Yavuz Nufel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Rutte elimizden zor kurtuldu

Rutte elimizden zor kurtuldu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu yazıyı okurlarımızdan, takipçilerimizden gelen yoğun istek, eleştiri ve yazmasam olmaz ilkesi ile yazıyorum!

WhatsApp Image 2023 04 16 at 16.23.48

“Bir ramazan daha İftar Rezaleti, sefaleti ve bereketi ile geride kalmak üzere. Yediğin içtiğin senin olsun, bizim gitmeden gördüklerimizi sen gittiğin halde görmedin mi? Yazmasan olmaz“ diyorlar.

Gördüm tabi de hani ayıp olmasın illa öküz altında buzağı aramanın, fil bulup deve çıkarmanın anlamı yok dlye düşünmüştüm.

Bu bana ait bir gazeteci tanımlamasıdır. Özellikle politize olmuş gazeteci, karşı tarafın açığını öküz altında buzağı arar gibi arar, fil bulup deve çıkartıyorlar günümüz gazetecilerin bir kısmı.

Neyse, bu yılda ramazan ayının bir iki gün haricinde iftar davetlerindeydim.
Gidemediklerimizi ise sosyal medyadan gördük, takip ettik…

Hepsi birbiri ile sözleşmiş gibi sunumlar aynı idi…
Meşhur otellerde verilen iftarlar Allah için, açık büfe dünya mutfağının en lezzetli yemeklerinden oluşan bir sunum, ye yiyebildiğin kadardı.

Beş tabağın alamayacağı yiyecekleri bir tabağa Everest tepesi gibi tepeleme doldurma sanatına şahit olduk…

Bir daha kalkıp almama tembelliği mi, ya kalmazsa korkusu mu, ya da sofra kültüründen bihaber olmak mı anlayamadık ama ramazanın, orucun ruhuna aykırı olduğu muhakkak…

Hemen hemen her iftarda karşılaştığı atanmışlarla ( Büyükelçi, başkonsolos ) her defasında fotoğraf çektirme mecburiyeti mi, çevresine bakın biz her seferinde kimlerle oturup kalkıyoruz havasını atmak mı; yada çocukluğunda/ gençliğinde ‘bir baltaya sap olamazsın’ diyenlere, ‘Bakın, görün ben kimlerle oturup kalkıyorum’ mesajı vererek gizli bir intikam alma duygusu mu çözemedik…

En görkemli iftarlardan birisi de muhakkak ki Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin katıldığı iftar oldu. Hem de eski kraliçelerin yazlık saray olarak kullandığı tarihi mekanda…

12 yıllık başbakan Rutte hayatı boyunca çektirmediği kadar fotoğrafı o iftarda çektirmiştir sanıyorum.

İftara katılanların 4’de üçü Hollandalı ve diğer uluslara mensup insanlar olmasına rağmen 4’de birini oluşturan bizimkiler tabir yerinde ise yemeklerini ayakta yediler diyebilirim. Başbakan da öyle. Bir fotoğraf çektirme yarışı başladı, masalar arasında oluşan dalgalanma denizlerde olsa gemiler sefere çıkamazdı. O derece yani…

Ben dahil Türklerden her davetlinin Başbakan Rutte ile bir fotoğrafı oldu. Bizimkiler dalga dalga Başbakanın etrafında halkalar oluştururken, bizim masada ve yan masalarda Hollandalıların bu izdihama anlam veremediği bakışlarını nasıl yazayım ki…

Ben o dalgalanmada boğulmak istemediğimden ve sigara ihtiyacım için dışarı çıktığım anda Başbakan Rutte Titanic faciasından kurtulan yolcu gibi kendini dışarı atmak üzere idi ki bana yakalandı. Fotoğrafı paylaştım görmüşünüzdür.

Diğer fotoğraf çektirenler ne dedi yan yana poz verirken bilemem ama ben, “ Size oy vermiyorum ama yine de sizi seviyorum” dedim. Hatta aynı renk gömlek ceket giyinmişiz pişti olduk, yazdım.

O görkemli salonda davetliler makam mevki gözetmeksizin kaynaşılsın, tanışılsın diye davetlilerin masalara karışık oturması istenmiş olmalı ki herkes isteği yere oturmakta serbestti.

Fakat ne acıdır ki bizim vatandaşlar her iftarda karşılaştığı yine kendinden olan insanlarla oturmayı tercih etmişti…

Bizimkilerin masalarında bir Hollandalı, Faslı veya diğer uluslara mensup ‘yabancı’ kimse yoktu…
Başka önemli blr konu ise Hollandalı masa arkadaşımız bir modacının tabiri ve Türkçe meali ile “ Hollanda Türk Basını “ (bir kaç eksikle ) tam tekmil, gibi bir söz söyledi…
Artık ne demek istediyse…

Ertesi gün yazılan haberlere bakınca tek kalemden çıktığı gün gibi aşikar: Kes- Kopyele- Yapıştır…

Bir- iki cılız ses, aslında günah çıkarma kendilerince, karınlar doyduktan sonra ama!
Sanki parasını kendileri ödemiş gibi, ‘ Ya bu kadar masrafa ne gerek var. Deprem, aç insanlar, mıy mıy da mıy mıy… ‘

Blr başka cılız ses, “ Allah bu günümüzü aratmasın ama arkadaş her yerde aynı yemekler. Bulgur pilavı, pirinç pilavı, tavuk et sote, kırmızı et sote… Öğlenden yapılmış sulanmış salata, teneke kutularda içecek, çam fıstığı görüntüsü vermek için içi bezelye ile yeşillendirilmiş baklava”

Acısıyla tatlısıyla blr ramazanın daha sonuna geliyoruz.

Geriye dönüp baktığımızda anlatacağımız çok şey yok aslında ancak ve ancak
“B,r zamanlar, bakanlar, başbakanlar katılırdı iftarlarımıza biz fotoğraf çektirmek için yarışırdık.” diyebiliriz.

Aç kalktığımız iftarlarda oldu, şairin dediği gibi “Yiyin efendiler yiyin … “ dediği iftarlar da.
Hepsini de Allah kabul etsin. Nankörlüğün lüzumu yok.

Çağrıldığımız yere erinmedik, çağrılmadığımız yerde görünmedik. Yazdığımız güzel iftar haberlerini eleştiren arkadaşlar, yazdım işte oldu mu?

Şimdiden herkesin bayramı baklava tadında kutlar, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim…

Yavuz Nufel – nhaber.nl

Rutte elimizden zor kurtuldu
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 17 Nisan 2023, 00:32

    Yavuz beyin yszısını şaşırarak okudum.
    İftar proğramları amacının çok dışına çıktığı kesin.
    oysa halktan birileri olması,yaşlısı,hastası,öğrencisi ve gerçekten öyle bir ortamda bulunma ihtimali olmayan kişilerin olmasını tercih ederdim.
    Bayramınızı şimdiden kutluyorum.