Yavuz Nufel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Hollanda’da dinozorlar radara yakalandılar! Şerlerinden Allah korusun!

Hollanda’da dinozorlar radara yakalandılar! Şerlerinden Allah korusun!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mangalda közümüz var söyleyecek sözümüz var…
Artık kim ısınır, kim yanar bilemem…

 

Hani şu Hollanda’da sahte evlilikler ve malulen emekli fırıldaklıklarını yazdıktan sonra az da olsa bir kesim var beni linç etmeye çalışıyor.

Rahatsız olması gerekenler olduğunu, gocunması gerekenlerin gocunduğunu duyuyorum…

“Fısıltı Gazetesi” tarafından yayılan dedikodular, hakaretler, bu zavallıların beni “Hiç” tanımadıklarını gösteriyor…

Oysa çoğunun benim nasıl bir gazeteci olduğumu en iyi bilen insanlar olduklarını sanırdım, icraatları gibi düşünceleri, fısıltıları da çok yanlışmış!..

Yirmili yaşlarına ya da Hollanda’ya gelene kadar “Gazete”yi kese kağıdının ham maddesi zanneden zavallılar, başka şahısların yazdığı yazıların altına imza attığımı bile iddia ediyorlarmış kapalı kapılar ardında…

Başka şahısların gazına gelerek, ya da istek ve arzuları üzerine yazı yazdığımı iddia edenlerin isimleri de geliyor kulağıma, başka atacak çamur bulamayınca normal…

Allah’tan korkun diyeceğim ama o şahıslarda Allah korkusu ne gezer!…

Anlayacağınız fosilleşmeye yüz tutmuş bir kısım dinozor tayfası tarafımdan radara yakalandıkları korkusu sarmış olsa gerek…

Sosyal ödenek büroları kayıtlarında çoğu “işsiz” konumunda olan bu zavallılar, Türk Toplumu içinde “başkan”; şu, bu gibi sıfatlarla anılırlar…

Yıllardır yeri geldiğinde, “ Duvarına bir saz, bir de kilim asan solcu olmazdı, olmuyor” demiş, şiirlerimde yazmışsam, gördüğüm, yaşadığım, duyduğum olaylar karşısında artık şunu da rahatlıkla söyleyebiliyorum: Kitaplığında bir namaz hocası olan , duvarına bir bayrak ve yanına bir de teyzelerin ördüğü çanta içinde Kuran-ı Kerim asan Müslüman – Türk olmuyor!…

Bunlar, günde beş vakit namazlarına beş vakit daha eklese ne olur ki bugüne kadar kıldığı namazların bir rekatını bile vesvesesiz kılmadıktan sonra!

Burnunun ucundaki ilme sırtını dönüp, “İlim Çin’de de olsa arayın” sözünü diline pelesenk etseler kaç yazar…

Adaletten, söz etseler kim inanır, ödenek almak için her ay doldurulan formüldeki yalanların altına bir de imza attıktan sonra!

Doğruluktan kul hakkından bahsetseler öğüt verseler kim tutar; doktoru hasta olduğuna, çalışamayacağına inandırıp sonra da sabah namazına imamdan önce gelip yatsıya kadar kantinde pinekleyip (dedikodu edip) yatsı namazından sonra evlere gidildikten sonra…

Yazacak çok şey var aslında, hani acıdığımız, ah vah dediğimiz dinozorlar var ya işte onlar uyumun (entegrasyon) önündeki en büyük engeldir…

Kahvehane açmak için ruhsat alamadıkları için kurulan yüzlerce bilmem ne derneklerinde iş insanı pozu kesenler mi bana yön verecek, gaz verecek…

Köyünde ihtiyar heyetine bile girme şansı olmayan ama burada cami dernekleri başta olmak üzere memleket derneklerinde arz-ı endam edenler mi bana yol gösterecek..

