Öznur Mısral
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Batı cephesinde yeni bir şey yok

Batı cephesinde yeni bir şey yok

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Olacak.
Doğu cephesinde de batı cephesinde de yeni bir şeyler olacak.
Olmalı.
Ama şimdilik yok.

Yer West-Vlaanderen.
17 Kasım 2022.
Baba olacak olan adam intikam uğruna iki çocuğunu öldürdü.
Nasıl ve ne şekilde yaptığı bilinmiyor hayır açıklanmıyor.
Savcılık araştırma yapıyor.
Çok geç.
Bu ülkede geçtiğimiz hafta iki çocuk sıkıntılı bir ilişkinin doğurduğu sonuçlardan dolayı öldürüldü.
Boşanma masasına oturan çiftler masada anlaşamadıkları için.
Doğru bazı insanlar masaya oturmayı bilmiyorlar.
Belki öğrenirler.
Avukat arkadaşları çok kızdıracağım birazdan.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış, kovulayım sorun değil gerekirse köy kalmasın.
Doğrular canımızı sıkıyor bir türlü gerçeklerden hoşlanmıyoruz.
Hoşlanmasak da gerçek gerçektir kardeşim.

Olaya geri dönelim mesajlar birazdan.
Baba çocuklarını öldürdükten sonra facebooka çocuklarının resmini yayınlıyor ve şöyle yazıyor…

Özür dilerim.
Neyin özrü?

Bu hayvanat bahçesinden (mecazi anlamda) çıkma cani, özür dilemiş.
Sanki özür dilemek bir şeye erdemmiş gibi.
Özür dilemek konusuna girersem yazı gereğinden fazla uzayacak belki başka sefere.
İntikam ve boşanma sürecinin getirdiği sonuçları da başka bir yazıda sırası ile ele alacağım.
Önce bazı karmaşıklıklardan kurtulmamız gerek.

Olay sonrasında belediye başkanı şöyle bir açıklama yapıyor. ‘Hayatımda geçirdiğim en zor gecelerden biriydi okul yönetimine ve bu konuyu anlamama katkı sağlayan tüm herkese teşekkür ederim’
Teşekkür ederim.
Neyin teşekkürü?
Siyaset yapan kişiler önlerine uzanan evrakları imzalamaktan başka bir işleri olmayan ancak ola ki bir olay olduktan sonra devreye giren bu sorumlu kişiler de sorumluluktan payını almayacaklar elbette.

Yani hiç kimse sorumlu değil bu olayda.
Sorumlu kişinin biri özür dilerim diyor öbürü özür dilerim.
Özür dilerim den sonra mı teşekkür ederim yoksa teşekkür ederim den sonra mı özür dilerim.
Batı cephesinde bizler aile olarak çok büyük yerleşim yerlerinde yaşamıyoruz.
Kentlerden bahsetmiyorum.
Rotterdam, Amsterdam, Brüksel veya Antwerpen’dan bahsetmiyorum.
Küçük yerleşim yerlerinden ki bu olay çok küçük bir yerleşim yerinde gerçekleşiyor.
Dolayısıyla elbetteki ki başta bir ‘duyarsızlık’ söz konusu.
Hiç kimse bu oluşacak aile trajedisinin sinyallerini izlememiş takip etmemiş.
Halbuki böylesine bir facia gerçekleşmeden önce mutlaka ve mutlaka ki bazı sinyaller verir.
Takip edilmemiş.
Kimsenin umrunda değil çünkü herkes işini malesef ki doğru dürüst yapmıyor.

Avukatlar acaba boşanma aşamasında masadaki anlaşmazlıkta fark edemezler miydi?
Avukatların konuya yaklaşımları genellikle kendi menfaatleri ve müşterilerinin menfaatleri doğrultusunda oluyor. Ortalığı daha da kızıştırmakta üstlerine yok! Ne kadar çok müşteri o kadar çok kazanç veya müşterinin karşı taraftan edineceği kazancı doğrultusunda bir başarı hikayesi.
Sistem bunun üzerine kurulduğu için bir sistem çökmesi aslında.
Evliliklerde boşanmalar da sistemin kurbanı olmak zorunda.
Herkes muzdarip herkes ama herkes kendi payına düşeni almış durumda avukatların da hakimlerin de benzer hikayeleri var.
Anne ya da aileler bu sinyalleri hiç mi farkedemedi ?
Hayır farketmiyorlar çünkü çocukları düşünen malesef olmuyor böylesi olaylarda.
Herkes alacağı ‘fayda’ veya uğrayacağı ‘zarar’ ı hesaplıyor.

