22 Kasım 2023 seçimlerin olduğu günün akşamı başladı mesajlar, telefonlar…
Seçim sonuçlarını değerlendirecek misin, DENK hakkında ne diyeceksin?
Demiştim baştan; “DENK 8 milletvekili çıkartır” diyenlere “en fazla yarısı kadar çıkartır ancak, sekizin yarısı dört, üç veya sıfır…” diye…
3 milletvekili çıkardı DENK bildim yani…
Nedenini nasılını daha önceki yazılarımda yazdım…
Gelelim beklenen yazıya…
Seçimler öncesi fark ettim, gördüm, hissettim…
Seçim arefesinde yazıp kampanyalarını kösteklemek istemedim. Daha önce yazdığım gibi benim eleştirilerim DENK’e ve DENK’e gönül verenler değil onun başındaki kişi / kişilerin hal ve hareketlerine oldu / gerekirse olacak da …
Oysa Hollanda Meclisi’nde bir Müslüman vekil fazla olsun diye hassas davranmama, açıklamalarını üzerime vazife olmadığı halde manşetten olduğu gibi tüm çıplaklığı ile vermeme rağmen, aynı hassasiyetin gram ağırlığını onlardan görmedim…
“Bu yaptığın yanına kalmayacak” diye aba altından sopa bile gösterildi.
Ama biz kuru gürültüye pabuç bırakacak adam mıyız be Kuzum!
Gazeteci gazeteciliğini, siyasetçi siyasetini yapacak, turşucu turşusunu satacak…
Bak ne demiş George Orwell:
George Orwell ( 1903-1950) Haksızlığın ve adaletsizliğin karşısında duran İngiliz yazar. Eserlerinde akıl, netlik ve farkındalık yer almaktadır.
Bu ara bilgiden sonra iddia ediyorum Tunahan Kuzu ne siyaseti bırakacak ne de DENK’i.
Siyasetin kurdu olmuş ama görememiş, anlayamamışız. Çünkü Ejder Köse’yi genel başkan yaparak, mükemmel bir siyasi taktikle Farid Azarkan’ı tere yağından kıl çeker gibi partiden uzaklaştırmak ancak kurt politikacıların işidir.
İşte siyaset bu, harbiden ve cidden tebrik ediyorum.
Çünkü Farid Azarkan, söylemleri ile DENK’in kuruluş amaçlarına aykırı laflar ediyordu. Örneğin LGBT olayında söyledikleri DENK tabanına ters söylemlerdi.
Zaten o günlerde parti düşüş yaşıyordu. Kavgasız gürültüsüz Farid’i uzaklaştırmanın bir yolu olmalıydı, buldu da.
Adeta ben siyaseti bırakıyorum, sen de bırak, ne halleri varsa görsünler dercesine…
Netice itibarı ile Kuzu iki kez haberlere konu olacak şekilde milletvekilliği için aday olmayacağını, siyaseti bırakacağını söylemişti. Yazın Google amcaya göreceksiniz.
Gazze’de İsrail’in başlattığı soykırıma karşı DENK’in duruşu Hollanda’daki Müslümanların DENK’e bakış açısını 180 derce çevirdi, parti yükselişe geçmeye başladı. Onu da yazdım.
Yerel ve Eyalet seçimlerinde çöktükçe çöken “DENK için Sandıklar DENK’e tabut oldu” diyen ben, sokağın nabzını tutarak, “DENK Gazze ile dirildi”, demedim mi?
Seçimlere 10 gün kala ikinci kez dünya evine giren Kuzu’nun düğünündeki dansı Muhafazakar kesimin diline dolanınca “DENK’e Dans Darbesi” diye yazmasam olmazdı hatta George Orwell’e ayıp olurdu mezarında kemikleri sızlardı.
Dur durak bilmeyen Gazze’deki katliam, DENK’e gönül verenlerin çabaları, DENK’i yükseltirken, Kuzu karşıtları “ Aman nasıl olsa seçimden sonra DENK’i siyaseti bırakacak” diyerek desteklerini sürdürdü.
Bu arada daha çiçeği burnunda damat Allah için, gece gündüz demeden sokak sokak afiş astı, arkadaşlarına desteğini esirgemedi.
Seçimlerden önce Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda Tunahan Kuzu diyor ki, “ Biz Denk Partisi’ni kurduk ve bir yere getirdik. Zamanla yenilik gerekiyor. Şu anda liste başımız Stephan van Baarle aslanlar gibi mücadele veriyor. Baarle ve Doğukan Ergin, partinin ilk yıllarından itibaren benim gurur duyduğum iki öğrencim. Bunlar gerçekten Denk Partisini daha yüksek bir seviyeye taşıyacaklar. Tabii ki ben siyaseti bırakmıyorum. Ben Denk Partisi’ne her zaman aktif bir şekilde katkı vermeye devam edeceğim.”
