Bu yazı 27-8-2022 tarihinde yazılmıştır.
Türkiye’ye giden Avrupalı Türklerin ziyaret ettikleri yerlerden birisi de Çamlıca Cami.
Gidip görenler anlattı, senin bu konuda yazdığın bir yazı vardı NHaber’de bulamadık, diyorlar.
Sanıyorum o zaman NHaber yayın hayatında yoktu. Arşivimden buldum çıkardım.
İşte o yazı:
Bugün yolumuzu Çamlıca Cami’ ye düşürdük…
Yapımından günümüze kadar çok yazıldı, çizildi…
Bugüne kadar girmek kısmet olmamıştı.
Hiç fotoğraflarda görüldüğü gibi değil daha da muhteşem…
Lise yıllarında az da olsa sanat tarihi okumuş biri olarak Mimar Sinan’ın eserlerinden 5 asır sonra yapılan Çamlıca Cami için son sözümü son paragrafa sakladım..
Gittiğimizde öğlen ezanı okunuyordu.
Dış avluda, iç avluda ve caminin içinde yüzlerce ziyaretçiden etkilenmeyen yok gibiydi. O nasıl bir ses anlatamam…
Beş vakit namaz kılan bir yakınım, mahallelerindeki hoca ezan okumaya başladığında kulaklarını tıkadığını söylerdi. Bu tam tersi insan ezan bitmesin istiyor.
Caminin altı binlerce arabalık üç katlı akıllı park yeri…
Boş park yerlerinde yeşil, dolu yerlerde tavandan sarkan kırmızı ışık yanıyor.
Yürüyen merdivenlerle yada asansörlerle önce dış mekana çıkılıyor, dört yanı müthiş İstanbul manzara terası.
İç avlunun ortasında bir şadırvan…
Sonra ibadet edilen iç mekan…
Ana kubbenin bütün yükünü 4 ana taşıyıcı sütün taşıyor…
Öğlen namazı başlayacağı için kadınların sadece kendileri için ayrılan bölüme namaz kılmak için geçmelerine müsade edildi. Namaz kılmayacak olan kadınlar iç avluda görevliler tarafından bekletildi…
Devasa cami yarı dolu sayılırdı fakat namaz kılmasalar da erkekler için caminin iç mekanına girmek serbest…
Ön tarafta erkekler namaz kılarken bir o kadar insan da (erkek) içeride gezip fotoğraf çekiyor, çektiriyordu…
Kadınlara namazın bitmesini söylüyordu hanım görevliler… Namaz bitti cemaat dağıldı…
Adının İshak Danış olduğunu öğrendiğim sesine hayran kaldığım baş imam, Kur’anı Kerim tilavetine başladı…
Camiyi gezmek isteyen yerli Türkçe bilen kadınlara görevliler “ Tesbihat bitsin öyle içeri girebilirsiniz ” derken; yabancılara İngilizce olarak, “ Tesbihat, dua finiş you go” diyerek içeri girmelerine engel oluyorlardı.
Havanın güzel, günün pazar olmasından olacak Cami diğer günlerden dağa fazla ziyaretçi ağırlıyordu bugün.
Allah kabul etsin hocamızın Kur’an tilaveti namazdan sonra inanın yarım saatten fazla sürdü.
Bir ara hatim indiriyor sandık…
Ah be hocam, yarım hoca dinden eder diyeceğim, sana yazık olacak; demeyeceğim orada bekleyen yüzlerce hanımın homurdanmaları içime dert olacak.
Yani 5, bilemeden 10 dakikalık bir ayet okusaydınız da ne o kadınlar homurdanıp, o görevli kızları zor durumda kalmasaydı…
İnşallah sesinizin güzelliği nefsinizi kamçılamamıştır…
Gezdik. dolaştık, bu camiyi Çamlıca’ya yakıştırdık…
Aracımıza gitmeden önce abdesthaneye, tuvaletlere uğrama ihtiyacı hasıl oldu…
Girişte tek kelimelik kusur bulamayacağız dedirten bir temizlik…
Fakat görevlilere değil kullanlara iki çift sözüm var. Yahu insan kullandığı musluğu kapatır, değil mi? Açık bırakılmış musluklardan birini ben, bir diğerini ise bir vatandaş kapattı…
Hani israf haramdı?
Büyük abdest için helalar yine aynı!
Alaturka tuvaletlere ( çömelerek ihtiyaç giderilen ) bakmadım bile…
Öteki oturaklı olanlar!
3 tanesinin kapısını açtım, rezalet!
Hani temizlik imandan geliyordu?
İnsan nasıl bulmak istiyorsa öyle bırakmalı değil mi?
Park alanından çıkışta trafik İngiltere gibi soldan!
Park alanına girip çıkarken aman dikkat!
Neden olduğunu anlayamadım ama mutlaka mantıklı bir sebebi vardır…
Fakat bir araba park alanından çıkarken öteki bir araç çıkış yapıyordu kafa kafaya geldiler…
Söze yekün tutacak olursak, kim ne derse desin ben beğendim… Yıllarca o tepelerde duran demir yığını antenler, vericiler gitmiş Mimar Sinan’ın ve diğerlerinin eserleri ile 5 vakit ezanlaşan bir eser gelmiş…
Daha önce son yıllarda yapılan bir çok camiyi görüp “ Mimar Sinan görse mezarında kemikleri sızlar” diyen ben, Çamlıca Cami içln “ Mimar Sinan görse gurur duyar” diyorum…
Yükseklik korkumu yenebilirsem bir ara da Çamlıca kulesine çıkacağım…
27-8-2022- Yavuz Nufel
