Yavuz Nufel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Gassal ve ben…

Gassal ve ben…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Üst not: Yazının sonundaki şiir hakkında yorumlarınızı yeni yıl hediyesi olarak bekliyorum 

Gassal dizisi yayınlanmaya başladığı günden beri çok konuşuldu, çok yazıldı…

Ferdi Tarfur’un ölüm haberi ile gözler, kulaklar, duygular “ Ölüm” gerçeğine çevrilse de kimse  yine Gassalları konuşmadı.

Oysa ölen kişileri en son en detaylı gören onlar…

Bizim çocukluğumuzda “ Gassal” diye bir kelime bilinmezdi. Gasilhane vardı ama mahallelerde, köylerde cenazeyi o mahallenin, köyün  cami imamı yıkardı.

Rahmetli babamı Yakacık- Soğanlık Gasilhanesi’nde yıkamaya gittiğimizde, İstanbul’un yarısını ölmüş zannetmiştim. Sadece Soğanlık Gasilhanesi’nde günde ortalama 500 cenazenin yıkandığını söylemişlerdi. Ki bildiğim kadarı ile İstanbul’da böyle devasa 3 gasilhane vardı.

Hürriyet Gazetesi’nde Ahmet Hakan yazdıktan sonra diziyi merak ettim ve günde beşer bölüm olmak üzere dün itibarı  ile iki günde onuncu  bölümünü izledim.

Kara mizahın zirve yaptığı bir dizi…  İlk bölümünden sonra dizi sizi yakalıyor, farkında olmadan  bir sonraki bölümü  izlemeye başladığınızı fak ediyorsunuz.

Ahmet Kural rolünün hakkını fazlası ile vermiş.

Gassal dizisindeki bir sahne oldukça ilginç ve bana hiç yabancı değil…

İlk iki bölümünden sonra, ya ben bu dizinin senaryosunun bir bölümünü  şiir olarak yıllarca önce yazmışım dedim. Ceneze ve Ayaş.

Dizinin yedinci mi sekizinci bölümünde mi olacak tam hatırlayamadım ama Gassal Baki’ye arkadaşı eşine nasıl aşık olduğunu anlattığı bölüm bana hiç yabancı gelmedi.

Eşine nasıl aşık olduğunu şöyle anlatıyor: Bir minibüste yolculuk yaparken minibüsün ani fren yapması sonucu önlerden oturan,  yüzünü göremediği bir kadın ani frenle birlikte ön koltuğa tutununca kadının elini gördüğünü ve “ İşte aşık olacağım kadının  eli” dediğini söylüyor.

Benim yılardır  göç konulu gösterilerimde Türkan Şoray’a platonik aşkımın nasıl başladığı ile ilgili bölümün çok çok benzeri bir durum!.

Askerlik yaptığım 81 yılında Mecidiyeköy’den bindiğim hınca hınç dolu  belediye otobüsünde oturduğum yerden ayakta giden bir hanım yolcunun tutmaçlardan tuttuğu elinin sadece serçe parmağını görmüştüm.  Askerlik nöbet vs yarı uykulu yorgun halimle gözlerimi hayali bir kalem yapıp, o gördüğüm parmaktan başlayarak hayali bir kadın resmi çizmiştim. Ve serçe parmağından çizmeye başladığım hayali kadının yüzü aynen  Türkan Şoray’a benziyordu. Ve o hayali resimden sonra Türkan Şoray benim platonik aşkımdı.  Bu aşkın nasıl bittiği ise gerçek bir anı olarak gösterilerde anlattım, anlatıyorum ; 8 Ocak 2025 tarihinde gösteri de yine anlatacağım…

Diziyi izleyen ve “ İşte aşık olacağım kadının eli” repliğinin ardından daha önce gösterilerimi izleyen bir arkadaş aradaşın neden ,  “Yavuzcuğum  Gassal dizisini izlerken sen aklıma geldin” dediğini de diziyi izleyinde anlamış oldum. Aradım, ne demek istediğini anladım dedim…

” Evet o bölümü sen mi Gassal’dan arakladın diyeceğim ama ben bu serçe parmak olayını senden yıllarca önce duydum, o zaman  Gassal  senaristi senden mi aldı acaba” dedi

Olabilir belki ama sanmıyorum.

Madem izledin dizi hakkında yorumlarını yazmasan olmaz, dedi…

Evet, olmaz…

Alışıla gelmiş, bir bölümde bir cephanelik dolusu mermi atılan, çarpık ilişkilerde dolu, mizah adına öküz gibi böğürülen vs o kadar dizi arasında bence Gassal’ın yeri başka.

Senaristler, yapımcılar bundan sonra hayatın gerçeği olan ama hep görmezden gelinen konulara  yönelseler,  el atsalar;  şiddetin, kanın, çarpık ilişkilerin en az olduğu hatta hiç olmadığı dizilere ağırlık verseler bence iyi iş çıkarırlar..

Arabesk müziğinin 4 yapraklı yoncasından ikincisi de ebedi aleme göç etti. Allah rahmet eylesin, Bu alemde milyonlarca sevenini ölümü ile üzen Ferdi Tayfur ben inanıyorum ki kendisinden önce o aleme giden Müslüm Gürses’i sevindirecek hasretle birbirlerine sarılacaklardır.

Eserleri ile, geride bıraktığı sevenleriyle  ölümsüzlüğün sırrını yakalayan Ferdi Tayfur ile bir devir daha kapandı.  Fakat ne mutlu ölümsüzlüğün sıırına erenlere…

B u konu, konular bana hiç yabancı değil. Yıllar önce ölüm gerçeği ile yüz yüze kalmış biri olarak ziyaret ettiğm  Karacaahmet ve Zincirlikuyu mezarlığında Mezarlık sakinleri ( mezar taşları ) ile konuşarak   yazdığım işte o şiir:

 

Yavuz Nufel -NHaber.nl

 

 

Gassal ve ben…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 4 Ocak 2025, 18:44

    Gasslang ESKIDEN mortaci derlerdi benim cocuklugumda 75 sene evvel mahallemizde birde mortaci bekir vardi rahmetli.

    Cevapla
Giriş Yap

N'haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bu site Tarafından yapılmış NHaber.nl gücüyle birlikte çalışmaktadır. ❤️