Zaman zaman Türkiye’den gelen zat-ı muhteremlerin elini sıkarken çekilen fotoğrafı paylaşıp, “ ey ahali görün işte ben kimlerle oturup kalkıyorum, yani öyle sıradan biri değilim” gizli mesajına köyün delilerinin bile inanmadığı halde ben mi inanacağım..

Fosilleşmeye yüz tutmuş dinozorlar sanıyorlar ki, onlar olmasa buradaki Türkler dilini, dinini, kültürünü unutacaklar…

Vay be!

Ayrıca ve özellikle hiçbir yaptırım gücü olmayan, bir şekilde adının önüne “Başkan” yazdıran zavallıların en belirgin özellikleri ve es vere vere konuşmalarında verdikleri mesajların meali şöyledir:

“Ben, Büyükelçiden daha yetkili, başkonsolostan iki gömlek üstün, müşavirin amiriyim…
-Onlar yolcu biz hancıyız…
-Yani burada devletimizin asıl temsilcisi benim…
-Beğenmediğimiz bizi ciddiye almayan atanmışı çektirecek kadar kolumuz uzundur.”

Bu söylemlere inanan onlar kadar zavallı birkaç kişi de yok değil ama ben yemem!…

“ Bazı davetlere kendimi zorla davet ettiriyormuşum” Davet aldığım yere erinmem, edilmediğim yere görünmem.

Yine Yavuz Nufel’i bilen bilir…
Bilmeyen de kendi gibi bilir.

Gazetecilik oynanmaz yapılır!…

İftarlarda, bazı toplantılarda protokolde yer kapma yarışındaki zavallı
zihniyet, uyumun önündeki en büyük engel; cehaletin ta kendisi olduğugibi aşırı sağcı partiler de bu zihniyetten dolayı palazlanmakta ve oy toplamaktadır… Kasım ayında seçimler var Hollanda’da… Hadi o kadar yaptırım gücünüz varsa görelim.

DENK ile uğraşma diye bana nasihat veren zavallı, DENK’in bitişinde yok oluşunda çeşitli nedenlerle birlikte sizin bir gücünüz var zannederek, sizi dinleyerek boşa vakit harcamalarıdır.

Avukat İsmet Özkara bunlara güvendi öksürseler 50 bin imza toplarım zannetti 20- 30 toplantı yaptı. Sonuç, Hollanda’da 600 bin kişiyiz ama toplanan imza on bin bile olmadı. Toplanan 9 küsür bin imzanın 5 binden fazlası Hollanda’dan bile değil, online Türkiye’den iyi mi!

Ne oldu göbeği kendinden iki adım önde gidenler, ne oldu basın mensupları sadece yemeğe gider diye haberlere çıkmak için gazeteci arayan, göremeyince de ver yansın eden başkanlar?

Kendi adıma söylüyorum NHaber olarak söylüyorum biz gazetecilik yapmak için çıktık yola, gazetecilik oynamak için değil! Bu böyle biline…

Sahte mail, sahte isim, görünmeyen telefon numaraları ile istediğiniz kadar arayabilir, yazabilirsiniz… Neyin ne olduğunu, kimin kim olduğunu, ne yaptığını, ne yapacağını, ne yaptırmak için desteksiz ve mesnetsiz salladığını bilmesi gerekenler biliyor, dua edin ayağım taşa takılıp düşmeyeyim, burnum kanamasın!…

Allah hepimizi bu fosillerin şerrinden korusun! Amin

Yavuz Nufel – N’Haber.nl

Hollanda’da dinozorlar radara yakalandılar! Şerlerinden Allah korusun!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 30 Eylül 2023, 15:50

    Yavuz Bey Kalemin ve Agzina Saglik Cok Onemli Bir Konuya Degindin Anliyan Icin Gelelim Bahs Ettigin Dinozorlar Ayni Kalacaklar Saygilar.

  2. 29 Eylül 2023, 12:27

    Kardesim Altin,in kiymetini sarraf anlar uzme kendini bunlar teneke oldugundan baska bir seylerden haberleri yok.selamlar.