İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Tunus’a nasıl yardım edilebileceği ve “domino etkisinden” nasıl kaçınılabileceğine dair Avrupa düzeyinde bir tartışma başlatmak için 11 Haziran’da Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile beraber Tunus’a gideceğini söyledi.
Meloni, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Roma’daki başbakanlık sarayı Chigi’de iki saati aşkın süren bir görüşme yaptı. İki lider, görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Kendisinin Berlin’i ziyaretinden 4 ay sonra Scholz’u Roma’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Meloni, bunun iki ülke ilişkilerinin dinamizm ve yoğunluğunun bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Meloni, Almanya ile yıl sonundan önce yapılacak hükümetler arası zirvede onaylamak istedikleri İtalya-Almanya Eylem Planı ile diyaloğu güçlendirmek istediklerini aktararak, “ITA Havayolları ve Lufthansa arasındaki anlaşma, ülkelerimizin stratejik düzeyde de ne kadar yakınlaşabileceğinin kanıtıdır.” dedi.
İtalya Başbakanı, Avrupa’nın yeni bir istikrar paketine de ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Büyümeye bakan yeni bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Avrupa’da rekabet gücünün uygun kurallarla desteklenmesi gerekiyor. Esnekliği sağlayan mali kurallar gerekiyor.” diye konuştu.
Meloni, göç ve iltica konusunda bir anlaşma noktasına varmak için çalıştıklarını ifade ederek, “Umarım, tüm ulusların çıkarlarını savunabilecek orta bir noktada buluşabiliriz. (AB’de göçmen ve sığınmacılarla ilgili) Pakta dair bir tanımlamaya varmanın öncelik olduğuna eminim ama bununla beraber göç baskısı altındaki ülkelere de dikkat vermek gerekiyor. Bence büyük güçlük genel bir tablo üzerine çalışmakta, bu nedenle bir sonraki AB zirvesini dikkatle takip edeceğim.” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın “İtalya ve sınır ülkeleri olmadan iyi işleyen bir Avrupa göç politikasına sahip olmanın çok zor olduğunu” bildiğini belirten Meloni, düzensiz göç konusunda dış sınırlar konusunu çözmemeleri, insan kaçakçılığıyla mücadele etmemeleri ve yasal göçü teşvik etmemeleri halinde AB’de göç ve iltica konularını düzenleyen Dublin anlaşması üzerine bir anlaşmaya varmak da dahil olmak üzere güçlükleri aşmanın çok daha zor olacağını ifade etti.
İtalya Başbakanı, Akdeniz üzerinden göçmen akınlarının arttığını, ülkesinin son aylarda tek başına Akdeniz’de hayat kurtardığını savundu.
Meloni, Tunus’a nasıl yardım edilebileceği ve “domino etkisinden” nasıl kaçınılabileceğine dair Avrupa düzeyinde bir tartışma başlatmak için gelecek pazar günü AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus’a gideceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Tunus için Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) finansmana ihtiyaç olduğu hususunu Şansölye Scholz ile görüştük ve kendimizi pek çok ortak pozisyonda bulduk. Tunus’un mevcut durumunu pragmatizmle ele almak bizim için bir önceliktir çünkü Tunus’taki bir istikrarsızlığın tüm Kuzey Afrika üzerinde ciddi yansımaları olur, bu da kaçınılmaz olarak bizi etkiler. Tunus’u güvence altına alacak bir anlaşmaya varmak için tarafların diyaloğa açık olmaları gerekiyor.”
Meloni, Tunus’a yapacakları ziyaretlerinin ihtiyaç duyulan kurtarma paketi için bir anlaşma yolunu açmaya yardımcı olması gerektiğini söyledi.
Ukrayna’da devam eden savaşı da görüştüklerini dile getiren Meloni, “Ukrayna meselesinde bizim desteğimiz tartışma konusu değil. Sorumluluğu olan herkes bilir ki, Ukraynalıları savunmak Avrupa’yı savunmak demektir. Gerektiği sürece desteğimizi garanti ederiz. Biz de barış için çalışıyoruz ama barış, ‘işgal’ kelimesiyle karıştırılmamalı. Adil bir barış olmalı, saldırıya uğrayan milletin taleplerine saygı göstermek gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
İtalya’nın Emilia Romagna Bölgesi’nde mayıs ortasında yaşanan sel felaketinden ötürü dayanışmasını ifade eden Scholz, “İtalya, Almanya’nın önemli ve güvenilir bir dostudur. İtalya ve Almanya, AB, NATO, G7 ve G20 çerçevesinde mükemmel ilişkilere sahip.” dedi.
Scholz, İtalya’nın dikkati çektiği düzensiz göç konusuyla alakalı, “Göç ve mülteci sorunlarının üstesinden ancak AB içinde hep birlikte gelinebilir. Sorunları başkalarının sırtına yüklemek başarısız olmaya mahkumdur. Göç sorununa Avrupa’da ortak bir yanıt bulacağımıza eminim. Göçmenlerin çıkış ve geçiş yaptığı transit ülkelerle diyalog önemli.” şeklinde konuştu.
Scholz, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının güvenlik ortamını kökten değiştirdiğini belirterek, “AB, bir güçtür. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bunu öngöremedi. Avrupa’yı hafife aldı.” ifadelerini kullandı.
Scholz, “silah, askeri eğitim ile destekledikleri Ukrayna’nın yanında olduklarını ve bunu Rusya’nın işgali sona erinceye kadar gerektiği sürece yapacaklarını” kaydetti.
Almanya Başbakanı, İsveç’in NATO’ya üyelik talebine de değinerek, “İsveç’in Vilnius’taki NATO Zirvesi’nde İttifak’a katılacağı yönündeki ümidimizi paylaşıyoruz. Zirveden güçlü bir sinyal çıkmasını istiyoruz. Bu ciddi durumda transatlantik ittifakın birbirinin yanında durmasını ve gerçekten NATO topraklarının her santimetrekaresini savunmak istiyoruz.” yorumunu yaptı.
Scholz, Ukrayna, Moldova, Batı Balkan ülkeleri ile Gürcistan’ın AB’ye katılma perspektifinin ilgi çekici olduğunu, bunu ileriye taşımak için reformlar yapmak gerektiğini söyledi.
Olaf Scholz, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi için işbirliğinin hayati olduğunu ve bunun herkesin yararına olduğunu aktarırken, “İtalya ile Almanya arasında gaz ve hidrojen boru hattına yönelik çalışmaları ilerletme kararımızdan memnunum.” dedi.
Meloni de “Enerji konusunda, kaynakların çeşitlendirmesi ve özellikle Akdeniz’deki bağlantı altyapıları üzerinde çalışmanın çok önemli olduğu hususunda mutabıkız. Bu konuda, AB Komisyonu ile beraber, İtalya, Avusturya ve Almanya’yı bağlayacak yeşil hidrojen ‘South2’ koridoru projesini desteklemek için çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.