Hollanda’ya gelen birinci nesil ile ilgili ne duysam dinliyor, ne bulsam okuyor, izliyorum.
Hollanda’ya gelen ilk nesil vatandaşlarımızın ramazan ayını günlük yaşamlarını, Bayram namazını ve eğlencelerini anlatan bir video buldum.
İlk gurbetçilerimizi ramazan ayında pansiyonlarda iftarından tutun bayram namazına, bayram eğlencesine kadar, eşlerini ve çocuklarını yeni yeni getirmeye başlayanların dil eğitimi mesleki eğitimleri, kısa ama çok şey anlatıyor.
Bence yazının burasında bulduğum videoyu biraz sansürlenmiş hali ile izleyelim. Nereleri, neden sansürlediğimi daha sonra yazacağım.
Buyurun:
Bir çok dernek, vakıf vs 60. Yıl kutlamasına hazırlanırken, göçün 40. Ve 50 yılında yaptıklarım yapacaklarım garantisidir deyip, 60. Yıl için çalışmalarım sürüyor.
İLK NESİL GURBETÇİLERİN ÇEKTİKLERİ
Daha önce 40. Yıl için Mavinin Destanı belgeselinde, ilk nesil hep gençlerde yükleniyor, biz neler yaptık, gençler vurdum duymaz, dil, din, kültür gidiyor korkusu vardı.
Göçün 50 yılında da yine gençlerden umudu kesmiş ve onlara Z kuşağı diye bir harfin içine sıkıştırmaya çalışan kendilerini her şeyin en iyisini bilen olarak gören orta yaş ve üstü insanların serzenişi vardı.
Yukarıdaki videoyu izlediniz değil mi?
Giyimleri kuşamları ne kadar güzel, bayram namazına giderken hepsi ne kadar şık giyinmiş. Sonra Ramazan bayramı için konserde görüyoruz gurbetçilerimizi değil mi..
AH, O ESKİ BAYRAMLAR MI?
Öyle ya bayram, güzel güzel giyinmek, yemek- içmek, gülüp- oynamak değil mi?
Şimdi bir kısım / bir kesim kalkmış “ Ah nerede o eski bayramlar, şimdi insanlar bayramı tatil için bekliyor” diye feryat ediyor.
Elbette gidecekler, bayram bu bayram…
Yukarıda izlemiş olduğunuz videoyu kırptım, sansürledim…
Çünkü o yıllarda bizim yılbaşı gelse de, tüller içinde de olsa Nesrin Topkapı’yı izlesek derken, Avrupalı, Hollandalı gurbetçiler bayramda dansöz oynatıyormuş iyi mi?
Hem de aç kurtlar gibi bakarak…
İLK NESİL GURBETÇİLER ŞİMDİ BAŞLARINI ELLERİNİN ARASINA ALIP DÜŞÜNMELİ
İşte o nesil var ya o nesil hepsi değil ama çoğu ellerini başının arasına alıp bi düşünsün derim.
Ve düşünsünler, şimdi gençlere ahkam kesen amcalar, dayılar, kaçınızın bildiği ama görmediği, kaçınızın olan ama bilmediği çocukları var…
Çoğu hasta olduğundan oruç tutmuyorlardır biliyorum o yüzden oruçlu oruçlu diye başımın etini yemeyin!
Sizin geldiğiniz yıllarda yanlış değilse veriler Avrupa’da kadın erkek nüfus ortalaması 1 erkeğe karşılık 10 kadın düşüyormuş.
Bu rakamın İkinci Dünya Savaşı sonrası 1’e 18 olduğunu duydum ama belge yok şimdilik.
Şimdi kalkıp “Biz gençliğimizde şöyleydik, böyleydik”, en kahraman, en yakışıklı, en dindar, en namuslu edebiyatı yapmayın…
Yaşlı bir teyze dedi ki, “ Oğlum bakma sen bunların şimdi böyle yürüteçle zebun zebun hani şu belgesel filmlerde kıçı sarkık kurda benzeyen hayvanlar gibi yürümelerine . Buraya eşlerinden önce gelip de dost tutmayan, bir kişi gösteremezsin” dedi.
Sonradan öğrendim ki, rahmetli amcamız, devrin hızlı zamparalarındanmış, teyzem çok çekmiş…
Sizleri yukardaki izlediğiniz videonun sansürlediğim kısmı ile bırakırken, Yazmasam olur muydu sizce?
Buyurun bayramlık ağzınızı açmadan “Bayramlık dansöz” 55 yıl önce yengelerimiz bile gelmiş.
Yavuz Nufel – N Haber.nl