Bu ne demek şimdi?
Nasıl, hangi sıfatla olacak peki?
Kuzu’nun ne siyaseti ne de DENK’i bırakmaya niyeti olmadığını günler haftalar öncesinden yakın çevreme söyledim.
DENK, tekrar kefeni yırtıp 4 sandalye çıkarak güce de ulaştı. ( 3 çıkardı ) Şayet o listeler iyi bir gözden geçirilip, yeniden yapılsaydı bence 4 hatta 5 milletvekili çıkartabilirdi. Ben olsam Mehmet Safranti’yi 4. Funda İleri’yi 5. Sıraya koyardım.
Eyalet seçimlerinde uğradıkları hezimet sonrası sus-pus olanlar genel seçimlerde alınan başarıdan (!) kendilerine haliyle pay çıkaracaktır. Bunların başında da siyasete kuzu olarak başlayan ve edindiği tecrübelerle siyaset kurdu olan Tunahan Kuzu geliyor.
Hiç adı sanı ortada yokken hatta partiye üye bile değilken birden bire Ejder Köse’nin Genel Başkan olmasını şu ana kadar çözememiştim, ama şimdi çözdüm.
Aha da yazıyorum buraya en kısa zamanda, ilk genel kurulda Tunahan Kuzu DENK Partisi Genel Başkan olacaktır.
DENK’e genel başkan olduğunda Köse’nin emanetçi başkan olabileceği benim bile aklıma gelmeyen ihtimaldi. Bence o da emanetçi olduğunu fark etmemişti. Yoksa başkanlık koltuğuna oturmadan 8 milletvekili çıkartırız diye yağar gürler miydi?
…
Kayseri’de ticaret bilmeyeni okutuyorlar sözünü en son Av. İsmet Özkara’dan duyunca ister istemez DENK’in emanetçi Genel Başkanı Avukat ve Kayserili Ejder Köse aklıma geldi.
Ticaret bilmediği için okuttular, siyaset bilmediği için Hece hece büyük harflerle yazıyorum: Gİ-Dİ-Cİ,
Hani Kayseriliye bi ürünün fiyatını sormuşlar, “ Alırken mi, satarken mi” demiş…
O hesap şimdi ben de emanetçi Genel Başkan’a soruyorum, bu işten karlı mı çıktın zararlı mı?
Gelirken mi daha mutluydun giderken mi olacaksın?
…
Soyisimler ve insanlar.
Bana Tunahan Kuzu ile Ejder Köse’nin ortak özelliği nedir diye sorsanız sadece tek bir özellikleri var o da ikisinin de soy isimlerinin “K” harfi ile başlaması derim.
İnsanların zekası, karakteri, huyu-suyu, başarıları başarısızlıkları vs soyadlarında saklıdır diye tasdik edilmemiş bir tezim var.
Mesela insanlar ya soyadlarının manasını ya tüm özellikleriyle taşırlar veya tam tersi bir durum söz konusudur
Birkaç örnek vererek yazıyı noktalamak istiyorum.
Soyadı Olgun olduğu halde gerçekten olgun olanların yanı sıra Olgun kelimesinin tam tersi Ham olan çok insan gördüm.
Soyadı gibi Cesur olanlarla birlikte tam tersi korkaklar, pısırık olanları,
Türk olup Türk oğlu Türk olanları, Türk’lüğü sadece soyadından ibaret olanları,
Soyadı Uzun olup boyu 2 metreye varanların olduğu gibi soyadı Uzun boyu 160’ı geçmeyenleri çok gördüm.
Bu soyadı durumuna göre, Köse, yani sakalı çıkmayan, verimsiz… Mesleğinde verimli, başarılı soy adının tersi, ama siyasete soyadına uygun verimsiz, başarısız.
Kuzu, siyaset kurdu olmuş, gördük / görüyoruz / göreceğiz…
Aman yine Kuzu’yu kızdırmadan yazalım: Siyaset Kurdu diye siyasetin kitabını yazan tecrübeli insanlara denir. Yani anlamı pozitiftir.
Bakarsın kendine göre yine beddualar eder. Beddua edilen kişi hak etmemişse döner dolaşır, beddua edeni bulur derler. Bu bilgi benden Yeni Genel Başkanlık hediyem olsun.
…
Aşağıdaki paylaşımda Tunahan Kuzu benim için: Köşe yazarı, şair Yavuz Nufel’in keskin analizleri, bilgisi, hayat tecrübesi ve anekdotları ile gelecek üzerine yemekli güzel bir sohbet oldu diyor. Anladım ki senin siyasi tecrüben beni beşe katlarmış. İtiraf ve tebrik ediyorum, Senin benden değil benim senden öğrenecek çok şeyim varmış…
Yavuz Nufel- Nhaber.nl
