Türkiye’de Asgari Ücrete %30’luk bir zam yapıldı. Net rakam 22.104 TL. Bu, hükümetin “tarihi bir artış” olarak duyurduğu, mutfakta ise hiçbir karşılığı olmayan bir rakam. “Zam geldi” diyorlar ama dışarıda, sokakta, pazarda, markette insanlar “bu para neye yetiyor?” diye soruyor. Cevap basit: Hiçbir şeye.
Bu Parayla Kim Yaşıyor?
Gelirinizi 22 bin TL olarak düşünün. Şimdi hemen bir hesap yapalım: Kira en az 12 bin TL. Elektrik, su, doğalgaz faturaları, en soğuk kış ayında 4 bin TL’yi buluyor. Markete gidiyorsunuz, alışverişin tutarı 3 bin TL. Mutfakta ne pişireceksiniz? Ekmeğin fiyatı 10 TL, zeytin 200 TL, süt 50 TL… Bu parayla bir aile nasıl geçinir? Sadece hayatta kalmaya mı çalışacak? Lüks, hobi, seyahat? Onlar sadece hayal.
İstatistikler Yalancı, Gerçek Hayat Acı
Ekonomistler ve yetkililer istatistiklerle konuşmayı çok seviyor. “Alım gücü arttı, yaşam standartları yükseldi” diyorlar. Ancak gerçek hayatta insanlar her gün giderek daha da zorlanıyor. Markette, pazarda ve evde yüzler asık. 22 bin TL’nin içinde, bir ailenin sadece kirayı, faturayı ve birkaç temel ihtiyaç maddesini karşılamak zorunda kalması, toplumda ciddi bir kopuşa yol açıyor.
Ve bir de enflasyon gerçeği var. Kasım ayında %47,09 olarak açıklanan enflasyon, aslında gerçeği yansıtmıyor. Bu oran, tüketicinin cebinden çıkandan çok daha az. Bugün bir insanın yaşam maliyetleri, hükümetin açıkladığı rakamların çok ötesine geçmiş durumda. Çalışan, çalışanına verilen maaşla geçinmeye çalışırken, ekonominin derin yaralarını hissetmeye devam ediyor.
Zamlar Bizi Kurtarmaz, Çözüm Zamanı
Hükümet, işverenlere fazla yük bindirmemek adına asgari ücreti arttırırken, işçilerin insanca yaşamlarını sürdürebilmesi için gerekli adımları atmayı göz ardı etti. TÜRK-İŞ’in talep ettiği 29 bin 583 TL asgari ücret, belki biraz daha yakın bir gerçeklik ama yine de yetersiz kalabilir. Sorun maaş artışlarıyla çözülmez. Gerçek çözüm, enflasyonla mücadele, üretimin artması ve fiyatların kontrol altına alınmasıyla mümkündür.
Emeğiyle geçinen, her gün daha fazla yorulan, yaşam mücadelesi veren insanların sesi, her geçen gün daha da duyulmaz hale geliyor. Zamlar yalnızca bir miktar para artırıyor, ancak halkın yaşadığı geçim sıkıntısını çözmüyor. Bu, sadece günü kurtarmaya çalışan bir çözüm.
Emeğin Karşılığı Bu Kadar mı?
Bugün, bu ülkede yaşayan milyonlarca insan sadece hayatta kalabilmek için çırpınıyor. Kültür, sanat, tatil, özgürce bir yaşam, bu kelimeler artık çoğu için lüks. Çocuklarına oyuncak almak, güzel bir akşam yemeği yemek, bir kitap almak gibi basit istekler, neredeyse ulaşılmaz hale geldi. Asgari ücretin 22 bin TL olması, işçiyi, emekçiyi rahatlatmıyor. Aksine, zorunluluklar arttıkça bu miktarın içinde kaybolan umutlar daha da büyüyor.
Zamlar gelir ama geçim sorununu çözmez. Bugün yine gerçeklerle yüzleşmeli ve emeğin gerçek karşılığını aramalıyız. Yüksek maaşlar değil, adil bir yaşam düzeyi sağlanmalı. Çünkü bizlere reva görülen, sadece geçinmek için mücadele etmek değil, insanca yaşamak olmalı.
Özlem Ok- NHaber.nl