Hoş buldum sevgili N’haber okurları.
Günümüzde yaygınlaşan Y kuşağı, Z kuşağı, bizden de bir Araf kuşağı gelsin!.
Bu ifade, modern hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalışan gençleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu kuşak gün geçtikçe daha da çoğalıyor bu sebeple “İki Derede Bir Arada: Biz Araf Kuşağı” üzerine biraz dertlenelim, üzerimize alınalım, düşünelim ve anlamaya çalışalım.
Geleneksel değerler ve aile beklentileri ile bireysel istekler ve modern yaşamın getirdiği olanaklar arasında sıkışıp kalan bizler, adeta farklı dünyalar arasında gidip geliyoruz. Bu zor süreçte denge kurmaya çalışırken, bir yandan da kendi kimliğimizi bulma sürecinde herkesi memnun etmek gibi bir ağır yükümüz var!..
Olmadığında, beklentileri karşılayamadığımızda, arada kalmışlığın verdiği eziklik duygusuyla, birilerinin ardından koşuyor hatta yaramazlık bile yapıyoruz. Düştüğümüzde tekrardan kalkmayı da pek beceremiyoruz!..
Eğitim, kariyer, ilişkiler, dijital dünya, beklentiler gibi konularda önümüze çıkan seçenekler, bizim için gerçekten bir denge oyunu haline geldi.
Teknoloji hızla ilerliyor, iletişim kolaylaşıyor, dünya daha küresel hale geliyor. Bu da bizim için hem avantajlı hem de karmaşık bir durum yaratıyor. Farklı kültürleri keşfederken kendi kimliğimizi sorguluyoruz, bazen uzaklaşıyoruz gibi hissediyoruz.
Sonuç olarak, kültür ve kimlik erozyonu bizim için önemli bir konu. Geçmişten gelen geleneklerimizi korumak ve aynı zamanda yeni dünyanın gereksinimlerine uyum sağlamak hiç de sizin pencerenizden göründüğü kadar kolay değil. Bu zorlu dengeleme sürecinde, umarım kültürel zenginliğimizi yeni perspektiflerle zenginleştirebiliriz.
Farklı kültürler arasında köprüler kurarak, küresel bir bakış açısına sahip olabiliriz. Ayrıca, kimliğimizi ve geleneklerimizi sahiplenerek, daha güçlü ve farkındalıklı bireyler olabiliriz.
Ve son bir not…
Dünya ve yaşadığımız Hollanda da ne kadar Araf da, iki derede bir arada kalan nesil olsak da, umudumuz bu yönde tabii ki…
Görkem Çalışkan – Nhaber.nl
