Kimine vatan kimine enkaz olan dünyadan…
Gazze’de bir gece, dünya sessiz; insanlar ölüm sessizliğinde!
İnsan olarak dünyaya gelmenin en zor olduğu yerdir Gazze.
Biz Araf kuşağı, gözlerimizi dünyaya açtığımız günden itibaren, korkunç soykırım gerçeği ile yüzleştik.
İnsan kanından beslenen, acımasızca soykırım yapan vampirlerin, masum insanların can verdikleri bir dünyada adalet aradık.
Aynı dünya üzerinde yaşıyoruz, kimine vatan, kimine enkaz oldu.
Aynı gökyüzü altında, aynı havayı soluyoruz, aynı yağmurda ıslanıp, her gün bir umutla doğan güneşin ışıkları ile güne gözümüzü açıyoruz.
Ama… Kimi bebeklere ninni fısıltıları eşliğinde ana kucağı, kimi bebeklere “yavrum, cennette kavuşuruz” sözleri, anlına konulan buse eşliğinde gözyaşları!
Maalesef insan kanı ile beslenen vampirlerin bu kaçıncı katliamlarına tanık olduk.
Evimizin lüks köşesinden büyük ekranlardan korku filmini izler gibi izliyoruz. Biz Araf kuşağı, Arafta kalmakla yetinmedik. Katliama destek veren, siyaset yapan, sosyal medya ekranlarında nutuklar atan vampirlerle aynı dünyada, aynı havayı soluduk.
İnsanlık, bombaların yağmur gibi düştüğü, insan, bebeklerin kanının topraklara oluk oluk aktığı anlarda, bu zulmü durdurmaya kimsenin gücü yetmedi. Ya da belki de durdurmamak için ellerinden geleni yaptılar. Az da olsa cılız sesi çıkanların da sesini kestiler.
Akademisyenler, siyasetçiler, Orta Doğu uzmanları, show kanallarda hoca efendiler, yorumcular saatlerce kanal kanal, program program gezip sıcacık hanelerimize bilgelik pazarladılar.
Son model telefonlarımızdan katliamı film izler gibi izliyoruz
Bizler de son model telefonlarımızdan, katliamı film izler gibi izliyoruz. Sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Yetmedi muhalefet yapıp katliam üzerinden ırkçılık, yetmedi siyaset yapıp eleştiri okları fırlatıyoruz. Allah hepimize akıl fikir versin.
Dev ekranlarda izlediğimiz bunca vahşet, bunca olay, günlük yaşantımızda neyi değiştirdi, hangi yanlış, adaletsiz davranışımızdan vazgeçtik? Hatalarımız ve günahlarımızla yüzleştik, hangi günahlarımızı, kul hakkı yemeyi terk ettik? Kırdığımız insanlardan özür diledik?
Sokaklarda, son model telefonlarıyla adalet diye bağıran ve paylaşımlar yapan insanlar, gerçekten ne kadar dürüst ve adaletlisiniz?
Artık yaptırım gücü olmayan eylemlerin işe yaramadığını anlamak neden bu kadar zor?
Önce kendimizi arındıralım, dürüst olalım, merhametli olalım, adaletli olalım ki eylemlerimizin etkisi olsun, yerini bulsun. Savaş anında bile muhalefet yapan milletler, bir olamıyorsa, kana susamış vampirlere yaptırım etkisi de olmuyor.
Nereye baksak, perde arkasında, kirli karanlık oyunlar. Bizler de, gözlerde perde aralığından, paslı göz merceklerimizden gördüklerimiz kadar adaletli ve dürüstüz.
Ve son bir not…
Cumhuriyetin yüzüncü yılında, insanların kanına susamış vampirlerin gövde gösterisi yaptığı yirmi birinci yüzyılda!
Arafta kalarak bir HİÇ olduk!.
Görkem Çalışkan – nhaber.nl