Yavuz Nufel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Faşist sevici entellektüeller!

Faşist sevici entellektüeller!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün 3 Haziran Nazım Ustanın ( Hikmet Ran ).  3 Haziran 1963 yılında Rusya’nın Moskova kentinde geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Nazım Hikmet Ran’ın ölümü üzerinden 57 yıl geçti.

57 yılda neler oldu, neler…

WhatsApp Image 2023 06 04 at 01.09.02

Bugün şiir dolu bir yazı yazmak istiyordum, hem ustayı yad etmek, hem de şiir severleri bir nebze olsun şiire doyurmaktı amacım.

Olmadı,

Ne davanın tadı, ne şiirin lezzeti, ne insanların hoşgörüsü ve ideallerinin tutarlılığı kalmadı.

Usta,  hayatın boyunca haklı yada haksız bir davanın neferi idin. Halka küfretmezdin, seni sevmeyeni de severdin.

 Hapisler yattın, seni hapse atanlar, mahpus damlarında çürütenler, vatana hasret ölümüne neden olan zihniyet, ne hikmetse benim gençliğimde Nazım, der başka bir şey demezdi.

Hatta Nazım şiiri bilmeyen, okumayan ilerici, devrimci antifaşist, entellektüel sayılmazdı.

 Olur, dedik, kıymetini geç anlamış olabilirler, dedik…

Yıllar geçtikçe seni  mahpus damlarında çürüten zihniyetin değişmediğini görmeye başladık.

Sen dünyanın en güzel ebedi istiratgâhında Moskova Novodeviçi Mezarlığında 57 yıldır yatarken, memleketim, memleketim diye feryadı figan ettiğin memleketinin halini  göremeyişin ne büyük şans!

Hani şu şiirindeki hasret bendeki…

Dörtnala gelip Uzak Asya’dan,

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak.

Ve ipek bir halıya benzeyen toprak bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın.

Yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim…

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...

Usta yıllardır el kapılarındayız biliyor musun, senin bu dünyayı terk ettiğin yıllarda başladı bu el kapıları…

Aradan koskoca 60 yıl geçti.

El kapılarındaki modern köleliğimizin 50. yılında  anıtını diktiler…

50 yılda Anadolu’nun yağız delikanlıları Faşist Hitler Almanya’sının yerle bir ettiği ülkeleri yeniden kalkındırdı.  Kapanmayan el kapılarına ilk yollananlar şimdi  80’li yaşlarda.

Ölenler zaten senin gibi memleketim memleketim diyerek öldü.

Neyse Usta, uzun hikaye, senin memleketimden insan manzaraları gibi yazmaya çalışıyorum buraların halini.

Biz artık hasretini çeksek de memleketimiz için oy kullanıyoruz bu el kapılarında.

Ülkemizin yönetiminde tek bacağı topal olsa da söz sahibiyiz.

Seçiyoruz ama seçilemiyoruz, kazanan taraf bayram, kaybeden taraf küfür ediyor Usta.

Usta, senin zamanında ve sonrasında hani bizlerin düşüncesine en büyük düşman Kapitalizm, Emperyalizm,  en büyük ülke Amerika idi…
Hani şu meşhur 6. filonun İstanbul’a gelen denizcilerini denize atan “Deniz”ler de yok artık.

Şimdi 6. filonun sahiplerine , “Gel bizi kurtar” diye emperyalizmin, kapitalizmin ağa babasına adeta yalvarıyor, onların sigarasını, markalı esbaplarını giymekten de geri kalmıyorlar.

O da  ayrı bir yara.

Erzurum ağzı ile: Ört ki ölem…

Avrupa’da modern köleleri neye benzetirdin yaşasaydın bilmiyorum.

Hollanda’da dünyanın en büyük faşisti Hitler zihniyetinde bir adam var, adı Wilders…

Tam Hitler gibi değil de onun embriyo, morula hali gibi bir tip.

Kimse sorsan Faşistliği tescilli.

Bir de partisi var, Hollanda’da oldukça da taraftarı mevcut.

