Türkiye’de Doya Doya Moda’dan, Hollanda’da doya doya sohbete Selin Arslanbaş

featured

Selin (Esra) Arslanbaş Hollanda’da üçüncü neslin başarılı isimlerinden. Henüz 31 yaşında. Esra adını pek kullanmıyor o yüzden belki de sevenleri, hayranları bile ilk kez öğrenmiş olacaklar. Eğitim ve öğretimlerini Hollanda’da tamamlayıp kariyer basamaklarını Türkiye’de tırmanan bir çok ünlü sanatçı gibi onu da Türkiye’deki TV’ler aracılığı ile milyonlar tanıdı.

selin esra
Bir koltukta en fazla kaç karpuz taşınır bilinmez ama onun meslekleri bir koltuğun altına sığmayacak kadar çok:  Finans, moda ve stil, yönetim, dergi yayıncılığı, iç mimarlık, iletişim, sahne sanatlarının perde arkası ile ilgili eğitimler aldı.

Dünyayı hegemonyası altına alan sosyal medyada da “ ben de varım “ diyen Selin Arslanbaş, TV8’de yayınlanan Doya Doya Moda ve Yemekteyiz programları ile Türk seyircisinin tanıdığı simalardan biri oldu.
Türkiye’de işi olmadığı zamanlar soluğu Hollanda’da annesinin yanında alan Selin Arslanbaş, samimiyeti, merhameti, sıcak kanlılığı ile merhaba dedikten birkaç dakika sonra aileden biriymiş hissiyatı veren sevilen bir gencimiz. Gencimiz diyorum çünkü adının başına hangi mesleğini yazsam diğer mesleklerine haksızlık etmiş olurum diye düşünüyorum.

YAVUZ NUFEL SORDU, SELİN ARSLANBAŞ YANITLADI

Selin Esra Arslanbas yavu

Türkiye’de kısa zamanda bir çok ünlü ve ünlülerin çocukları ile yakın arkadaş olan Selin Arslanbaş ile 3. buluşmamızda ben sordum o cevap verdi.

> “Ben Selin Arslanbaş, Rotterdam’da doğdum 31 yaşındayım…Dedem Ankara’dan Hollanda’ya gelen ilk nesil. Hatta dedem Hollanda’ya gelen ilk üç Türk aileden birisi.. Annem Hollanda’da tanışıp evleniyor ve 31 yıl önce de ben doğuyorum”

Herkes hele de son zamanlarda Hollanda’ya gelmek isterken sen Türkiye’ye gidiyorsun, burada doğup büyüyen biri için zor olmadı mı Türkiye’de yaşamak, tutunmak, tanınmış biri olmak?

> Türkiye’de evlerimiz olduğu için annem babam ile çok sık Türkiye’ye gidiyorduk. Türkiye’de güzel bir çevre edindim. Hollanda’da hangi sektörde olursan ol yabancı olduğun için blr ayrımcılık söz konusu. O yüzden istediğin yere gelmek imkansız değil ama çok zor. İlk başlarda Türkiye’ye gittiğimde sıkılıyordum fakat biraz çevre edinince özellikle İstanbul’da çeşitli etkinliklere katılınca sevdim. Sanat dünyasından, moda dünyasından insanlarla aramızda dostluk oluşunca seni televizyonda görmek istiyoruz diyen menajerler beni ikna etti.

Selin Esra Arslanbas1
Selin Arslanbaş annesi ile
Selin Esra Arslanbas3
Selin Arslanbaş bir yıl önce kaybettiği babası ile

Ondan önce de Hollanda’da defile düzenleyen ve Türkiye’de sanat moda dünyasını çok yakından tanıyan Hülya Aydın ablamın Hollanda’da düzenlediği bir etkinlikte Uğurkan abi ( Erez), Banu abla ( Noyan ) ile tanıştım; onların da desteği ve teşviki ile Doya Doya Moda serüveni başladı. Moda dünyasının ünlü isimlerinden Gülşah Saraçoğlu, Kemal Doğulu ve Rahmetli Nur Yerlitaş’ın büyük desteğini gördüm. Bana inandılar, emek verdiler.