Sahi bizim gerçekten kimsemiz yok mu bu gibi durumlarda olay olmadan olmasını engelleyecek tek bir kişi yok mu ?
Yok.
Ne yakın çevre ne de uzman kişiler.

Boşanmak hiçbir zaman ama hiç bir zaman, hiçbir tarafa ‘fayda’ sağlamaz.
Boşanmak bir hesap kitap işi değildir.
Boşanmak direk olarak çocukların hayatını etkileyen olumsuz bir süreçtir.
Bazı durumlar boşanmayı gerekli kılar,zorunlu kılar.
Bu gibi durumlarda bencilliği bir kenara bırakıp sağlıklı bir süreç yaratmak da zorunludur.
Bazı insanlar bu potansiyele bu kavrayışa sahip olamayacak kadar ‘bencil’ ve ‘ahlak yoksunudur’.
Bunlar hayvanat bahçesinden çıkıp bir trajedi oluşturduktan sonra genellikle ya ‘özür dilerim’ ya da ‘ben yapmadım’ diyerek sorumluluğun bir parçası bile olmayı redderler.
Sistem de bu insanları ya yutar ya da körükler.
Olan çocuklara olur.
Kör evliliklerin kurbanı olan o güzel çocuklara.
Evlenmeyi blip ayrılmayı bilmemek olmaz.
İnsan gibi ayrılmayı öğrenmeyenlerle öğretmek gerek.
Maalesef bunun bir okulu yok.

Evliliklerin başlangıcında aramak gerekir aslında sonucu.
Geçenlerde istemeden şahit olduğum bir konuşma sonucunda zaten yanık olan beynim bir kez daha yandı.
Genç bir hanımın kasiyer bir beyefendiyle yaptığı konuşmayı aktarıyorum.
Bu güzel hanım bir beyefendiyle evlilik yapmak üzere olduğunu söylüyordu ve beyefendi ile ya da yapacağı evlilikle ilgili tereddütlerini gidermeye çalışıyordu.

Mal varlığı oldukça yüksek olduğu anlamına gelen konuşmada kadının tereddütü evlenmek üzere olduğu yeni eş adayının mal varlığında bir hak iddia edip edemeyeceği idi.
Genç adam bu hanıma risk almaması tavsiyesinde bulunurken kadın ama onun da şunları şunları var diyerek bir yandan adamın mal varlığını açıklıyor bir yandan da aslında kendi kendisini ikna etmeye çalışıyordu.
Daha başlamadan bitişteki ‘kar’ ‘zarar’ hesapları.
Çok kötü durum feci.

Konu yayıldı toparlayalım.

Bu durum artık bir çıkmaz. Bireysel veya toplumsal bir çıkmaz.
Paradoks.
Sağlıklı kurulamayan başlangıçlar sonucu kötü deneyimler.Evlilikler ve ayrılıklar.
Kötü deneyimlerin sonucu olarak sağlıklı kurulamayan başlangıçlar.Ayrılıklar ve evlilikler.
Çocuklar, çocuklar, çocuklar!

Batı cephesinde değişen bir şey yok filmiyle durumu özetleyelim.
Bir kaç yüz metre alan için ölen 17 milyon insan.
Fiziksel ölümler.
Birkaç yüz euro için ölen 17 milyon insandan fazla.
Fiziksel ve psikolojik ölümler.

Ölüyoruz,öldürülüyoruz.
İnsanlığımız ölüyor.
Üçüncü dünya savaşının tam içindeyiz merkezinde.

West Vlaanderen da yaşanan olayı şiddetle kınıyor ve o güzel iki çocuktan ve bütün çocuklardan herkes adına sevgi dolu bir dünya kuramadığımız için ‘ÖZÜR DİLİYORUM’

Öznur Mısral – N’haber
Felsefeci / Yazar / Özel Eğitimci
Aile içi Şiddet Danışmanı

Mail: oznurmisral123@gmail.com

Batı cephesinde yeni bir şey yok
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 21 Kasım 2022, 16:06

    Esler arasinda seviye farkliligi varsa sorunlarda katmerlenetek büyür. Eger eslerden biri kumarbazsa herseye ragmen sevgi ister -huyu kurusun. Tanri cocuklarimizi bize emanet olarak verdigine göre bu bile onlara zarar vermememiz icin yeterli bir sebeb.

Giriş Yap

N'haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!