Hollanda’ya Türk işçi göçünün 60 yıllık mazisinin 57 yılına tanıklık eden bir adam, Gazeteci, hani hayatım roman olur sözünün anlam bulduğu bir adam. Öyle bir İlhan Karaçay ki, o Hollanda’da haber peşinde koşarken ben İstanbul Pendik’te 70’li yılların başında onun haberlerini okuyarak tanıdım kendisini…
İlk okulu yeni bitirmiş, bir yandan ayakkabı boyacılığı yapıyor, bir yandan da Pendik Merkez Cami altındaki kahvehanede askıcılık yapıyor, esnafa çay götürüyordum. O zamanlar çocuklar 4 aylık yaz tatilllerinde okul masraflarını çıkarmak, aile bütçesine katkıda bulunmak için, bir esnafın yanında çalışırdı. İşçi, çocuk hakları falan hak getire, kimse zaten öyle bir hakkın olduğunu bile bilmediği yıllardı. Yaz tatili için bir yere gitmek bir kenara, 4 ay süresince hafta sonu bile bilmeden çalışırdı çocuklar.
Benim de, 70’li yılların başında başlayan ve orta okulu bitirene kadar, işte böyle yazlarım geçti.
Ayakkkabı boyacılığı, askıcılıkın yanında ben bir haber spikeriydim. Televizyonlar da yoktu. Vardı ama ben İlhan Karaçayı tanıdığımda test yayınları yeni başlamış, Pendik’te olsa olsa 5-10 evin çatısında TV anteni görülüyordu.
Askıcılık yaptığım kahvehanenin daimi müşterileri ihtiyarlar, kuşluk vaktı gelir, ikindi sonu evlerine giderdi. Her saat başı transistörlü radyodan “ajans” ( habeleri ) dinlerlerdi.
Her kuşluk vakti gelen 4-5 ihtiyarın hiç birinin okuma-yazması olmadığı için, kahvehaneye alınan gazeteleri elime tutuştururlar, köşe yazıları, üçüncü sayfa cinayet haberleri, pehlivan tefrikalarına kadar okuturlardı. O zamanlar Deniz Gezmişler, Başbakan Nihat Erimler, 12 Mart Muhtırası gündemde…
İşte o yıllarda gazeteleri okurken sık sık okuduğum haber başlığından sonraki ikinci cümle, “İlhan Karaçay Hollanda’dan bildiriyor” olurdu. ( O zamanlar bu şekilde Mahreç haberin başına atılırdı, Mahreç Gaztecinin adı/ imzası )
Haberinin olmadığı gün çok azdı. Unutamadığım haberlerinden birisi, Rotterdam’da bayram namazı sonrası, bir gurbetçinin bir başka gurbetçiyi öldürmesi idi. İhtiyarlar az yorum yapmadılar. “Sen oralara para kazanmaya git, hem de küskünlerin barıştığı bir günde bayram namazı sonrası adam öldür…”
Unutamadığım bir başka haber ise, Rotterdam’da iç savaşı andıran, Hollandalıların Türklerin kaldığı evlere ve işyerlerine saldırması idi. Yine ihiyarlar öyle yorumlar yaptılar ki, suçu mağdur olan, yaralanan bizim gurbetçilere yükledilerdi.
Hollandaya’ya geldikten kısa bir süre sonra tanıştık İlhan abiyle. Kendisi o konuyu yazdı, harfiyen doğrudur. Merak eden arar bulur, sayfalarında var. Sonra abi-kardeş olduk, beraber haber peşinde de koştuk, seyahat de ettik.
Göçün 40’ıncı yılında öyküsünü yazdım, Mavi’nin Destanı Belgeseli’nde hayatını çektim. Yeter mi, yetmez, çünkü “Öyle bir İlhan Karaçay’ki,” göçün 60 yılında eski yazdıklarımızı bilenlere hatırlatmadan, bilmeyenlere anlatmadan olmaz.
Ne diyordum hep, “Yazmasam olmaz” gerçekten göçün 60’ıncı yılında yazmasam olmazdı. Derledik, Topladık ve Yazdık…
Yazmak için emek ve zaman benden, okumak için merak ve zaman da sizden olsun…
ÖYLE BİR İLHAN KARAÇAY Kİ…
Tam 57 yıllık deneyimiyle, mesleğin inceliklerini ve gücünü en iyi şekilde kavramış, geçmişte gerçekleştirdiği eşsiz röportajlar ve cesur haberleri ile tanınmış İlhan abimiz, Hollanda’daki vatandaşların sesi olma misyonunu kusursuz bir şekilde yerine getirirken, her konuda sağladığı bilgi ve analizlerle takdir ve saygı topluyor.