Hatta özellikle Kemal Doğulu, “Ben Selin’i bu programda istiyorum” demiş..
Başlarda ne kadar sıcak bakmıyordum ama böyle değerli insanların sayesinde evet dedim…
Nasip kısmet böyleymiş, Allah’ın dediği olur diyelim. Allah nasip etmese olmazdı.

Korkmadınız mı, bilmediğiniz bir dünya, Türkçem iyi değil benimle kafa bulurlar beni üzerler diye düşünmediniz mi hiç?

> Haklısınız, Türkçem çok iyi değil, o yüzden kendimi istediğim gibi ifade edemediğimi fark ettim. Korkularım bu yönde oldu. Çünkü yanlış cümle kurduğum için yanlış anlaşılıyor, gücümü, düşüncelerimi karşı tarafa aktaramıyordum. Bunu fark edince ya rezil mi oluyorum demeye başladım.
Fakat kararlıydım…

Selin Esra Arslanbas191

İzleyenler, TV8’den, Youtube’den benim doğal halimi, şivemi beğeniyorlar, destek veriyorlar, hep böyle kal, değişme diye özgüvenimi kazanmama yardımcı olmaları da büyük etken oldu.
Daha sonra Zuhal Topal ile Yemekteyiz programı başladı.
Bir kaç filmde küçük de olsa roller aldım. Bu küçük roller bile bana çok şey kattı. Çünkü senarayodaki rolümü oynamamdan çok replikleri ezberlemek de Türkçeme büyük faydası oldu.

Şimdi şöyle bir durum söz konusu, Hollanda’da dışarıda sürekli Hollandaca ya da İngilizce, evde Türkçe. Ben Türkiye’ye gitmeden önce Türkçemin çok güzel olduğunu sanıyordum. Güzel olmadığını öğrenmem gereken çok şey olduğunu Türkiye’de öğrendim.

Selin Esra Arslanbas4

Fakat Hollanda’dan aksanı ile Türkçe konuşmam, ya da cümle kurmam dez avantaj sanırken, izleyenler aksanıma bayıldı diyebilirim. Kimi görsem yada bana yazanlar ‘amam değişme, böyle kal’ diyorlardı.

Bir çok genç kızın hayalini gerçekleştirdin şöyle ki TV’lere çıkmak, ünlü olmak gibi. Fakat bunun bir de başka yönü var. Gençler hayallerinin peşinden koşarken kaybolup gidiyor. Sen şımartmadıysan, kaybolup gitmediysen ( Allah korusun ) bunu neye borçlusun?

> Bir çok nedeni var elbette ama en önemli iki faktör birisi ailemin desteği ve yanımda olmaları; ikincisi de Hollanda’da aldığım eğitim, üçüncü faktör de hayır demeyi bilmem. Çok sağlam adımlarla ilerliyorum. Çünkü Türkiye’de şöyle bir mantık var gündemde kalmak için reklamın iyisi kötüsü olmaz, diyorlar. Ben buna karşıyım.
Mesela Hollanda’da kimse sansayonel haberle ünlü olmuyor. Medya da bu tür haberlere yer vermiyor. Yaptığın iyi şeyler haber oluyor ve sen yaptığın işte başarılıysan ünlü oluyorsun. Hollanda bana ayrıca para ile ünlü olunmayacağını öğretti.

Bir çok mesleğiniz var, oldukça yoğunsunuz ve önümüzdeki günlerde projeleriniz olduğunu biliyorum. Sizi tekrar ekranlarda görecek miyiz? Ve yukarıda söylediğiniz mesleklerinizden başka mesela şarkı söylemek gibi bir planınız var mı, teklif aldınız mı?

