Saçmalamadan seçtiklerim.
Eski Gırgır Dergisi okurları bilir. Kutucuk içinde her hafta bir kaç soru ve cevabı yazılırdı.
Bkz: Aşağıda 70’li yıllarda yayınlanmış derginin sayfasında alt köşede.
O zamanlarda da bu konuda yazdıklarımız olmuştur. Geçtiğimiz gün arkadaşın birisi bir link yolladı. Bu tür soruları karşılıklı sorup cevaplıyorlar. Oldukça hoşuma gitti, beni yıllar öncesine götürdü. Küllenmiş ateşim alevlendi, o video da olmadığını düşündüğüm birkaç seçme saçma geliverdi aklıma.
Buyurun:
Haram olmasada yenmeyen ete ne denir?
Poşet…
En temiz meyve hangisidir?
Kiraz…
Müzikle alakası olmadığı halde isminde müzik terimi olan sebze hangisidir?
Patates
Erik çekirdeğine ne denir
İçerik
…
Kazan nasıl doğurur?
Özellikle günümüze kadar Hoca Nasreddin fıkralarını güncelliyordum bir ara. Günümüzde aynı olaylar yaşansaydı acaba Hoca Nesrettin ne derdi?
Bir gün komşusu Hoca’dan kazanını ister, işi btince içine küçük bir kazan koyarak, “ Hocam kazanınız doğurdu” der. Sonra da yine ödünç aldığı kazanı gerş getimez, Hoca kazanı sorduğunda “ Öldü” der komşusu… Kazan ölür mü diyen Hoca’ya komşusu, “ Yahu hocam doğduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun” diyerek Hocayı, sokak tabiri ile “ kekler”…
Eğer Hoca bildiğimiz hoca ise öyle demiştir, işi bu kadar uzatmamıştır. Kazan doğurdu diye ilk geldiğinde Hoca komşusuna, “ Ulan bi şey etmediğiniz kazan kalmıştı, onu da mı becerdiniz” derdi.
Hatta günümüzde olsa bu olay, “ Bu p..ç’in babasını getir çabuk “der üste bir kazan daha alırdı…
…
Nerede o eski Ramazanlar
Ramazan ayı her yl 10 gün erken geldiğinden yine kışaylarına doğru yaklaştı. Uzun kış gecelerinde iftar, sahur ayrı bir güzel oluyor. Ramazan demek sadece oruç tutmaktan ibaret değildir. Özellikle Osmanlı da iftardan sahura kadar olan eğlenceler hala anlatılır.
İyilik, yardımseverlik, hoşgörü ayı olan Ramazan deyince “Nerde o eski Ramazanlar” diye hayıflanma özlemler de peşi sıra geliyor.
Mesela Karagöz ve Hacivat eski ramazan eğlencelerinin olmazsa olmazı..
Direklerarası şenlikleri, kahve kahve dolaşan meddahlar, kukla ve gölge oyunları ve orta oyunlarıyla ifatardan sahura kadar devam eden eğlencelerden bahseden pek kalmadı ama eski ramzanlar yazıp aradığınız da karşınıza ilk bunlar çıkıyor.
Ve çocuklar için “ Tekne Orucu”, fakirler için bakkalardaki veresiye defterinin ( Zimem Defteri ) adı gizli bir hayırsever tarafından alınıp borçların ödenmesi…
Gidilen bir zengin iftarında iftara davet edilen ve maddi durumu iyi olmayanları incitmeden “ Diş Kirası” adı ile yapılan maddi yardım. ( Hassasiyete bakar mısınız?)
…
İki de ramazanlık mani
Fıkrayı güncelledik bari bir iki fırından yeni çıkmış ramazan pidesi sıcaklığında mani yazalımda, “ Yahu bu adam şair galiba” desinler…
Buyurun önce iki taze mani:
Asprinim yut beni
Oruç gibi tut beni
Fazla nazlanma yarim
Ya sev, ya unut beni…
…
Ramazan var seçim var
Sofralarda neler var?
Kalk aç tutma orucunu
İmsaka az zaman var
…
Tekrar oruç tutanın tutmayanı kafirlikle (!); tutmayanın da tutanı gericilikle, yobazlıkla itham etmediği; hoş görünün ve sevginin arttığı, dostluk ve bereket dolu bir “Ramazan” ayı diliyorum…
Yavuz Nufel- NHaber.nl