Bu dallama sık sık Türkiye’ye,  Hollanda’da yaşayan Türklere bulaşmayı ilke edendi.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de milletvekilliği ve Cumhurbaşkanı seçimleri oldu.

Recep Tayyip Erdoğan kazandı. İtiraz eden yok ama hazmedemeyen çok.

Fakat bunların bir kısmı  siyasi mücadeleyi öyle bir  hale getirdiler ki, kendileri gibi olmayan, düşünmeyen kim varsa insandan başka her şeye benzeterek, alay ederek, hakaret ederek seçimi kazanacağını sandılar. Olmadı ama kendileri  gibi Türkiye Cumhuriyetinin seçilmiş Cumuhurbaşkanına muhalif olan  faşist,  dindar, ırkçı, yerli yabancı, kapitalist, emparyalist, kim olursa olsun  herkese hak veriyorlar, peşinden gidiyorlar, alkış tutuyorlar.

 Bu kafa ile bir 50 yıl sonra bile mümkün değil Usta…

Sana yazacağım yazıyı değiştirmeme neden olan şu haberi  sesli okuyayım,  sen de Rusya’da yattığın yerden dinle:

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı seçimi için Erdoğan’a oy veren Türklerin ülkeyi terk etmesini söyleyen ırkçı ve İslam karşıtı siyasetçi Geert Wilders, bugün sosyal medya hesabından yine gündem olacak yeni bir paylaşım yaptı. Wilders’ın paylaşımına muhalif seçmenlerden gelen yorumlarda, gurbetçilere yönelik çirkin ifadeler yer aldı.

Sosyal medya platformu twitter üzerinden, Türkiye’den yapılan bir paylaşımı ekleyerek paylaşan Wilders, “Geçen hafta Hollanda’da İslamcı Erdoğan’a oy veren Türkleri Türkiye’ye göndermeyi önermiştim. Türkiye’deki Türklerden çok destek geldi.” dedi, eklediği paylaşımın 5 milyon kez görüldüğüne dikkat çekti.

Wilders’ın eklediği paylaşımda ırkçı siyasetçinin geçtiğimiz hafta yayınladığı “Erdoğan’a oy veren tüm Türklerin artık çantalarını toplayıp Türkiye’ye taşınmasını temenni ediyorum. Güle güle!” sözleri yer aldı.

Haber böyle Usta, hani bu faşist zavallının paylaşımına hak veren o kadar Türkiye’den vatandaş var ki.

Bu arada senin yattığın ülkenin başkanı Putin ile en kanki kim dersin?

Dur, düşünme söylüyorum,  Hollanda Irkçı  Faşist Partisi’nin ( PVV)  Başkanı Wilders’ın sevmediği adam var ya işte o, Recep Tayyip Erdoğan.

Hani kim demişti “Bizim ülkemiz de sağcılar solcu solcular sağcı oldu” diye, durum tam da öyle işte.

Bu arada 57 yıldır vatan hasreti ile yattığın yerden naaşını Türkiye’ye getirmek istediler. Dirisi memleket hasreti çekti, ölüsü çekmesin diyen de,  Recep Tayyip Erdoğan…

Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmemek oy vermemek elbette hakkınız, hakkımız demokratik özgürlik ve hak!

Fakat bu toplumun yüzde 52,18’ine, Hollanda’da yaşayan Türk Toplumunun yüzde 70’ine hakaret etmek, küfretmek ve tescilli bir faşiste destek vermek hakkınız değil olamaz da,  olamamalı da.

Burası demokratik bir ülke kardeşim, sana mı kaldı kime hak vereceğim falan filan derseniz,  ben de size Faşist sevici entelektüeller! derim arkadaş…

Not: Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olduğunda  benzeri bir durumda bir vatandaş, “Biz ülkemizin elitleri olarak bu durumu kabul etmiyoruz, sen nasıl elitsin” şeklinde bir söz söylemişti. Ben de, “Siz hangi el’in it’isiniz bilmem ama ben elit falan değilim” demiştim.

  (Bkz. Yavuz Nufel Lalezarda Deli var )  Yazıya nokta koyunca aklıma geldi.

Yavuz Nufel – Nhaber.nl

Faşist sevici entellektüeller!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

N'haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!