> Aa, evet bir yerden mi duydunuz neden bu soruyu sordunuz. Ekranlar için evet yeni projeler var. Kısmet olursa yakın zamanda yine ekranlarda olmak için çalışmalar var ama söylemek için erken sanırım. Fakat müzik konusunda gerçekten ilginç oldu bu sorunuz. İstanbul’da yaşayan Turgay isimli bir arkadaşım var. Kendisini çok severim, kendisi komşum olur. Ortak tanıdığımız sanat dünyasının içinde bir arkadaşımız var. Hande Yener ve Demet Akalın için klipler yapan başarılı bir iş adamı. Bir gün bana, “ Selin birlikte bir şarkı yapalım mı” diye sordu. Bakarsınız bir gün bir şarkı ile dostlarımın, sevenlerimin karşısında olurum, kimbilir…

Selin Esra Arslanbas6

O renkli dünyaya girmek kendini göstermek için Avrupa’da da çok genç var. Sizin gibi eğitimli olmayanlar bile şan şöhret, para kazanmak zengin olmak derdinde sizce bu normal mi?

> Haklısınız çoğunun ilk amacı para kazanmak. Ama bu parayı kazanırken karşılığında sen ne yapacaksın. Ekomomi kötü, hayat şartları ağır ama bunun içinde her teklife evet denmez ki. Pandeminden sonra o kadar çok teklif aldım ki. Önce düşünüyorum bu teklife evet dersem ne kazanırım ne kaybederim. İnanın pandemi döneminde hayır dedğim 100 teklif olmuştur. Az önce de söyledim ben önce paraya bakmıyorum. Önce bu işi seviyor muyum, diyorum sonra bui ş bana ne katar ben den ne eksiltir hesabını yapıyrum

Hata yapmaktan çok mu korkuyorsun?

Asla, hata yapmaktan hiç korkmam, gençlere de hata yapmaktan korkmayın derim. Çünkü insan hatayı güzel doğru bir iş yapmak isterken yapar, bu da hata yapan kişiye tecrübe kazandırır. Ben diyorum ki yanlış karar vermeyin, günlük düşünmeyin. Yapacağınız işler ilerleyen günlerde karşınızda çıktığında pişmanlık duymak yerine, iyi ki o işleri yapmışım ki şimdi bu durumdayım diyecek işler, kararlar olsun. Eğer siz doğru kararlar veriseniz hata yapsanız bile hatanızı telafi edebilirsiniz. Eğer siz doğru kararlar verirseniz doğru insanlarla karşılaşır, başarılı güzel işler yaparsınız.

Selin Esra Arslanbas5

Çıktığınız bu yolculukta şu kişilere teşekkür etmezsem olmaz, benim elimden tuttular, yol gösterdiler, destek verdiler dediğiniz kişiler var mı? Ya da köstek olanlar?

 

> Köstek olan yok ama teşekkür etmek istediğim isimler var elbette. Uğurkan Erez, Banu Noyan Kemal Doğulu, rahmetli Nur Yerlitaş, Gülşah Saraçoğlu, Zuhal Topal ve divamız Bülent Ersoy…
(Bülent Hanımın adını en son neden söylediğini tahmin ediyorum çünkü assolistler sahneye en son çıktığı için olabilir mi?) O her zaman benim en kıymetlim. Yemekteyiz programında bana desteğini ömrüm boyunca unutmam mümkün değil. Bir gün benim canım arkadaşım Anar Agakishiev sahne makyajımı yaparken Bülent Hanım facetime’le beraber seçti makyajımı. Böylesine önemli günlerimde yanımda oldukları için minnettarım.
Ayrıca ve özellikle kamera önünde bana verdiği tüyolar için Nur Yerlitaş’a minnet duygularımı ifade etmem lazım. Nurlar içinde yatsın.
Zuhal Topla ise abla gibi sevdiğim çok özel birisi. Bana inandığı ve çok güzel bir projede yer aldığım için çok telekkür ederim.
Hollanda’da ise öncelikle bana güvendikleri için, destek verdikleri için, öğrenim hayatımın her döneminde katkılarından dolayı teşekkür etmem gereken insanların başında gelen elbette annem ilke babam. Çocukluğumdan bu güne benim en doğru yol göstericim oldular. ( Bu arada 4 gün sonra babasının birinci ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatarak hüzünleniyor)

Hollanda’yı mı, Türkiye’yi mi daha çok seviyorsun?

