BİLMEM AĞLASAM MI AĞLAMASAM MI ?
BİLMEM SÖYLESEM Mİ SÖYLEMESEM Mİ ?
“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi” türküsüyle biliriz Aşık Mahsuni Şerif’i.
Soğan şimdi siyasetle özdeşleşti.
Bir insan öldü Kadıköy’de .
Spekülasyonlar sürüyor.
Siyasete hiç girmiyorum.
Altı üstü sandığa gidip oy kullanacağız.
Amsterdam ‘da ve Antwerpen’ da yaşananlar utanç verici.
Şiddet eğilimli, saldırı dolu.
Taraflar ayrılmış.
Düşüncelerini açıkça ifade edemeyen Hollanda gibi bir ülkede kavga gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Her yanımız şiddet dolu.
Hollanda’da ya da Belçika’da ayrımcılığı her türlüsünü yadsıyan biz konu Türkiye’ ye gelince bir donup kalıyoruz.
Her konuyu teröre bağlayıp oh olsun diyoruz.
İnsanlar ölüyor.
Başka örnekler de verebilirim.
Kimine göre bir sokak sanatçısı Cihan Aymaz, kimine göre kahraman kimine göre kurban kimine göre bilmem ne ?
Cihan Aymaz Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan bir insan ve bir sarhoş insan tarafından Kadıköy’de bıçaklı saldırı sonucu öldürüldü.
Dedim ya spekülasyonlar çok.
Onlara hiç girmeyelim , zaten çıkalım onlardan.
Doğru konuya ve doğru açıya odaklanalım.
Hiciv.
Edebiyat ve sanatta, bir kişi bir olay ya da durumun, iğneleyeci sözlerle , alaylı ifadelerle eleştirdiği bir türdür. Yergi ile eş anlamlıdır.
Yeni kısık sesle bir şeyler söylemek ve mırıldanmak anlamına geli aslına bakarsanız.
Cihan Aymaz’ da kendi çapında öyle yapmış.
Sokak sanatçısı istenen şarkıyı çalmayıp öldürülünce olanlar olmuş.
Yargı tam kararını vermeden spekülasyonlara göre karar vermek çok zor.
Siyasetin çalkalandığı artık her söylenenin bir tarafa çekilip kullanıldığı zamanda da yorum yapmak inanılmaz derecede zor.
Altı üstü oy kullanacağız ve sandık sonuçları her şeyi belirleyecekken nedir bu şiddetin dozu?
Ah Türkiyem vah Türkiyem !
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana bilmem söylesem mi söylemesem mi ? Türküsü ne hale gelmiş.
Soğan, salatalık başka ne varsa siyasi sembol olmuş.
Ah Türkiyem vah Türkiyem !
Hollanda’nın göbeğinde sandıkta kavga çıkıyor!
Avrupa Birliği’ne girmeyi böyle mi başaracağız ?
Kavgayla mı başaracağız?
Hayır bütün bu olanlar sadece bizi Hollandalılara güldürecek.
Bir oy kullanıp sandığa gidemiyorlar diyecekler.
Avrupa’nın göbeğinde biz bunları mı yaşayacağız yani bir parçası mı olacağız ?
Kral ve kraliçe nasıl eleştiriliyorsa biz de yöneticilerimizi elbetteki eleştireceğiz.
Ne onlara tapacağız ne de yaptıklarını görmezden geleceğiz.
Eleştireceğiz, hicivler düzenleyeceğiz bu en doğal hakkımız.
Veya övgüler dizeceğiz …
Yaşanmış gerçek bir hikayeyle devam edeyim.
Ruanda.
Bir ülke, tarihine bakın.
Tusi ve Hutsiler diye ikiye ayrılıyor halk.
Belçikalılar içeriye giriyorlar ve birbirlerine düşman ediyorlar iki halkı.
Birbirlerini satırla kesiyorlar!
Birbirlerini satırla kesmek için satın aldıkları satırları Çin ihraç ediyor bunlara!
