının mimarları başta Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık… Dokuz gün boyunca günde bir kaç saat uyku ile aynı güler yüz, enerji ve sıcak kanlılıkla vatandaşından görevlisine aynı şekilde davranması takdire şayan.
Oraya oy kullanmak için gelen ya da, orada görev yapan herkes ile aynı samimiyet ve güler yüzle yaklaşımı herkes tarafından takdirle ve saygıyla karşılandığına şahit oldum…
Elbette zaman zaman seçim bölgelerini ziyaret eden Büyükelçi Selçuk Ünal da tutum, davranış ve samimiyeti ile vatandaşların kalbini kazanan isim oldu.
Bence bu seçimin iki kazananı oldu.
Selçuk Ünal ve Sevgi Kısacık…
Seçimler ikinci tura kalır mı kalmaz mı bilemem… Ben de kalmasın diyenlerdenim.
Fakat kim kazanırsa kazansın kaybedecek olanları biliyorum..
Yavuz Nufel
Objektifime yansıyan kareler: