Atatürk’ün ‘Hatay benim şahsi meselemdir’ dediği gibi, deprem de benim şahsi meselemdir, desem yeridir.
17 Ağustos 1999 Gölcük depremini yaşamış biri olarak, depremin acılarını yüreğinin derinlerinde hissedenlerden, ve daha da önemlisi çeyrek asırdır “Unutmamak, Unutturmamak” için ilk günkü gibi çalışan az sayıda insanlardan biri olduğumu düşünüyorum.
2000 yılında Gölcük depreminin 1. yıl dönümünde sanatçı Yılmaz Morgül toplu sünnet merasimi için Gölcük’deydik. felaket ateşinin söndüğünü, deprem acılarının unutulduğunu, bazılarının bir yıl önce yaşanan acıları ranta dönüştürmeye çalıştıklarını görmüş ve şu dizelerle başlayan şiir yazmıştım.
Bir deprem, bir deprem daha gerek
Düşmeli ağından bin yıllık örümcek
O deprem ki, düzenin döndürdüğü çarkı,
İnsanlar arasındaki farkı
Yere serecek, silip sürürecek… …
Ben ve bir avuç insan unutturmamak ve unutturmamak adına her yıl 17 Ağustos’ta, 12 Kasım’da feryadd-ı figan ederken, “Ya abi sen hala orda mısın, insanlar unutmaya çalışıyor sen hatırlatıyorsun, diyenlere çok rastladım.
24 yıl sonra 6 Şubat 2023’de 10 ilimizi yerle bir eden depremi yaşadık.
99 depreminde kabuk bağlamış yaralarım, acılarım, yanardağ oldu patladı.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir yardım seferberliği başladı. Bence Hollanda Türkleri yardımları en düzenli, en fazla, en hızlı şekilde depremzedelere ulaştıranların başında gelir…
Bir gazeteci ve 99 depremi mağduru olarak imkanlarım ve zamanın elverdiğince kampanyalarını yerinde takip ettim.
Çok şükür takip ettiğim kampanyaların hepsinin yerine ulaştığını görmek, beni ziyadesi ile mutlu etmeye yetti. Hangisini yazayım, 1500 küsür, dernek vakıf var, hiç birisi diğerinden geri kalmadı ki…
Fakat kurulduğu günden beri destek vermeye çalıştığım Hollanda Türk Gönüllüler Vakfı’ndan ( HTGV ) söz etmeden olmaz. Bir diğerine 29 Ekim balosunda şahit olduk. Hollanda Altın Lale Vakfı da “Hatay benim şahsi meselemdir” sözünde yola çıkarak ilk günden beri, ünlü sanatçı Karsu adına kurulmuş Karsu Vakfı ile depremzedele için yaptıkları takdire şayan…
Öte yandan HAKED, Hollanda Ankaralılar Eğitim ve Kültür Derneği… Onların da unutmadığına, deprem bölgesinden elini çekmediklerine şahit oldum. Geçtiğimiz gün Osmaniye Bahçe Kaymakamı Aziz Kayabaşı HAKED’in davetlisi olarak Hollanda’daydı. Depremden önce, sonra ve hala HAKED’in bölgeye yatıkları yardımları anlattı. Bizlere ve hayırseverlere teşekkür plaketi verdi. Sağolsunlar.
Özür dilemem de / beklemem de, ama çok sevindim teşekkür ederim HOTİAD
Geçen yıl bir kampanya vesilesi ile Hatay’a gitmek nasip oldu, bir gazeteci bir gözlemci olarak.
Hollanda Türk İş Adamları Derneği HOTİAD bölgeye 100 konteyner konut yaptıracaktı. Konteynerlar gelmiş ama kurulmamıştı. Kış kapıdaydı ve hala çadırlarda yaşayan insanlar vardı. Samandağ Belediyesi ile HOTİAD arasında yaşanları ulusal medyada gündem olmuştu. Ben de konuyu kendi üslübumla, kalemimi satmadan kiraya vermeden “HOTİAD’ın derdi Samandağ’da beni niye gerdi” başlığı ile yazdım. İyi ki yazmışım, ki; benim yazımdan bir ay kadar sonra kış kapıya dayanmadan HOTİAD Hatay’a çıkartma yaptı. Söz verdikleri konteynerlar kullancak hale getirilip, dayayıp döşendi ve depremzedelere teslim edildi. BKZ: Hatay’dan bir haber geldi, dediler ki Hatay’a Hollanda’dan 10 numara yardım
Günümüzün geçer akçe gazeteciliği gibi Öküz altında buzağı arayıp fil bulup deve çıkarmadım. Hatay’a çıkartma yapan hayırseverler ve basın mensupları arasında olmama rağmen, depremzedelerin HOTİAD konteyner evlerine kavuşmalarınısür mansetten gururla ve herkesten önce yayınladım. Çünkü herkes unutsa da deprem benim şahsi meselem. Bence reçetem biraz acı da olsa, ki değil, teşhis ve tedavi mükemmeldi.
5 Yıldızlı otel konforunda…
Geçtiğimiz günlerde 40 yıllık dostlarımızla aramızda soğuk yeller estiren HOTAD konteyner evler’nden haber aldım. “ Abi gerçekten mobilyaları, soğutma, ısıtma cihazları ile 5 yıldızlı otel gibi. Depremzedelerle konuştum, nasıl dua ediyorlar, nasıl bilemezsin. Bu konuda hassasiyetini biliyorum” dedi. Çorbada tuzumuz yok ama galiba bir tutam biberimiz oldu sanıyorum…
Zaten başka türlüsünü de duymak istmezdim. İçinde oturacak koltuğu olmadan verilenleri de gördük, duyduktan sonra HOTİAD yaparsa böyle yapar, dedim…
Bu yüzden “ Yazmasam olmaz”dı ve daha önce ki acı reçetem için özür dilemiyorum HOTİAD’dan fakat duyduklarım karşısında teşekkür etmek boynumun borcudur. Ayrıca mesleğimizin unutulan bir gerçeği yaptığın haberi takip etmektir.
Bu mesele benim için kapanmıştır fakat deprem gerçeğinin benim şahsi meselem olmaya devam edeceğinin de bilinmesini isterim. Çünkü 99 depreminde unutamadığım o çocuğun feryadını böyle yazmıştım ve hala kulaklarımda:
Yavuz Nufel-NHaber.nl