Üst not: Yazının sonundaki şiir hakkında yorumlarınızı yeni yıl hediyesi olarak bekliyorum
Gassal dizisi yayınlanmaya başladığı günden beri çok konuşuldu, çok yazıldı…
Ferdi Tarfur’un ölüm haberi ile gözler, kulaklar, duygular “ Ölüm” gerçeğine çevrilse de kimse yine Gassalları konuşmadı.
Oysa ölen kişileri en son en detaylı gören onlar…
Bizim çocukluğumuzda “ Gassal” diye bir kelime bilinmezdi. Gasilhane vardı ama mahallelerde, köylerde cenazeyi o mahallenin, köyün cami imamı yıkardı.
Rahmetli babamı Yakacık- Soğanlık Gasilhanesi’nde yıkamaya gittiğimizde, İstanbul’un yarısını ölmüş zannetmiştim. Sadece Soğanlık Gasilhanesi’nde günde ortalama 500 cenazenin yıkandığını söylemişlerdi. Ki bildiğim kadarı ile İstanbul’da böyle devasa 3 gasilhane vardı.
Hürriyet Gazetesi’nde Ahmet Hakan yazdıktan sonra diziyi merak ettim ve günde beşer bölüm olmak üzere dün itibarı ile iki günde onuncu bölümünü izledim.
Kara mizahın zirve yaptığı bir dizi… İlk bölümünden sonra dizi sizi yakalıyor, farkında olmadan bir sonraki bölümü izlemeye başladığınızı fak ediyorsunuz.
Ahmet Kural rolünün hakkını fazlası ile vermiş.
Gassal dizisindeki bir sahne oldukça ilginç ve bana hiç yabancı değil…
İlk iki bölümünden sonra, ya ben bu dizinin senaryosunun bir bölümünü şiir olarak yıllarca önce yazmışım dedim. Ceneze ve Ayaş.
Dizinin yedinci mi sekizinci bölümünde mi olacak tam hatırlayamadım ama Gassal Baki’ye arkadaşı eşine nasıl aşık olduğunu anlattığı bölüm bana hiç yabancı gelmedi.
Eşine nasıl aşık olduğunu şöyle anlatıyor: Bir minibüste yolculuk yaparken minibüsün ani fren yapması sonucu önlerden oturan, yüzünü göremediği bir kadın ani frenle birlikte ön koltuğa tutununca kadının elini gördüğünü ve “ İşte aşık olacağım kadının eli” dediğini söylüyor.
Benim yılardır göç konulu gösterilerimde Türkan Şoray’a platonik aşkımın nasıl başladığı ile ilgili bölümün çok çok benzeri bir durum!.
Askerlik yaptığım 81 yılında Mecidiyeköy’den bindiğim hınca hınç dolu belediye otobüsünde oturduğum yerden ayakta giden bir hanım yolcunun tutmaçlardan tuttuğu elinin sadece serçe parmağını görmüştüm. Askerlik nöbet vs yarı uykulu yorgun halimle gözlerimi hayali bir kalem yapıp, o gördüğüm parmaktan başlayarak hayali bir kadın resmi çizmiştim. Ve serçe parmağından çizmeye başladığım hayali kadının yüzü aynen Türkan Şoray’a benziyordu. Ve o hayali resimden sonra Türkan Şoray benim platonik aşkımdı. Bu aşkın nasıl bittiği ise gerçek bir anı olarak gösterilerde anlattım, anlatıyorum ; 8 Ocak 2025 tarihinde gösteri de yine anlatacağım…
Diziyi izleyen ve “ İşte aşık olacağım kadının eli” repliğinin ardından daha önce gösterilerimi izleyen bir arkadaş aradaşın neden , “Yavuzcuğum Gassal dizisini izlerken sen aklıma geldin” dediğini de diziyi izleyinde anlamış oldum. Aradım, ne demek istediğini anladım dedim…
” Evet o bölümü sen mi Gassal’dan arakladın diyeceğim ama ben bu serçe parmak olayını senden yıllarca önce duydum, o zaman Gassal senaristi senden mi aldı acaba” dedi
Olabilir belki ama sanmıyorum.
Madem izledin dizi hakkında yorumlarını yazmasan olmaz, dedi…
Evet, olmaz…
Alışıla gelmiş, bir bölümde bir cephanelik dolusu mermi atılan, çarpık ilişkilerde dolu, mizah adına öküz gibi böğürülen vs o kadar dizi arasında bence Gassal’ın yeri başka.
Senaristler, yapımcılar bundan sonra hayatın gerçeği olan ama hep görmezden gelinen konulara yönelseler, el atsalar; şiddetin, kanın, çarpık ilişkilerin en az olduğu hatta hiç olmadığı dizilere ağırlık verseler bence iyi iş çıkarırlar..
Arabesk müziğinin 4 yapraklı yoncasından ikincisi de ebedi aleme göç etti. Allah rahmet eylesin, Bu alemde milyonlarca sevenini ölümü ile üzen Ferdi Tayfur ben inanıyorum ki kendisinden önce o aleme giden Müslüm Gürses’i sevindirecek hasretle birbirlerine sarılacaklardır.
Eserleri ile, geride bıraktığı sevenleriyle ölümsüzlüğün sırrını yakalayan Ferdi Tayfur ile bir devir daha kapandı. Fakat ne mutlu ölümsüzlüğün sıırına erenlere…
B u konu, konular bana hiç yabancı değil. Yıllar önce ölüm gerçeği ile yüz yüze kalmış biri olarak ziyaret ettiğm Karacaahmet ve Zincirlikuyu mezarlığında Mezarlık sakinleri ( mezar taşları ) ile konuşarak yazdığım işte o şiir:
Yavuz Nufel -NHaber.nl
Gasslang ESKIDEN mortaci derlerdi benim cocuklugumda 75 sene evvel mahallemizde birde mortaci bekir vardi rahmetli.