Hollanda’da yaşayan gözde gazetecilerin piri olan meslektaş ağabeyim İlhan Karaçay, gazeteciliğin kutsalını ve yüceliğini yıllar boyunca ustalıkla temsil etmiştir. Tam 57 yıllık deneyimiyle, mesleğin inceliklerini ve gücünü en iyi şekilde kavramış bir isimdir İlhan Karaçay.
Geçmişte gerçekleştirdiği eşsiz röportajlar ve cesur haberler, günümüzde nadir bulunan bir derinlik ve tarafsızlık sunuyor.
İlhan abimiz, Hollanda’daki vatandaşların sesi olma misyonunu kusursuz bir şekilde yerine getirirken, her konuda sağladığı bilgi ve analizlerle takdir ve saygı topluyor.
Yaşının ilerlemesiyle birlikte, gazetecilikteki ustalığını daha da derinleştiren bu değerli meslektaş ağabeyim, Goethe’nin de belirttiği gibi, “Yetmiş yaşındayım ama öğreneceğim çok şey var” diyerek öğrenme azmi ve merakını hiç kaybetmemiştir. Son aylarda yayınladığı içeriklerle, hem yurt içinden hem de yurt dışından aldığı övgüler, onun ne kadar önemli bir figür olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Pek çok yayın organı da onun etkileyici çalışmalarından ve dürüst gazetecilik anlayışından övgüyle bahsetmektedir.
Karaçay’ın gazetecilik alanındaki ustalığı ve etkileyici kişiliği, sadece bir kariyerin ötesinde, bir miras ve ilham kaynağıdır. Onun deneyim ve bilgeliği, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de aydınlatmaya devam edecek niteliktedir.
Karaçay’ın gazetecilikteki öncü rolü, sadece haberleri aktarmakla sınırlı değildir; aynı zamanda toplumları dönüştürme gücünü de taşıyor. Yıllar boyunca sağlam bir etik anlayışıyla hareket ederek, doğruyu ve adalete olan bağlılığıyla örnek olmuştur Karaçay. Onun cesareti ve kararlılığı, halkların sesi olma misyonunu en yüksek standartlarda sürdürme çabasını yansıtmaktadır. Bu nedenle, sadece Türkiye ve Hollanda’da değil, tüm dünyada, Karaçay adının övgüyle anılması ve çalışmalarının ödüllendirilmesi gerekmektedir.
İlhan Karaçay’ın haber ve yazıları, sadece Türkiye ve Hollanda ile sınırlı kalmamakta, aynı zamanda uluslararası düzeyde geniş bir kitleye ulaşmaktadır. İnanılmaz bir çabanın ürünü olarak, yazıları, beş bin kadarı medya olmak üzere, 27 bin e-posta adresine doğrudan servis edilmekte, binlerce WhatsApp ve Messenger kullanıcısına da gönderilmektedir. Bununla da sınırlı kalmayıp, sosyal medya platformları olan Facebook, LinkedIn ve Twitter’da da yayınlanmaktadır.
Bu muazzam erişim ağı, Karaçay’ın yazılarının yüzlerce haber portalında da yer almasını sağlamaktadır. Bütün bunlar, Karaçay’ın eserlerinin, sadece etkileyici değil, aynı zamanda rekor bir düzeyde kullanıldığının ve yayıldığının güçlü bir göstergesidir. Karaçay, bu kadar geniş bir kitleye ulaşarak, toplumlarda ve dünyada gerçek bir değişim yaratma potansiyelini ortaya koymaktadır.
Daha önce yayınlamış olduğum, ‘İlhan Karaçay’ı geçmişi ile yüzleştirdim’ başlıklı yazım ile, ‘Adı, Hollanda ile özdeşleşmiş yaşayan tarih:İlhan Karaçay’ ve de ‘Hollanda, pek çok şey için Türkiye’ye müteşekkir kalmalıdır’ başlıklı röportajlarımı okumak için, alttaki linke tıklayınız.
Tabii ki bu yazıların tamamının Hollandacasını da,aşağıdaki linkte bulacaksınız.
Darisi senin hakkinda ilerdeki yazarlarin seni anmalari sen Ahde Vefa gösteren bir arkadaşımızın seniele iftihar ediyoruz