Belçikalılar bu arada ülkeyi sömürüyor elmas artık aklınıza ne gelirse değerli ülkeden çıkarıyorlar.
Tusi ve Hutsiler birbirlerini satırlarla keserken oluyor bunlar.
Çin satırlardan kazandığı parayı ülke ekonomisine kazandırırken, Belçika ülkenin kaynaklarına sahip oluyor.
Halkı ikiye ayırıp, birbirlerine düşman ederek kazanç sağlıyorlar.
Çocuklar ölüyor, inanılmaz hikayelerle dolu.
Ülkemiz, güzel Türkiyemiz.
Emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı durmuş olan tek ülke!
Ayrımcılığa da aslında!
Bizim ülkemiz müslüman olan gayrimüslim olan her türlü halkla barışıktır. turistler en güzel bizim ülkemizde ağırlanır.
Bizim ülkemiz kuru soğana da muhtaç olsa ‘Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir der’
Biz ülkemizdeki insanları artık Avrupa’ya göç etmek insanlar olarak görmek istemiyoruz.
Biz ülkemize geri dönmek istiyoruz, hepimiz vatan hasretiyle yanıyoruz.
Ülkemizin döviz bürosu ya da oy pusulası değiliz.
Ülkemizi seviyoruz ve ülkemiz için her şeyi yaparız, iyi olmasını istiyoruz.
Ülkemize geri dönmek istiyoruz hepimiz vatan hasretiyle yanıyoruz.
Biz burada Türkçe şarkılar söyleyebiliyoruz, ülkemizde de isteyen istediği şarkıyı söylesin istiyoruz.
Şiddet son bulsun yeter ki:
Şiddet çözüm değildir.
Son gelen görüntüler içler acısı.
Birbirimizi doğru anlayalım.
Tutsi ve Hutsiler gibi birbirimizi satırla kesmeyelim ..
Ruanda olmayalım biz.
Sandıklar açıldı.
Lütfen görüntülere bir son verelim ve ‘oy ‘kullanalım.
Farklı görüş ve düşüncelere saygı gösterelim.
Wilders’ın ırkçılık görüşlerine burada karşı koyuyoruz biz.
Cihan Aymaz’ı bu yazımda yer verdiğim için hemen bilmem ne sempatizanı ya da terör örgütü destekleyicisi diye yargılamayın lütfen! Değilim.
Terörün her türlüsüne ve işleyiş şekline karşıyım.
Diyorum ki depremde hep birlikte kucakladığımız Hatay’ın varoluşu gibi, tarihimizin öğrettiği gibi dil, din,ırk ayrımının olmadığı o güzel Hatayımız gibi birlikte varolalım, çünkü biz biz buyuz.
Hiç kimsenin bu görüşe karşı çıktığını ve çıkacağını sanmıyorum.
“Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana ?
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi ? “
Türküsü cinayete sebep olmasın.
Sadece Cihan Aymaz’ın haberi değil , geçtiğimiz bir kaç hafta içerisinde bir çok kadın cinayeti haberi de ülkemizde yayınlandı.
Tez, antitez ve sentez.
Sentez olsun.
Tezleri ve antitezleri tartışmayalım.
Sentez olsun.
Biz hala tez ve antitez içerisinde boğuluyoruz.
İhtiyacımız olan şey Sentez’!
Senteze ihtiyacımız var bizim.
Ayrımcılığın ve şiddetin son bulduğu ‘adalet’ in herkes için işlediği bir dünyayı birlikte kurmak dileğiyle.
Öznur Mısral – N’haber
Felsefeci / Yazar / Özel Eğitimci
Aile içi Şiddet Danışmanı
Mail: oznurmisral123@gmail.com
eline yuregine saglik bunun uzerine soylenecek soz laf fikir varmi?sagolasin sevgili kardesim siddetin her turlusune nereden gelirse gelsin karsiyiz hic bir kisinin dini inanci inanmamasi beni alakadar etmez o Allahi alakadar eder beni alakadar eden tarafi kisinin insanligidir elamlar