Haber-Yorum
Sosyal medya fenomenleri kendi gündemlerini kendileri belirliyor, milyonları peşinden sürüklüyor!
Hollanda’da sosyal medya fenomenlerinden Tülay Erkan ve Ramazan Bayram paylaşımlarıyla, yaptıkları programlarla gündemde kalmayı biliyor.
Ramazan Bayram’ın yaptığı Naci’ye Show ile Avrupa turnesine çıkarken geçtiğimiz günlerde Hollanda-Schiedam’daki programının biletleri günlerce önceden satılmasına rağmen yine de salonda yer bulabilmek için gelen hayranları izdiham oluşturdu…
Ramazan kendi sayfasında yaptığı eğlence ilgili fotoğraflar, videolar paylaştı. Gidenler gönüllerince eğlenmişler.
Kim ne diyebilir.
O görüntülerden birini de ben alıp kendi sosyal medya sayfamda paylaştım.
Paylaşmaz olaydım.
Onlarca mesaj, abi o görüntüleri siler misin?
Neden?
Ya görenler arıyor, çevrem için kariyerim için hiç de hoş değil, falan filan.
Yahu kardeşim Ramazan’ın 1 milyon takipçisi var benim 20 bin…
Ora görüldüğünde bir şey olmuyor da ben paylaşınca mı oluyor.
Peki diyorum, Ramazan’a söyleyin o silsin…
Yok olmaz…
Ve daha da kötüsü ve gödeleklik olan tarafı şu.
Paylaşımın altına yazılan yorumlarda da var.
Herkes gidiyor eğleniyor, peki sizin oğlunuz Ramazan gibi show yapsın, onun gibi ünlü vs olsun ister misiniz?
-Aman Allah Korusun..
Sebep?
Keşke senin oğlun da Ramazan gibi olsa teyzem, kardeşim, anası babası kardeşleri, büyük annesi nasıl sevgi dolu, mutlu bir aile biliyorum, görüyorum.
Ya senin oğlun?
Eve girdiği zaman korkudan bildiğin bütün duaları okuyorsun, aman bana bulaşmasın, kızmasın, hatta vurmasın dövmesin, diye değil mi?
Keşke senin oplun da sana Ramazan’ın anne babasına saygılı olduğu kadar saygılı olsa, yardım sever olsa, para kazansa Afrika’da su kuyuları açtırsa değil m?
Elbette eleştirebilirsiniz, fakat hem eğlencesine gidip birlikte göbek atacaksın sonra da “ Aman Allah korusun” diyeceksin.
Allah asıl insanlığı sizler gibi iki yüzlülerden korusun, gödelekler sizi!…
Öte yandan 2 milyon takipçisi ile Avrupa’nın en ünlü sosyal medya fenomeni Tülay Erkan da, Hollanda’da yaptırdığı villası ile Türkiye’de bile ana haber bültenlerine konu olmuştu.
Geçtiğimiz günlerde yapımı süren villasının bahçesindeki havuzun kenarlarına İspanya’dan getirttiği ve 250 yaşında olduğunu söylediği zeytin ağaçlarını diktiren Tülay Erkan daha önce de Güney Amerika’dan getirttiği 5 metrelik kale kapısı gibi kapıları takipçileri ile paylaşmıştı.
Aman bi eleştirler bi eleştiriler…
Yahu derdi bana mı düştü, sana mı düştü. Allah güle güle oturmak nasip etsin de geç..
Sen gazetecisin bunları da yaz. Asıl bunları yazmasan olmaz, Onlardan nemalanmak için onların haberini yapıyorsun, şeklinde neler neler yazıyorlar. Geçen bir arkadaş dedi ki, abi bundan sonra yaşam felsem: “Bana ne, sana ne?”
Ben se şimdi bu gödeleklere diyorum: Sana ne?
Fakat, mesleğime laf ettirmem sayın gödelekler orda duracaksınız…
Ben hakim değilim, savcı değilim, avukat hiç değilim..
Hollanda bir hukuk devleti, maliyesi var, mahkemesi var, polisi var, kanunları var…
Bu insanlar kanunsuz bir iş mi yapıyorlar…
Sanmıyorum, öyle olsa sizi dinlerler mi?
Ama baktım, bu acımasızca bui ki insanı eleştirenler sosyal medyada takip etmekten de geri durmuyorlar.
Mesela ben her ikisini de şahsen tanırım, saygıda kusur etmezler, kimseden beni tehdit ettiler diye duymadım, showuma gelsin diye zorla bilet veya ürün sattıklarını duymadım, reklam almak için ürün sahiplerinin kapısına adam yolladıklarını duymadım…
Sayın gödelekler sizin yaptığınız düpedüz kıskançlık…
Ben mesela Tülay Erkan’ı takip etmiyorum, çünkü ürünleri bana hitap etmiyor.
Ramazan’ı takip ediyorum, yaptığı tiplemeler, parodiler bana yabancı değil, çevremde o tiplemelere uyan çok insan var, ayrıca komedi, mizah, ironi, espri benim ilgi alanım…
Bakın Hollanda’da verilmiş haklarımız elimizden alınıyor, o kadar duyarlıysanız imza kampanyalarına katılın, paylaşın. Yok bi benim imzamla ne olacak diyorsunuz değil mi, ama Tülay Erkan’nın ne yediği içtiği, Ramazan Bayram’ın showuna gidip izdihamda bilet bulabildim diye kasıl…
Sonra da kıskançlığın tavan yapsın, Yavuz bey siz nasıl gazetecisiniz bunları yazsana….
O nohut kadar beyninizle bana akıl vermeye, gazetecilik öğretmeye kalkarsanız ben de size sizin oraların tabiri ile sadece gödelek derim…
Sonuç itibarı ile gidip eğlenen göbet atan, stres atan kimseye sözüm yok, olamazda fakat, takip eden günde çocuklarına ayırdığı zamandan kat kat fazla sosyal medya fenomenlerine zaman ayıran, sonra da kalkıp bana gazetecilik öğretmeye kalkanlara karşı sessiz kalmazdım. Şimdilik anonim yazıyorum ama gerekirse isim isim yazmaktan da çekinmem…
Bir de Türkiye’den Avrupa’ya çeşitli etkinlik, ziyaret için gelen gödelekler var…
Türkiye’ye gelince beni ara, mutlaka gel, görüşelim diyen ama Türkiye’ye gidince yüzümüze bakmayan gödelekler, Sizler de bir başka yazı konususunuz, aklımda unutmadım..
Yavuz Nufel- NHaber.nl