İnsanlık tarihi boyunca bilgi birikimi, deneyim ve tecrübe bireylerin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Kitapları yutmak, mürekkep yalamak ve dirsek çürütmek gibi tanımlar, akademik başarıyı ve bilgi derinliğini simgeler. Ancak bu sürecin sadece mesleki açıdan kıymetinizi artırmakla sınırlı olduğu gerçeği, üzerine düşünülecek bir noktadır. Dışarıdan bakıldığında bir bireyin bilgi seviyesi, toplumda oldukça etkileyici bir şekilde algılanabilir. Ancak bu bilgi ve tecrübe, insanın ruhunu ve karakterini şekillendirmediği sürece gerçek bir değer arz etmemektedir.
Akademik anlamda bireylerin bilgi seviyesinin yüksek olması, onlardan daha fazla şeyler beklenmesi anlamına gelir. Ancak, bu emeklerin boşa gitmeyeceği, moral ve ahlaki değerlere sahip bireyler olduklarında mümkündür. İnsanı insan yapan asıl fazilet vicdandır. Merhamet, bir bireyin ahlak anlayışını besleyerek, onun daha iyi bir insan olmasına katkı sunar. Bu bağlamda, yalnızca bilgiyle donanmış, ancak vicdan yönü körleşmiş bireylerin, topluma ne denli zararlar verebileceği üzerinde durulmalıdır.
İyi bir eğitim sisteminin amacı, bireylere yalnızca teknik bilgi kazandırmak değil, aynı zamanda bu bilgiyi topluma faydalı olacak şekilde kullanmayı öğretmektir. Ancak eğitim, vicdandan yoksun bireylerde varlık bulursa, bu durum felaketle sonuçlanabilir. Örneğin, sahip olduğu bilgi ve becerileri toplumun zararına kullanabilecek bir doktor, mühendis ya da öğretmen, toplum için bir tehdit oluşturmaktan başka bir işlev üstlenemez. Eğitim yoluyla kazanılan bilgi, ahlaki değerlerle desteklenmediğinde, insana dair en temel erdemlerden uzaklaşmış olur; bu da bireylerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini artırır.
Sonuç olarak, iyi bir doktora, iyi bir mühendise veya iyi bir öğretmene sahip olmanın şartı, eğitimin sunmuş olduğu bilgilerin vicdan ve ahlak çerçevesinde şekillenmesidir. Bilgi birikiminin yanında, bireylerin içindeki merhamet ve vicdan duygusu, onları gerçek anlamda insan yapacak unsurlardır.
Eğitimde bilgi kazanımı kadar, bu bilginin ahlaki bir çerçevede uygulanması gerektiği düşüncesindeyim. Sonuçta, sadece akademik başarı değil, aynı zamanda bireysel erdemler insanı ‘insan’ yapan temel unsurlardır.
Naçizane fikrimdir.
Serpil Barın Torunoğulları – Nhaber.nl