> Bu soru bir çocuğa anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun der gibi oldu. Ben de o şekilde cevap vereyim. İkisini de çok seviyorum elbette. Fakat ikisinin de farklı özellikleri var. Şöyle ki, Hollanda’da her yere çok rahat bisikletle ulaşabiliyorsun. Fakat Türkiye’de öyle değil. Özel arabalar, şoförler. Fakat ben bu sorunuza kısaca şöyle cevap vereyim Hollanda ve Türkiye’yi toplarsan ortaya ben çıkıyorum. Bir ayağım Türkiye’de bir ayağım Hollanda’da. Ne Türkiyesiz ne de Hollandasız olmaz.

Selin Esra Arslanbas7

Doya Doya Moda’dan Doya Doya bir sohbete güzel bir yolculuk oldu. Benim sormayı unuttuğum, sizin söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

> Yavuz abim önce ben sana çok teşekkür ediyorum. Hollanda’daki Türkler başta olmak üzere bu söyleşiyi okuyan herkese söylemek istediğim şu: Başarılı, mutlu olmak istiyorsanız mutlaka kafanıza bir şey takın! ( Hayret ediyorum ve nasıl yani kafanıza bir şey takmayın, dert etmeyin mi demek istiyorsun diye üsteliyorum. Hayır hayır o anlamda değil diye üsteliyor. Kafanıza mutlaka bir şey takın diyor.. ) Kimse kafansını hiç bir zaman boş bırakmasın. Güzel şeyler düşünsünler, boş kalan kafayı güzel düşüncelerle doldurmazsanız, kötü şeylerle dolar veya doldururlar. Hayat hep pozitif hep olumlu yanlarıyla baksınlar. Çünkü kafanızın içine ne koyarsanız ya da ne yerleşirse o çoğalır büyür büyür. İyi ise iyi, kötü ise kötü. O yüzden kafanızı boş bırakmayın kendiniz, çevreniz ve insanlık için güzel şeylerle doldurun diyorum.

Editör olarak başka sorum yok ama notum var:

Selin Esra Arslanbas9

Belki bir kısım Hollandalı Türk’ün ekranlardan tanıdığı, bir kısım gencin de sosyal medyadan takip ettiği Selin Arslanbaş’ı maalesef Hollandalı Türkler pek tanımıyor. Onun gerçek dünyasını, duygularını pek bilmiyor(duk). Oysa Hollandalılar bizden daha çok tanıyor ve hak ettiği değeri veriyor. Mesela önümüzdeki hafta Hollanda’da dünyaca ünlü bir çok markanın yer alacağı bir etkinlikte yoğun günlerin beklediği Selin Arslanbaş’ı diğer sosyal medya fenomenlerinden ayıran özellik ise bu. Türk’e Türk, Hollandalıya Hollandalı edebiyatı yapmıyor; veya Türklere yaranmak için Hollandalıları, Hollandalılara yaranmak için Türkleri harcamıyor, kötülemiyor. İki ülkesinin de güzelliklerini kafasında toplamış ( boş bırakmamış ) Türkiye’de sevildiği kadar Hollanda’da da, Hollanda’da sevildiği kadar Türkiye’de de seviliyor. Sevilme konusuna bir başka örnek verecek olusak Karsu ve Selin. İkisi de başarılı, ikisi de ünlü.. İkisini de tanımak, başarılarını takip etmek beni ne kadar mutlu ediyor bilemezsiniz. Kulvarları farklı olsa da Selin ile Karsu bence önce iki ülke arasında sonra uluslararası arenada bizleri ( Hollandalı Türkleri ) sanatlarıyla, duruşlarıyla en iyi, en güzel temsil eden iki güzel kızımız.
Allah sayılarını artırsın…

Yavuz Nufel – NHaber.nl

Türkiye’de Doya Doya Moda’dan, Hollanda’da doya doya sohbete Selin Arslanbaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.